Sıkılaşma ve konut piyasası
Resesyon beklentilerinin gerçekleşmemesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi de kamu harcamalarının hız kesmeden devam etmesi oldu. Gerek Ukrayna savaşına yönelik harcamalar gerekse Trump ve Biden döneminde hem hane halkına verilen destek hem de kamu harcamaları Fed’in sıkılaştırma adımlarını dengeledi. Ancak bu Fed’in boşa kürek çektiği anlamına da gelmiyor.
Geride bıraktığımız hafta içinde konut piyasasından gelen veriler sıkılaştırmanın etkilerini gösterir nitelikte. Satışa bahis olan ikinci el konut stokuna baktığımızda 1.11 milyon ile son 10 yılların en düşük seviyesinde dolaştığını görüyoruz. Bu durum ağırlıklı olarak Fed faiz artışı öncesinde çok düşük seviyelerden ve sabit oranlardan mortgage sahibi olan Amerikalıların yüksek fiyat ve mortgage oranları ile yeni bir eve geçmek istememesinden kaynaklanıyor. Nitekim refinansman endeksi de 2000 yılından bu yana en düşük seviyesinde. Ve doğal olarak satış için piyasaya çıkan ikinci el konutları düşük tutarken fiyat üzerinde de belli ölçüde baskı yaratıyor. Grafikte bu cümlelerin görsel hali var. Çarşamba günü Mortgage Bankaları Birliği Satın Alma Endeksi yayınlandı. Endeks 1995 yılından bu yana en düşük seviyesine gerilemiş. İkinci el konut piyasasında görülen durgunluk aktiviteyi yeni konut piyasasına taşımış durumda. Satışların önemli bir kısmı burada gerçekleşiyor. İkinci el konut satışlarının aksine bu piyasada 2022 Temmuzundan bu yana satışlar artıyor ve yine bu hafta açıklanan veri beklenti 703 bin ve önceki 684 bin seviyelerinin çok daha üzerinde 714 bin olarak gerçekleşti.
Bu durum muhakkak ki Fed’in de dikkatini çekecektir. Konut piyasasında fiyatlama daha geç, ekonomistlerin sevdiği deyimle yapışan, bir şekilde kendisini koşullara adapte ettiği için enflasyon endekslerinde yaşanan gerilemeye katkısı sınırlı oldu. Ancak önümüzdeki aylardan itibaren konut fiyat ve kiraları da dezenflasyonist olacak. Tüm tüketicileri olmasa da 30 milyonu aşkın haneyi ilgilendirecek bir gelişme de öğrenci kredilerinin geri ödenmesi. Biden borçların affını sağlamaya çalışıyordu ancak hesap yüksek mahkemeden döndü. Bu nedenle sonbaharda söz konusu kredileri almış ve şu anda iş sahibi kişiler cüzdanlarından 300 dolar civarında bir miktarı bankaya gönderiyor olacak. Genel olarak kredi hacminde de yavaşlama görüyoruz.
Tüm bu gelişmeler Fed’in faiz artışını sonlandırdığını açıklamak için yeterli değil. Özellikle de Atlanta Fed gibi bazı modellerde, daha sonra aşağı yönlü revize edileceğini düşündüğüm, yüzde 5,8 gibi bir büyüme yaşanıyorsa faizler sık olarak tabir edebileceğimiz bir noktada demek hatalı olur. Ancak Eylül toplantısı Fed’in artış yapmayacağı toplantılardan bir tanesi olacak. Bu yıl resesyon beklemediğimi 2022’den bu yana paylaştım. Ancak yavaşlama işaretleri giderek artıyor. Fed’in enflasyon hedefini yüzde 2’den daha yukarı bir seviyeye çekmesinin yüksek sesle konuşulduğu bir dönemde yavaşlamanın ne ölçüde dezenflasyonist olacağı tüm kesimler ve varlık fiyatları için çok kritik olacak.