Şirket tescili için bekleyen iş insanı, bakanlıkta örgü ören sekreterden fırça yedi
1976 yılının 3 Şubat günü Kayseri’deki Yılmaz Öztaşkın, New York’ta yaşayan kuzeni Yavuz Altop’a telefon etti:
- Gözümüz aydın. Kredimiz çıktı. Seni bekliyoruz.
Yavuz Altop, 6 Şubat 1976’da Kayseri’ye döndü. Öztaşkın ve Altop ailelerinde bayram havası vardı. Kredi başvurusu yaptıkları Türkiye Sınai Kalkınma Bankası yetkilileri, irtibatı sürdüren Yılmaz Öztaşkın’a şu tavsiyede bulunmuştu:
- 10 milyon TL sermayeli anonim şirketinizi kurun, şirket sözleşmenizi getirin, kredinizi verelim.
Hemen 10 milyon sermayeli şirket sözleşmesi hazırlandı. Yalnız, sözleşmenin noter tasdiki için 110 bin liraya ihtiyaç vardı. Bunun için de ayrıca kredi turuna çıkıldı. Bir banka, “110 bin liralık senet karşılığı krediyi veririz” dese de işlemden vazgeçti.
Şansları yaver gitti, dönemin Türkiye İş Bankası Kayseri Şube Müdürü Ayhan Bey, Öztaşkın ve Altop’u davet etti, projeyi, planlarını dinledi:
- İyi bir iş kolunda faaliyet göstermek üzere çaba harcıyorsunuz. Faaliyetleriniz sırasında aklınıza ilk önce İş Bankası gelsin.
Öztaşkın ve Altop, İş Bankası Şube Müdürü’nün yakın ilgisi üzerine beklentilerini paylaştı:
- Efendim, 110 bin lira işimizi halletmiyor. Anonim şirketi oluşturabilmemiz için 2.5 milyon liralık banka blokaj mektubuna da ihtiyacımız var.
Bu işlemler tamamlanınca Yavuz Altop, ertesi gün otobüse bindi, Ankara’ya gitti. “Süntaş Sünger Sanayi ve Ticaret A.Ş.” adlı şirketlerini Ticaret Bakanlığı’nda tescili için başvuru yaptı. İşlemin tamamlanması, ilgili genel müdürün imzasına kaldı.
Altop, ilgili genel müdürün sekreteryasının kapısında beklemeye başladı. Kapıdaki yazı dikkatini çekti:
- İçeri girilmesi yasaktır…
İki saat bekledi, dayanamadı kapıyı açtı. Gördüğü manzaraya şaşırdı:
- İki kadın sekreter örgü örüyordu.
Sekreterlerden biri yüksek sesle sordu:
- Kapıdaki yazıyı görmedin mi? Niçin içeri giriyorsun?
Altop dayanamadı:
- İki saattir yazımın hazırlanmasını bekliyorum. Siz vergilerimizle maaş alıyorsunuz ama vatandaşa hizmet etmiyorsunuz. İşlemi tamamlayıp Kayseri’ye dönmem gerekiyor.
Sekreterler şu yanıtı verdi:
- Dışarıda bekle, yazıyı hazırlayalım…
Altop’un yazısı müdahalesi üzerine yazıldı, imzadan çıktı. O da ilk otobüsle Kayseri’ye döndü…
Yavuz Altop, kuzeni Yılmaz Öztaşkın’la Yataş’ın temellerini ilk attıkları yıllara uzanan bu öyküyü, hayatını kaleme aldığı “Anneannemin Karton Bavulu-Yataş’ın Hikayesi” kitabında anlattı.
Editörlüğünü Sema Çubukçu’nun yaptığı kitap, Doğan Yayınları’ndan çıktı…
Yavuz Altop’un öyküsünün bu bölümü, dönemin Türkiye İş Bankası Kayseri Şube Müdürü’nün öngörüsünün ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
Ya Bakanlıkta örgü ören sekreterler? Artık bu tutum gerilerde kalmış mıdır?
Yoksa örgünün yerini, cep telefonuyla sosyal medya turu mu almıştır?
Her hafta 50 bin liralık kredi için Kayseri-İstanbul arasında git-gel olur mu?
Yılmaz Öztaşkın ile Yavuz Altop, aile şirketi “Süntaş Sünger Sanayi ve Ticaret A.Ş.”nin kuruluşunu 1976 yılı Şubat ayında tamamlamış, sıra Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’yla kredi sözleşmesi imzalamaya gelmişti.
Yılmaz Öztaşkın’la Yavuz Altop, 12 saatlik otobüs yolculuğunun ardından İstanbul’a vardı, soluğu Kabataş’taki banka merkezinde aldı. Yöneticiler dosyayı inceledi, olumlu yanıt verdi:
- Kredi sözleşmesini yapabiliriz.
Altop, Öztaşkın’a döndü:
- Yılmaz Bey, sözleşmeyi dikkatlice okuyalım. Çünkü, birkaç maddeye baktım. Banka lehine yazılmış tek taraflı bir sözleşme gibi gördüm.
