Sıfır Hiyerarşi (Zero Hierarchy)
Günümüzde örgütlerin (İşletmelerin) klasik organizasyon yapıları ile bireysel veya kurumsal müşterilerine üretmiş oldukları ürün ve hizmetleri hızlı ulaştırmaları, anında servis vermeleri, satış sonrası destek faaliyetlerini gerçekleştirmeleri veya herhangi bir müşteri memnuniyetsizliğini bertaraf etmeleri çok zaman almaktadır.
Zira klasik organizsyonların hiyerarşiye dayanan yapıları, emir komuta zincirine dayanması, müşterilere en yakın çalışan personelin onay alma zorunluluğu zaman kaybettirmekte, hatta aşağıdan yukarıya giden talepler, üst kademe yöneticiler tarafından tam algılanamaması sonucu, farklı bir uygulama emri ile geri gelmektedir.
Sonuçta klasik organizasyonların işleyişi bazı durumlarda hatal bir yapıya dönüşmekte ve departmanlar veya çalışanlar, üst yönetimden bir onay almadan, yapılması gereken bir işi zamanında gerçekleştirememektedir.
Ayrıca örgütün yeniliklere açık olması, değişim ve gelişim için gereken girişimlerin yapılması ve süreçlerin doğru yönetilmesi için, tüm organizasyonun uyum içinde, hızlı hareket etmesi ve verimliliğin artmasının sağlanması ve buna zaman ayırmak gerekirken, birimler arasında işlerin dağınık olması, birimlerin emir komuta zinciriyle çalışması nedeniyle, yapılan işlerin kontrol edilmesi ve denetlenmesine zaman harcanmaktadır.
Hiyerarşik yapıya sahip organizasyonlarda üst yönetim kademeleri güç ve karar verme mekanizmasına sahip oldukları için, insanın doğal yapısı gereği, sahip oldukları yetki ve prestiji kaybetmemek adına, bilgi ve fikir üretmeyi kendi kontrolleri altında bulundurmayı tercih edebilirler; hatta mevcut dengeleri korumak için, tüm değişiklik ve gelişmeleri kontrol altında tutmaya çalışırlar.
Oysa, bilindiği gibi, bir örgütün başarılı, verimli, sürdürülebilir ve gelecek odaklı olabilmesi için, üst kademeden en alt kademeye kadar, iç iletişim kanallarının açık olması, her türlü bilgi ve fikrin çift yönlü olarak paylaşılabilmesi, değişim ve gelişmelerin sadece üst yönetimden gelecek kararlarla değil, müşterilerin talep ve gelecekteki beklentilerini en hızlı fark eden çalışanlardan elde edilecek fikirlerle başlaması gerekmektedir.
Bir yöneticinin verimliliği, küçük sayıda bir grup insanı ne derece örgütleyebildiği ve her birinden en yüksek randımanı alıp, bunları uyumlu bir biçimde nasıl koordine edebildiği ile ölçülmelidir. (1)
Çağımızda iletişim ve ekip çalışmaları bir zorunluluk halini almıştır. Organizasyonların iç yapılarındaki sorunların hızlıca çözümlenmesi, müşterilerin beklentilerine hızlıca ve tam olarak yanıt verilmesi kaçınılmazdır.
Bu nedenle, müşteriye hizmet üreten ekipleri, ast ve üst ilişkilerinden kurtarıp, örgüt lehine ve müşteri memnuniyeti yararına yapılacak işlerde, özgürce davranmayı gerektirecek bir iş modeli kurmak gerekmektedir.
Yani, hareket etmek için emir bekleyen ekip veya çalışanlar yerine, kendi kendini yöneten, iş süreçlerini sürekli optimize eden, müşteri memnuniyetini artırma hedefinde olan ve kendi performansları ile örgütün verimliliği arasında doğrusal bağ kurabilen, esnek ve hızlı ekiplerin oluşturulması sağlanmalıdır.
Özetle, küçük gruplara dayanan bir yapının kurulması, bu grupların veya ekiplerin, gerekli beceri ve bilgilerle donatılması, onlara iş yapma ve karar verme yetkisinin verilmesi, yetkinin merkezde toplanması yerine, ekiplere dağıtılması, organizasyonun tüm basamakları arasında entegrasyonun sağlanması “Sıfır Hiyerarşi” olarak tanımlanabilir. (2)
Sıfır Hiyerarşi yönetim modelini tercih etmek için aşağıdaki özellikleri göz önünde bulundurmakta yarar vardır: (3)
• Sıfır Hiyerarşi, klasik organizasyonlar yerine ağ tipi veya proje organizasyonlar kurmak demektir.
• Sıfır Hiyerarşi, iletişimin ve birimler arası bilgi akışının artması ve karar alma sürecini hızlandırması anlamına gelmektedir.
• Uzmanlığa dayanan görevlerin azaltılıp, birleştirilmesidir.
• Her organizasyon biriminin kendi kendi yönetmesidir ve her birim bir stratejik iş birimi gibi çalışır, kendi vermliliğinden sorumludur.
• Organizasyon yapısındaki yetkilendirilmiş takımların birbirleriyle çapraz iletişimin artmasıdır.
• İş ve ürünle ilgili üretim yapan ekibin kendi içlerindeki kontroleri en aza indirgemektir.
• İş yapanların bilgi ve katkıları daha iyi değerlendirmektir.
• İşi yapanların yetki ve sorumluluğunun artmasıdır.
Genel olarak ifade etmek gerekirse, Sıfır Hiyerarşi anlayışı, dinamik bir yapısal model olarak, örgütlerin mali verimliliğini artıracak, müşterileri ve çalışanları tatmin edecek bir yönetim tarzıdır.
Sıfır Hiyerarşi ne gibi avantajlar sağlar?
• Örgütte yöneticilerin, çalışanların yeteneklerini daha iyi görmesini ve çalışanları daha iyi tanımalarını sağlar. Bu durum motivasyon etkinliğini artırır ve ödüllendirmede adaletli davranmayı teşvik eder.
• Kalite, düşüm maliyet, esnek hizmet yapısı ve hızı sağlayarak, müşteri bağlılığını artırır.
• Çalışanların kendilerini yeni görevlere hazırlamalarını mümkün kılar ve böylelikle insan kaynağının kalitesi yükselir.
• Örgütte katma değer yaratan çalışanlar çoğalır ve olası aksilik ve olumsuzluklar öngörülebilir veya anında sorunlar çözülür.
Sonuç olarak, Sıfır Hiyararşi anlayışını benimseyen örgütler, rekabete duyarlı, müşterilerinin beklentilerine kısa sürece cevap verebilen, maliyet ve şikâyetlerden arınmış bir iş modeli ile yönetilirken, yöneticilerin de etkinliği ve performansı artacaktır.
Kaynakça
(1) Morita, A. “Made in Japan, Bir Japon Mucizesi SONY”, Türkçesi Yakut Güneri, İlgili Yayıncılık, İstanbul, 1989.
(2) Koçel, T. “İşletme Yöneticiliği” Beta Yayıncılık, 1995
(3) Hinterhubar, H. ve Krauthammer, E. “Daha İyi Yönetmek, Daha Az Yönetmektir.” Yönetim Dergisi, Yıl:6, sayı:22, Ekim, 1995