Sinandali’de iki gün…

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK

Gürcistan'ın başkenti Tiflis'ten yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta, Kafkas Dağları'nın muhteşem manzarası altında üzüm bağlarından kokuların yayıldığı bir yerdeyiz. Burası, Gürcistan’ın bağlarıyla ünlü Tsinandali Bölgesi’nin (Sinandali okunuyor) kalbinde yer alan Kakheti (Kaheti okunuyor). Şair, asker, aristokrat Prens Alexander Chavchavadze'nin (Çavçavadze okunuyor) Sinandali Sarayı Müzesi'ne de ev sahipliği yapan 18 hektarlık tarihi parkın içinde, A Radisson Collection Hotel’de kalıyoruz. Otelin hemen yakınındaki saray, Alexander Puşkin'in yanı sıra dönemin hemen hemen her Gürcü şairi tarafından ziyaret edilmiş, dönemin edebiyat dünyasının uğrak yerlerinden birisi.

Otelin yanındaki anfitiyatroda yapılan Sinandali Festivali’nde Renaud Capuçon, Kian Soltani Mao Fujita’nın sahne alacağı konserde Mendelssohn ve Çaykovski yorumları dinleyecek, (Gürcistan'daki ilk kuyruklu piyano Sinandali'de sergileniyor) ardından Sukhishvili Ulusal Bale Topluluğu’nun sergileyeceği dansları izleyip daha sonraki iki gün boyunca bölgeyi gezeceğiz. Kaheti bölgesindeki en önemli kenti Telavi. Biz de Telavi’ye çok yakınız ve bir akşamüzerini şehri gezmeye, yöresel pazardan alışveriş yapmaya ayıracağız.

Gürcistan’da Türkiye ve Türkler çok seviliyor. Hemen her yerde Türkçe bilenleri bulmak mümkün. Fotoğraflı yeni kimlik kartlarıyla pasaportsuz gidip gelmek çok kolay. Daha öncesi seyahatlerimden Gürcistan’ın tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri ve gastronomi kültürü hakkında bilgi sahibiydim, ama Sinandali’ye ilk kez geliyorum.

Sinandali’yle özdeşleşen Çavçavadze'nin (1786-1846) Gürcü edebiyatı üzerindeki etkisi oldukça fazla. Gürcü şiir dilini yerel dile yaklaştırmış bir isim. Gürcü Romantizminin baba figürü ve modern Gürcü şarap yapımının kurucusu, Légion d'honneur üyesiymiş. Sivil ve askeri kariyeri süresince çok sayıda onur madalyası ve nişan almış. Ailenin armasının üzerindeki sandalye taht; tek boynuzlu at ailenin asil kanı; çapa sağlamlığı, kılıç savaşma hırsını ifade ediyormuş. Gürcistan’da ilk bilardo masası ve at arabasının Çavçavadze ailesi tarafından kullanıldığı söyleniyor.

Kaldığımız Radisson Collection Hotel’in bütün cepheleri binlerce saksı ile yeşillendirilmiş, canlı bir bitki duvarına sahip. Haftada iki gün bütün saksılara tek tek bakım yapılıyormuş. İç tasarım, Alman endüstriyel tasarımcı Ingo Maurer ve Gürcü sanatçı ve heykeltıraş Tamara Kvesitadze imzasını taşıyor.

Tamara Kvesitadze’yi Batum’daki "Erkek ve Kadın" heykeliyle biliyoruz. 2007 yılında tasarlanan ve 2010'da yerleştirilen heykelin adı sonradan 1918-1920 yıllarında Bakü'de Bolşevik Devrimi'nin arifesinde Müslüman bir Azeri genci olan Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani arasında yaşanan imkânsız aşkı anlatan romandan esinlenilerek “Ali ve Nino” olarak değiştirilmiş. Roman, Türkçe olarak ülkemizde birçok yayınevi tarafından basıldı.

Ali ve Nino heykelinde birbirlerine doğru yol hareket eden bir kadın ve bir erkek figürü var. 10 dakikada bir bir araya gelip önce öpüşme pozu alıyor, tek beden olduktan sonra ayrılıyorlar.

Tamara Kvesitadze ile tanışıp sohbet etme fırsatı da buluyor, Batum’daki gibi çok konuşulacak bir heykelinin Çin’de sergileneceğini öğreniyorum. Henüz yerine yerleştirilmeyen heykelin cep telefonundan fotoğraflarını gösteriyor.

Radisson Collection, Radisson'un lüks markası. Bir Gürcü holdingi olan Silk Road Group'a ait. Kafkas dağlarından gelen rüzgârlarla mis gibi kokan havada otelin hemen yanında, sarayın da bulunduğu parkta sabah yürüyüşleri yapıyor, ağaçtan ağaca koşuşturan sincapları izliyorum. Sarayın önü ve içi daima ziyaretçilerle dolu. Biraz aşağıda aynı gruba ait Park Otel var, festival için gelen sanatçılar orada ağırlanıyormuş. Toplantı salonlarının bulunduğu kat, provalar için ayrılmış. Her odadan farklı farklı enstrümanların melodileri sızıyor.

Kaldığımız otel, yan taraftaki 19. yüzyıldan kalma tarihi binaya bir geçitle bağlanmış. Restoranlar, mahzen ve özel günlerde kullanılan Çavçavadze döneminden kalan gizli bir oda bu binada yer alıyor. Duvar şeklindeki kapıyı çevirip girebiliyorsunuz. Buradaki Prince Alexander Restaurant’daki sabah kahvaltısında yeni Gürcistan büyükelçimiz Ali Kaan Orbay’la ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’la sohbet ettik. Bir önceki Büyükelçi Ceren Yazgan’la en son, Türkiye’nin Konuk Ülke olduğu Tiflis Kitap Fuarı’nda karşılaşmış, Ankara’ya döneceğini öğrenmiştik. Ali Bey, Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmış, Gürcistan’ı ve bölgeyi çok iyi bilen bir isim. İki diplomatla da tanıştığım, sohbet etme fırsatı bulduğum için çok mutlu oldum.

Bir öğlen yemeğimiz, oteldeki Natella Restaurant’da tamamen Gürcü lezzetlerine ayrılmıştı.

Yemekte, bölgeye emekleri nedeniyle Mr. Tsinandali olarak tanınan George Kharabadze, otelin bağlı olduğu Silk Hopitality’nin CEO’su Jordi Kuijt ve Silk Road Group'un kurucusu ve sahibi George Ramishvili ile de tanışma fırsatı buldum; misafirlerine yaşattıkları her açıdan kusursuz ağırlama için kendilerine teşekkür ettim. Bir teşekkürüm de bütün yolculuğumuz boyunca bizlere büyük ihtimam gösteren Radisson Hotel Group Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan bölgesi Halkla İlişkiler ve İletişim Müdürü Yeşim Doğukan’aydı.

Sinandali’deki iki gün çabuk geçti. Dönüş yolunda iki gece üç gün kaldığımız Tiflis’i önümüzdeki hafta anlatacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hamburg izlenimleri 22 Kasım 2024
Benim Yalvaç’ım(*) 01 Kasım 2024