Sırada ekonomik kurtuluşun 100. yılı var
İzmir bugün, Yunan işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümünü kutluyor. 103 yıl önce bugün Yunan ordusu İzmir’e ayak basmış, aynı anda da gazeteci Hasan Tahsin’in kurşunları sayesinde direnişle tanışmışlardı. O tarihten itibaren 3.5 yıl boyunca Anadolu’da ilerleyen ve Afyonkarahisar’a kadar ulaşan Yunan ordusu, Mustafa Kemal Paşa komutasında gerçekleştirilen Büyük Taarruz sonunda hızla geri çekilmeye başladı. Yunan ordusu, ilk adım atışından bin 213 gün sonra 9 Eylül 1922’de İzmir’in topraklarını terk etti.
İzmir’in işgalden kurtulmasıyla kurtuluş için çok önemli bir adım atılmıştı ama bu yetmezdi. Mustafa Kemal Paşa, bu durumu, bu tarihten 5 ay 10 gün sonra gerçekleştirilecek olan 1. İktisat Kongresi’nin açış konuşmasında, “Yeni Türkiye’mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü devir, ekonomi devri. Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz. Ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir” şeklinde ifade edecekti.
Bu yüzden ki yeni Türkiye’nin adı konmadan, yani Cumhuriyet ilan edilmeden önce Atatürk ekonomiye el attı. Bunu da yine kurtuluşun simgesi olan İzmir’den başlattı. Asıl adı Türkiye İktisat Kongresi olan ancak daha çok İzmir İktisat Kongresi olarak anılan bu kongrenin İzmir’de toplanması rastlandı değildi. İzmir, işgalin tüm ağırlığını hissetmiş, savaşın yıkımını yaşamış, ekonomik olarak çökmüş durumdaydı. İzmir gibi Türkiye de küllerinden doğacaktı. Bu düşünce ile gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nde pek çok karar alındı, 8 ay sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin izleyeceği ekonomi politikası dosta düşmana duyuruldu.
Kongrenin en büyük özelliği adeta bir “ekonomi meclisi” görevi görmesiydi. Kongreye, o dönem için tüm ekonomi gruplarını ifade eden sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi kesimlerinin temsilcileri katıldı. Burada alınan kararlar, yasa gibi uygulandılar. Daha sonra TBMM’de ekonomiyle ilgili düzenlemeler yapılırken, burada çizilen çerçeveler içinde kalındı. Bunun sonrasında da, 1981, 1992, 2004 ve 2013 yıllarında yapılan iktisat kongreleri de dahil olmak üzere, hiçbir organizasyon ülkenin geleceğinde bu kadar etkili olmadı. Çünkü ilk kongrede tüm kesimler kendilerini ifade etme şansı bulmuştu ve karar verici irade bunlardan herhangi birinin ön kabulü ile işe başlamamıştı.
Beş ay sonra ilk İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yılı kutlanacak. Elbette kutlamaların bir parçası olarak da yeni bir iktisat kongresi organize edilecek. Çalışmalar İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde sürdürülüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iyi niyetini takdirle karşılıyoruz ancak gönül isterdi ki bu kongre, ilk kongrenin ruhuyla gerçekleştirilsin. Yani tüm kesimler eteğindeki taşı döksün, ortak kararlar alınsın ve uygulayıcılar ekonomiye dair atacakları yeni adımlarda önce bu kararlara göz atsın. Türkiye, ciddi bir ekonomik krizin içinden geçiyor. Böyle bir adım krizden çıkışa önemli bir katkı sağlayacaktır.