Sıkıcı yılsonu fiyatlamaları
Yılın tam olarak o zamanlarının geldiği günlere girmiş bulunuyoruz. Hikaye bulmakta zorlandığımız, performans olarak geride kalan varlık sınıflarına “pek gönüllü olmasak da” yöneldiğimiz, rakiplerimizi yüzde değişim olarak burun farkıyla da olsa geçmeye çalıştığımız ve diğer yandan da gelecek yılı aklımızda tasarlamaya çalıştığımız, tatsız, işlem hacimsiz günler. Evet, o günlerdeyiz.
Son birkaç yazıda parantez açmaya çalıştığımız durumun realite kısmına geçmiş bulunuyoruz. Fed’in kasım FOMC toplantısında kimilerine göre kısmen, kimilerine göre de ciddi şekilde verdiği “daha küçük adımlarla daha uzun yolculuk” mesajı biraz da yıl sonu etkisi ile karışım sergileyerek fiyatlamalara dahil olma çabasında. Neyse ki böyle dönemlerde azalan veri ve haber akışı kısmen nefes almamıza imkan tanır. Diğer yandan yine bu dönemlerin bir diğer güzel sürprizi ise varlık sınıfları arasında sepetin içerisine dahil etmek için herhangi birisi üzerinde çok fazla zorlanmaya maruz kalmadığımız günleri işaret etmesidir. Neden? Herkes bir yanındaki rakibi geçmek için şartlanmıştır da ondan. Elde kağıt kalem, yıl başlangıcından bugüne, geride kalan çeyrekten bugüne ve farklı kombinasyonlardan yine bugüne olacak şekilde analizler ve hikayeler üzerine odaklanılır.
Fed’in kısmen nefes alma imkanı tanıması risk iştahını olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Bir kanatta Amerikan dolarının zayıflaması, diğer kanatta faizlerdeki gerileme –özellikle uzun vadelilerde- hisse senetlerini de pozitif etkilediğinden nette “finansal koşullar” üzerinden gevşeme için oyun alanı sağlamış oluyor. Elbette biz faniler olan yatırımcı kesimi için pozitif, Fed içinse muhtemelen negatif. Neden? Hatırlayalım; Fed ne diyerek yola çıkmıştı ve hali hazırda neyi tekrarlıyor? “Sıkı finansal koşullar.”
Geride kalan kısa haftanın –dış fiyatlama koşulları açısından- ana teması yine hisse senetleri üzerinden gelişmeye devam etti. ABD hariç sepette yüzde 1.47’lik yükselişle iyimserlik altıncı haftaya taşınmış oldu. Amerikan dolarının yatay-negatif seyretmesi ve ortak para birimi EUR önderliğinde diğer FX çaprazlarında gerçekleşen toparlanma risk algılamasının pozitif yönlü seyrine imkan tanımaya devam ediyor. Burada paritenin geçtiğimiz hafta olasılık açısından öne çıkardığımız 1.04-1.06 aralığına yönelimi de önemli bir girdi. Yine emtia fiyatlarındaki geri çekilmenin yüzde 5’e yakınsayan Brent petrol vadelisi üzerinden gerçekleşmesi de enflasyona yönelik kaygıların ötelenmesine zemin hazırlıyor.
İçerisinde bulunduğumuz hafta ile birlikte Fed cephesi son kez konuşacak, vermek istediği mesajları verecek ve sessizlik dönemine girecek. Devamında ise 13-14 Aralık tarihlerindeki 2023 yol haritalarını ve güncellenmiş makro tahminlerini bekleyeceğiz. O sürece dek arada karşılayacağımız ABD makro verileri risk algılaması açısından elbette önemli ancak ana eğilimden çok fazla şaşmaya neden olacak ölçekte gerçekleşmez ise risk iştahının bu seviyelerde, belki de kısmen daha düşük seyrine tanıklık edebiliriz. Unutmayalım ki artık fonların da ülkelerine geri dönüş yaptıkları ve muhasebeleşme isteklerinin arttıkları sürece girmiş durumdayız. Bu, elbette, yabancı yatırımcı oranı yüksek olan piyasalar için geçerli. Türk lirası cinsinden değerlenen varlıklarda gerek hisse senedi gerekse tahvillerdeki paylar tarihi düşük seviyelerde oluştuğu için bizim için ana dinamik iç gündem başlıkları olarak şekillenmeye devam edecek.