Shell Türkiye Ülke Başkanı Erdem: Türkiye, gelecekte 'doğalgaz merkezi' olma hedefine daha yakın

Neslihan GÖKDEMİR AĞAR
Neslihan GÖKDEMİR AĞAR Enerjide İnovasyon

SHELL Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem,  gazetemiz enerji yazarı Neslihan Gökdemir Ağar’a Türkiye’nin SHELL için küresel çapta stratejik önem atfedilen ülkelerden biri olduğunu, 2050 yılına ‘net sıfır’ emisyonlu bir enerji şirketi olma hedefiyle hazırlandıklarını söyledi.

Neslihan Gökdemir Ağar

SÜPERNOVA

Türkiye’nin keşfi olan Karadeniz doğalgazının piyasaya girmesinin ülkemizi gelecekte ‘doğalgaz merkezi’ olma hedefine yakınlaştıracak önemli bir gelişme olduğunu vurgulan SHELL Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Cumhuriyetimizin 100 yılında, faaliyetlerini ve sektöre bakışını değerlendirdi.

Türkiye’nin doğalgazda Karadeniz’deki keşfine nasıl bakıyorsunuz? Endüstriye yansımaları süreleriyle nasıl olur?

Türkiye'nin yakın gelecekte bir 'doğalgaz merkezi' olabileceğini düşünüyor musunuz?

İlk olarak, 2020 yılında Fatih Sondaj Gemisi ile Sakarya Gaz Sahasında yapılan 320 milyar metreküp doğal gaz rezervinin bulunması ve bulunan rezervin 700 milyar metreküpü geçmesi ülkemizi net ithalatçı konumundan kendi gazı olan, üretim yapan ve oyun kurucular arasında yeri olan bir ülke konumuna getirmiştir. Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz keşiflerinden gurur duyuyoruz. Ayrıca Karadeniz gazının yaklaşık 2.5 yıl gibi rekor sürede üretime sokulması da çok büyük bir başarıdır. 1’inci fazında günlük 10 milyon metreküp, 2027 yılından itibaren 2’nci fazın devreye girilmesiyle de günlük 40 milyon metreküplük üretim hedefi bulunmaktadır. Böylece 5 yıl içinde toplam doğal gaz tüketiminin yaklaşık %25’i yerli üretimle karşılanabilecektir. Mevcut durumda doğal gaz talebimizin hemen hemen tamamının ithalat yoluyla alındığını düşündüğümüzde, yerli gazın ülke ekonomisine çok büyük bir katkısı olacaktır. Yeni sahalarda yapılan çalışmaların da olumlu sonuçlanması durumunda, ilerde ülkemiz doğal gaz ihraç eden bir ülke konumuna gelebilir.

“Serbest piyasa mekanizması da işlerse, Karadeniz gazı referans ‘hub’ olmamızın da yolunu açabilir”

Karadeniz gazının piyasaya girmesi, doğal gaz ticaret merkezi ya da referans ‘hub’ olma hedefine ulaşmada çok önemli bir araçtır. Dünya çapında doğalgaz ticaret merkezlerine ya da referans hub’lara bakıldığında yerli üretimin payının çok önemli olduğu görülmektedir. Rekabetçi, şeffaf, serbest piyasa mekanizmalarının işlediği ve piyasa aktörlerinin ayrım gözetmeksizin gaz altyapısına erişiminin sağlandığı bir piyasa doğal gaz ticaret merkezi olmanın olmazsa olmazıdır. Türkiye’nin farklı gaz kaynaklarına yakınlığı ve bu kaynaklarla arasındaki boru hatlarının kapasitesi, LNG terminalleri ve yerli gaz kaynakları düşünüldüğünde doğal gaz hub’ı olması için çok iyi bir pozisyondadır. Piyasa şartlarının da, piyasadaki oyuncu sayısının artırılması yönünde geliştirilerek serbest ve rekabetçi bir ortam yaratılması durumunda bir doğal gaz ticaret merkezi olabileceğimize inanıyorum.

Hidrojen, günümüzde doğal gazın kullanıldığı birçok kilit pazarda sıfıra yakın emisyonla üretilip tüketilebilen bir ‘enerji taşıyıcısı’ olarak dikkat çekiyor... Bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Hidrojen, gelecekteki yakıt alternatifleri içinde önemli bir rol oynayacak”

Son dönemde çokça konuşulan hidrojenin, nakliyeden sanayiye kadar çeşitli sektörlerde kullanımı için büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Hidrojen ve gelişmiş biyoyakıtların gelecekteki yakıt karışımında önemli bir rol onayacağını düşünüyorum. Hidrojen ayrıca enerji santralleri için yakıt, sanayi için bir besleme stoku olarak kullanılabilecek temiz ve çok yönlü bir enerji taşıyıcısı olması nedeniyle temiz ve düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişi mümkün kılacak önemli bir potansiyele sahip.