Öztaşkın yanıtladı:
- Yavuz, doğru söylüyorsun, okumadan imza atmamamız gerekir. Ancak, şöyle veya böyle, bu krediyi almazsak, alamazsak, şirket kurmak için başka şansımız var mı? Elimiz mahkum.
Öztaşkın, ilk imzayı attı, Altop’u ter bastı, şöyle düşündü:
- Yılmaz Bey’in çıkışı çok yerindeydi. Çünkü, benden yıllar önce ticarete atılmıştı, belli bir tecrübeye sahipti. Ben cesaretli değilim ama o cesaret sahibi…
İmzalar atıldı, kredi çıktı:
- 3 milyon TL ve 500 bin Alman Markı.
Yalnız TSKB, 3 milyon TL’lik krediyi parça parça kullandırmaktan yanaydı. Yani, haftalık 50 bin liralık dilimler halinde kullandırılacaktı. Bu, Altop ya da Öztaşkın için her hafta 12 saatlik Kayseri-İstanbul yolculuğu demekti. Yolculuk gidiş-dönüş 24 saatti.
Yavuz Altop, TSKB’nin o dönemki Krediler Müdürü Yılmaz Taşçı’ya durumu anlattı:
- Yılmaz Bey, teşekkür ederiz. Bize kredi imkanı sağladınız. Bu krediyle Kayseri’de bir sanayi tesisi kurmaya başladık. Ama her hafta 50 bin lira için gel-git yaparsak, işimiz zorlaşır.
Ardından ekledi:
- Bakınız Yılmaz Bey, bu sanayi tesisini kurabilmek için Amerika’daki doktora tezimi yarım bırakarak vatana döndüm. Bu işi mutlaka başarmalıyız. Bize güvenir, kredimizi serbest bırakırsanız, sonucu alır, ortaya bir eser çıkarırız.
Yılmaz Taşçı, Altop’u dinledikten sonra asistanına talimat verdi:
- Süntaş’ın kredisinin tamamının serbest bırakıldığına dair bir yazı hazırlayalım.
Kredinin serbest bırakılması Süntaş’ın önünü açtı. Yılmaz Öztaşkın’ın kardeşi Mehmet Öztaşkın ile Yavuz Altop’un kardeşi Hakkı Altop, fabrika yerinin tadilatına başladı.
Yılmaz Öztaşkın ile Yavuz Altop da sünger makinesi siparişi için başta Danimarka olmak üzere Avrupa’nın yolunu tuttu…
Feyzioğlu: Ben böyle küçük işlerle uğraşmıyorum
Yılmaz Öztaşkın ve Yavuz Altop’un Kayseri’de Süntaş fabrikasını kurmaya çalıştıkları dönemde Adalet Partisi (AP), Milli Selamet Partisi (MSP), Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) koalisyonundan oluşan hükümet işbaşındaydı.
Süleyman Demirel Başbakan, Necmettin Erbakan, Turhan Feyzioğlu ve Alparslan Türkeş de Başbakan Yardımcısıydı.
Öztaşkın ve Altop ailelerinin Süntaş’ı kurdukları sırada kaynakları kıt ama masrafları çok fazlaydı. Fabrikaya alınan makinelerin gümrük vergisi hesaplandı:
- 800 bin lira…
Yavuz Altop, konuyu Güven Partisi Kayseri Milletvekili Mehmet Altmışyedioğlu’na açtı. Çünkü Gümrük ve Tekel Bakanlığı görevini Güven Partili Orhan Öztrak yürütüyordu:
- 800 bin liralık gümrük vergisinin takside bağlanmasına yardımcı olabilir misiniz?
Altmışyedioğlu, yakın arkadaşı Altop’a birlikte Ankara’ya gitmeyi önerdi:
- Ankara’da Genel Başkanımız sayın Feyzioğlu’na konuyu açalım.
Feyzioğlu, TBMM’de Yavuz Altop’u ayakta dinledi, yanıtını verdi:
- Ben böyle küçük işlerle uğraşmıyorum. Kayseri’ye büyük yatırım olursa, yardım ederim. Siz Bakanlığa gidin, mevzuat müsaitse meseleniz halledilir.
Altop, kendini tutamadı:
- Efendim, kuracağımız fabrika bugün küçük görülebilir. İleride büyük istihdama imkan vereceği inancındayım. Bilirsiniz, hiçbir kuruluş başlangıçta büyük değildir. Küçük gözüken teşebbüsün yarın hangi boyutlara ulaşacağını söylemek, herhalde şu an erken olur.
Altop, ardından Gümrük ve Tekel Bakanlığı’na gitti, Bakan Öztark’tan randevu istedi. Öztrak, Altop’u dinledi:
- Kayseri’de Süntaş Sünger Fabrikası kuruyoruz. İthal edeceğimiz makinelerin gümrük vergisi 800 bin lira tutuyor. Taksitlendirilmesi mümkün olur mu?
Bakan Öztrak, Süntaş Sünger’in talebine olumlu yanıt verdi. Altop, rahat nefes alıp Kayseri’ye döndü.