Shell’in bu konuda da önemli atılımları olacak. 90’lı yıllardan bu yana hidrojenin yakıt olarak kullanımı için çalışmalar yapıyoruz; ABD’de, İngiltere’de ve Almanya’da açtığımız istasyonlarda hidrojenli araçlar için yakıt sağlıyoruz.

Hidrojen, artan taşıma talebini karşılamak açısından da büyük bir potansiyele sahip. Hidrojen yakıt hücreli elektrikli araçların yakıt ikmali sadece birkaç dakika sürüyor ve egzoz borusundan sera gazı üretimi olmuyor. Tek emisyon su buharı. Ve eğer hidrojen yenilenebilir enerji kullanılarak üretilirse, bu araçların yakıtları yaşam döngüsü boyunca emisyonsuz kalır. Shell olarak, hidrojenin özellikle taşımacılık sektöründe kullanımı konusunda gerekli altyapının oluşturulması için küresel boyutta yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Hidrojen projelerimizi karayolu taşımacılığı, çelik ve çimento gibi sektörlere hizmet verecek şekilde genişletiyoruz.

SHELL Türkiye olarak, Cumhuriyet'imizin 100. yılında Türkiye yatırımlarınız nasıl şekilleniyor? Geçmişin ışığında geleceği nasıl planladınız?

“Cumhuriyetimiz ile yaşıt bir şirketiz”

Shell olarak, 1923’ten bugüne Türkiye’nin gelişimine enerji katma misyonuyla çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı ile birlikte ülkemizdeki faaliyetlerimizin de yüzyıllık ayak izini kutluyoruz. Bizler bugün 100 yıldır ülkemizde gelişimin bir parçası olmanın gururunu, heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz “Mobilite”, “Madeni Yağlar Üretim, Pazarlama ve İhracat”, “Filo Çözümleri”, “Ticari Yakıtlar”, “Enerji ve Gaz”, “Doğalgaz ve Petrol Arama”, “Havacılık”, “Kimya” ve “Denizcilik” alanlarında sürekli yatırıma odaklandık, ülkemizin ihtiyaç duyduğu üretim, istihdam ve operasyonları hayata geçirdik.

Böylece geçtiğimiz 100 yılda, ilk kurşunsuz benzin, ilk elektronik pompa, ilk elektronik Taşıt Tanıma Sistemi, ilk farklılaştırılmış yakıt Shell V-Power, ilk sadakat programı Shell Club Smart Card, uluslararası bir kurum olarak ilk doğalgaz ticareti, ilk Premium market konsepti “Select” gibi ülkemizin gelişimi ve ilerlemesi için tarihe damgasını vuran birçok ilke ve yeniliğe imza attık. Bir yandan ürün ve hizmetlerimizle Türkiye’de yolculuklara güç verirken, bir yandan da yol emniyeti, inovasyon, çevre, engelsiz yaşam, toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarına yaptığımız yatırımlarla da sosyal ve çevresel gelişimi destekliyoruz.  

Topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle işimizi en iyi şekilde yapmak, uluslararası bilgi birikimi ve uzmanlığımızı Türkiye ile paylaşmak sürdürülebilir büyüme stratejimizin temelini oluşturuyor. Shell olarak, şimdiye dek olduğu gibi, ikinci yüzyılımızda da Türkiye için üretmeye, ülkemizin gelişimine güç katmaya ve bu yolda “hep ileride” olmaya kararlıyız.

Türkiye, Shell’in küresel çapta stratejik önem atfettiği ülkelerden biri. Bu doğrultuda Türkiye’deki yatırımlarımıza, “sürdürülebilir büyüme hedefiyle” kesintisiz devam ediyoruz. Shell olarak Türkiye’nin enerji ihtiyacını sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde karşılamaya büyük önem veriyoruz. Türkiye’deki portföyümüzü sürekli gözden geçiriyoruz, fırsatları değerlendirmeye devam ediyoruz.

Türkiye’nin 2030 ve 2053 NET SIFIR hedefleri için firmanızın hazırlıkları nelerdir? Bu hedefleri nasıl değerlendiriyor; kendi ölçeğinizde yapılanları global ölçekte yapılanları nasıl karşılaştırıyor; ne gibi sonuçlar çıkarıyorsunuz?

“Shell olarak, 2050 yılına kadar net sıfır emisyonlu bir enerji şirketi olma hedefindeyiz”

İklim değişikliğiyle mücadele, tüm dünyada öncelikli olarak ele alınması gereken bir sorun. Gezegenimizin geleceği için küresel ısınmanın Paris Anlaşması’nda da kabul edildiği üzere, 1.5 0C derecenin altında kalması gerekiyor. Bunun için de başta karbondioksit olmak üzere emisyonların azaltılması, sonunda da ‘net sıfır’ olması gerekiyor. Bunu yaparken de enerji tüketiminden oluşan salınımların enerji güvenliği ve ulaşılabilirliğini de garanti ederek dikkatle azaltım gerekiyor. Shell bu yolda gereken dönüşümde küresel çapta öncü bir rol oynamakta. Bu doğrultuda hedefimiz önleme, azaltma, giderme ve dengeleme adımları ile 2050 yılına kadar ‘net sıfır’ emisyonlu bir enerji şirketi olmaktır.

Bizim için net sıfır emisyonlu bir enerji şirketi olmak, operasyonlarımızdan ve müşterilerimize sunduğumuz yakıtlardan ve diğer enerji ürünlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmamız anlamına geliyor. Ayrıca, azaltamadığımız emisyonları teknoloji kullanarak yakalamak ve depolamak veya bunları ofsetlerle dengelememiz gerekiyor.

Dünya çapında müşterilerimize kullandıkları enerji ürünlerine düşük ve sıfır karbonlu alternatifler belirleme ve kullanma konusunda yardımcı olmaya ve yeni enerjilere olan talebi arttırmaya çalışıyoruz.

Shell Türkiye, yenilenebilir enerjiye ve temiz enerji yatırımlarına nasıl bakıyor? Bu alanda Türkiye'yi nasıl görüyor? Yenilenebilir enerji endüstrisinde spesifik olarak neler yapıyorsunuz?

“Yenilikçi enerji dönüşümü için çalışıyoruz”

Bu vizyonu ve deneyimi Türkiye’nin gelişimi için aktarmak üzere, bir yandan mevcut enerji kaynaklarının bu geçişe hizmet etmesini sağlarken bir yandan da enerji dönüşümünün yenilikçi ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmesi için çalışıyoruz.

“Sürdürülebilir havacılık yakıtlarını Türkiye portföyümüze katacağız”

Shell Türkiye olarak biyoyakıtları benzin ve dizel yakıtlarımıza yasal zorunluluk başlamadan önce harmanlamaya başladık. Havacılık bölümümüz Shell’in farklı ülkelerdeki tesislerinde üreteceği sürdürülebilir havacılık yakıtlarını Türkiye’deki portföyüne katmak için çalışmalarına devam ediyor. Denizcilik sektöründen kaynaklanan emisyonları azaltmaya yardımcı olmak için dünyanın ilk biyo-LNG yakıt ikmali de dahil olmak üzere, LNG ikmal operasyonlarımızı genişlettik. Ağır taşımacılıkta salınımlar açısından daha iyi olan LNG’nin kullanımı tüm dünyada artıyor. Türkiye’de de 2020 yılı başında ağır vasıta taşımacılığına yönelik ilk karayolu LNG ikmal tesisimizi açtık.

“Güneş enerjisi yatırımımızla tesisimiz elektrik ihtiyacının yüzde 25’i karşılanıyor”

SHELL Türkiye Derince Madeni Yağ ve Gres Üretim Tesisi’nin çatısı güneş panelleri ile kaplı.

Türkiye’de şu anda kendi operasyonlarımızdan kaynaklanan salınımlarımızı azaltmaya yönelik güneş enerjisi alanında yatırımlarımıza devam ediyoruz. Derince’deki Madeni Yağ ve Gres Üretim Tesisi’mizin çatısını güneş panelleri ile kaplayarak güneş enerjisinden elektrik üretmeye başladık. 1MW kurulu gücü sayesinde tesisin yıllık toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık %25’ini güneş enerjisinden karşılayarak yılda yaklaşık 500 ton karbon salınımının önüne geçiyoruz. Shell’in ayrıca bugün 50 istasyonu elektriğini güneşten temin ediyor. Bu istasyonlardaki elektrik ihtiyacımızın %30'unu güneşten alıyoruz. Ayrıca solar istasyonlarımız yıllık ortalama istasyon başına 40 ton karbon salınımı engellemektedir 2023 yılı sonunda enerjisini güneşten alan Shell istasyon sayımızı 200’e ulaştırmayı planlıyoruz.

Türkiye’de 1990’lardan günümüze doğalgaz endüstrisindeki aşamaları dikkate alarak, geleceği nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'deki doğalgaz piyasası konusundaki gözlem ve düşüncelerinizi piyasa aktörlerini de belirterek değerlendirir misiniz?

“Ülkemizde doğalgaz ithalatı ve ticareti yapan ilk uluslararası enerji şirketiyiz”

Bildiğiniz üzere, yıllık yaklaşık 55 milyar m3 doğalgaz tüketimi ile Avrupa’daki en büyük 5’inci doğal gaz piyasası konumundayız. Ülkemizde 81 ilin tamamında ve 2022 sonu itibariyle, 743 yerleşim yerinde doğal gaz kullanılmaktadır. Yaklaşık 20 milyon doğal gaz abonesi bulunmaktadır. Yerli ve yenilenebilir enerji hedefleri doğrultusunda enerji üretiminde doğal gazın yıllar itibariyle oranı düşse de yaklaşık 26.000 MW’lık kurulu güç ile toplam kurulu gücün %25’i, üretimin ise %22’si doğal gazdandır.

Ekonomik büyümeyle artan enerji ihtiyacı çerçevesinde, 1980’li yıllarda doğal gaz ithalatı başlamış ve serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde, 2004 yılında BOTAŞ iletim şebekesinin üçüncü tarafların erişimine açılmasına karar verilmiştir. 2007 yılında BOTAŞ’ın kontrat devirleri sonrasında ülkemizde özel sektörde doğalgaz ithalatı ve ticareti yapan ilk enerji şirketi olduk.

“Türkiye’nin en önemli LNG tedarikçilerindeniz”

Shell Enerji A.Ş. olarak 2021 yılının sonuna kadar Rusya’dan yıllık 250 mcm doğal gaz ithalatı gerçekleştirdik.  İlerleyen yıllarda yeni ithalatçıların piyasaya girmesi, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminallerinin devreye alınması hem Silivri hem de Tuz Gölü depolama tesislerinin kullanıma açılması da hem serbestleşme hem de arz güvenliği adına atılmış çok olumlu adımlardır. Ülkemizin son dönemde yapmış olduğu sıvılaştırılmış doğalgaz altyapı yatırımları ikmal kapasitesini büyük oranda arttırdı. Shell olarak biz de Türkiye’nin en önemli LNG tedarikçilerinden biriyiz, ülkemizin güvenliğine bu alanda da katkıda bulunuyoruz. 

Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) bünyesinde kurulan Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasasının devreye alınmasıyla günlük olarak doğal gaz ticareti yapılmaktadır. Biz de bu piyasada faaliyet gösteriyoruz. Özel sektör oyuncularının sayısının artmasıyla hem günlük hem de vadeli piyasa gelişerek işlem hacmi artacaktır.

Ahmet ERDEM

Ahmet Erdem İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği branşında lisans eğitimi aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nde Mühendislik Yönetimi branşını tamamlamıştır.

1990 yılında Shell’de çalışmaya başlayan Erdem, Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa’da üst kademelerde görev yapmıştır. Yunanistan ve Türkiye Yatırım Müdürlüğü, Türkiye Perakende Satışlar Müdürlüğü görevlerinden sonra, 2006 yılında, halihazırda Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüttüğü Shell & Turcas Petrol A.Ş. ortak girişim şirketinin kurulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Ortak girişim şirketinin entegrasyonu sırasında Perakende Genel Müdürü ve İcra Kurulu üyeliği görevlerini yürüttükten sonra Shell’in Doğu Afrika’daki faaliyetlerinin merkezi olan Kenya’da Shell Ülke Başkanı ve Kenya Shell Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştir. 

Erdem halen Shell Türkiye Ülke Başkanlığı’nın yanı sıra Shell & Turcas A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.

YAZI HAKKINDA: Bu SÖYLEŞİ; EKONOMİ GAZETESİ Enerji Yazarı Neslihan Gökdemir Ağar tarafından, 11 AĞUSTOS 2023 tarihli gazetemizde yayınlanan TEE ‘DOĞALGAZ TEKNOLOJİLERİ VE HİDROJEN’ yayınımıza özel olarak kaleme alınmıştır.

SORU VE YORUMLARINIZ: [email protected]

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar