Serbest piyasa ekonomisi
İktisat literatüründe serbest piyasa başlığı altında onlarca tanım vardır, birbiri ile çelişmeyen ve aslında birbirini destekleyen tanımlar. Bana göre en uygun serbest piyasa tanımı;
Serbest piyasa ekonomisi, piyasalara giriş ve çıkışların kısıtlanmadığı, arz ve talebin, fiyatın tek belirleyicisi olduğu, piyasadaki ekonomik sorunların sadece fiyat ile çözümlendiği, hiçbir surette devletin ekonomiye müdahil olmadığı bir ekonomi modelidir.
Bu tanım birçok iktisatçı tarafından da en fazla kabul görmüş olanıdır.
En geçerli; iktisat ve hukuk mantık yapısına uygun tanımlama olarak kabul edilen bu modelin unsurlarıyla tekrar irdeleyecek olunduğunda görülecek olanlar;
- a) Piyasalara giriş ve çıkışlarda hiçbir müdahale, koşul, engel olmaz.
- b) Piyasadaki ekonomi sorunları yine piyasada ve piyasa koşullarında çözülür. Çözüm anahtarı da sadece fiyattır.
- c) Arz ve talebin oluşturduğu serbest ortamda fiyat oluşur ve bu fiyat piyasanın ekonomi anlamındaki tek belirleyicisidir.
Görüldüğü gibi, son derece açık, net ve tamamı birkaç satırla ifade edilebilecek bir modeldir. Serbest Piyasa Ekonomi Modelini, “Bırakınız yapsınlar” ile çok özdeşleştirmemek, ama çok da zıt olarak anlamamakta yarar vardır. Serbest piyasa modelinde hiçbir surette devletin piyasaya müdahalesi görülmemektedir.
Bu eşyanın tabiatına aykırıdır.
Eğer ülke ekonomisinin modeline karar vericiler, serbest piyasa ekonomisinden çıkmak isterlerse serbesttirler. Böyle bir durumda ülkedeki yabancı yatırımcılar, gerekli görürlerse yatırımlarını geri çekerler. Kurlardaki arz talep dengesi bozulur ve döviz hızla ve çok artar. Yatırım başta olmak üzere hiçbir konuda güven kalmaz ki kaybolan bu güvenin yeniden kazanılması hem imkânsıza yakın derecede zordur, hem de çok uzun vadeli istikrarlı bir yönetimin varlığı ile ancak olabilir. Bunlar olası koşullar, hattâ ara sonuçlar olabilir.
Ünlü iktisatçı, Adam Smith (1723-1790) yılları arasında yaşamış olan İskoçyalı bir ekonomisttir. Yazmış olduğu The Wealth of the Nations (Milletlerin Zenginliği) isimli kitap, iktisadın en önemli kitaplarındandır.
Bir düşünür ve iktisatçı olan Adam Smith, siyasi ve iktisadi olayların yanında Ahlâk Felsefesi ile de ilgilenmiştir. Adam Smith daha önceki akım olan merkantilist düşünceye karşı çıkmış ve iktisadi faaliyetlerin serbestleşmesinin önemini savunmuştur. Yani hem siyasi hem de iktisadi çerçevede liberalleşmeyi savunmuştur. Modern Liberal Ekonominin kurucusu olarak kabul edilir. Adam Smith’in çalışmaları arasında belirtilmesi gereken; Görünmez El (Invisible Hand) Teorisini Adam Smith, piyasada kimsenin müdahalesi olmadan yapılan işlerin bir görünmez el tarafından yapıldığını serbest piyasa ekonomisine olan güveni anlatmak için kullanmıştır.
Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi
Türkiye, 24 Ocak 1980 tarihinde serbest piyasa ekonomisine geçmiştir. Süleyman Demirel, Devlet Plânlama Teşkilâtı (DPT) Müsteşarı Turgut Özal’a ekonomi yönetiminin başına geçmesini ve ekonomiyi düzenlemesini istemiştir.
Özal ve arkadaşlarının hızlı ve yoğun çalışmaları neticesinde serbest piyasa ekonomisi modeline geçilmesi kararlaştırılmıştır. Tam rekabet koşulları altında, piyasaya giriş ve çıkışların serbest olduğu, ekonomik anlaşmazlıkların sadece fiyat ile çözüleceği, Devletin piyasalara hiç bir müdahalesinin olmayacağı bu model, serbest piyasa ekonomi modeli olarak tanımlanmıştır.
Zamanında Demirel ve Özal 24 Ocak Kararları’nı (24.1.1980) kendilerine ait olduğu iddiasıyla tartışıyorlardı. Bu derece kararnameyi savundukları da malûmdur.
24 Ocak Kararları ile neler oldu, neler değişti?
Kontrollü ekonominin son uygulaması olarak TL %32,7 oranında devalüe edildi. TL’nin %327 oranında değer kaybı olan bu uygulamanın yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı almak başta olmak üzere birçok prosedürün gerçekleşmesi gerekiyordu.
- Günlük serbest kur uygulamasına geçildi.
- ABD Doları TL 47’den TL 70 karşılığına yükseltildi.
- KİT’lerde tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı.
- KİT'lerde üretilen ürünlerin fiyatları artırıldı.
- Yılsonu enflasyon oranı %107,2 oldu.
- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sağlanan destekler kaldırıldı.
- Dış ticaret serbestleştirildi.
- Yabancı sermaye yatırımları teşvik edilerek, rekabet edilebilir ekonomik seviye amaçlandı.
- Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri desteklendi.
- Liberalizasyon ithalatta kademeli olarak sağlandı.
- İhracata ilişkin alınan kararlar, ihracata yönelik büyüme modeli olarak anıldı, döneme en heyecan verici ekonomik düzenleme olarak geçti.
Hukuk bakımından
Biraz önce de belirttiğim gibi, ekonomi serbest, ancak hukuk ne durumda? Elbette, hukukun kuralları hep var ve olacak da…
Serbest piyasada satıcı istediği fiyattan satarken, alıcı ise istediği satıcıdan alışverişini yapar. Yani, fiyatlar satıcı ve alıcının ortak kararı ile belirlenir. Serbest piyasa, arz-talep ilişkisine dayalı bir sistemdir. Devletin müdahalede bulunmadığı piyasa şeklidir. Serbest Piyasa Kanunu tanımlaması budur.
Çok net olarak; Anayasa ve ilgili yasalar uyarınca var olan serbest piyasa ekonomisi, son derece hukukî bir temele dayalı olarak 42 yıldır, Türkiye’de mevcuttur başarıyla uygulanmaktadır.
Kontrol üzerine birkaç söz
Kontrollü ekonomi modeline, en rasyonalist yaklaşımla tamamen karşı olanların sayısı çok fazladır. Ancak buradaki kontrolü çok net tanımlamak lâzım. Tabii ki kontrol konumuz fiyatlar değil. Sağlık kontrolü, hijyen denetimi, ilaçların TESTT (Tavsiye edilen son tüketim tarihi), ambalajlı bilhassa gıda ürünlerinde kullanılan maddeler, eğer varsa kanser vb hastalık uyarıları yapılmalı ve ihmâl edilmemeli, hattâ eğer kesin bir saptama varsa bunu “... bir firma şeklinde isim saklayarak değil, aleni olarak ismen verilmek” koşuluyla duyurmak bence önemli. Belki biraz sert gibi gelebilir ama insan sağlığının önüne hiçbir şey geçemez.
Bu arada hani marketin, hangi şubesine gideceksiniz de etiket değişimlerini ve fiyat seviyesini denetleyeceksiniz. Haberlerde ekrana bakın, zabıtalar market dolabına masum masum bakıyorlar, belli ki birçok ithal gıda ürününü tanımakta bile zorlanıyorlar. Böyle denetleme somut ve gerçekçi değil.
Meselâ, gidiniz merdiven altı güzellik salonlarında yapılan operasyonları, doktor diploması olmayanların tedavi yanlışlıklarını denetleyiniz. Sahte doktorları, sahte diş hekimlerini, sahte kozmetik-estetik uzmanlarının (!) yaptıklarına bakın bence, birçok insanı dönülmez yanlıştan kurtarabilirsiniz.
Bu tür konularda içler acısı tabir edilen o kadar çok, sayısız örnek var ki, bugün bir iki vakıa okuyorsunuz, aynısından hemen ertesi gün yine… Tıp okumamış doktorlar (Bazen Doçentler bile var, artık nasıl oluyorsa…), ortodonti ile hiç alakası olmayan ortodontistler, bir hafta bile eğitim formasyonu almamış 27 yıldır öğretmenlik yapan (!) emekliliği gelmiş(!) hocalar, askerler, vurucu tim üyeleri, sivil polisler, maliyeciler ve daha neler neler… Bunların denetlenmesi, hukuk çerçevesinde yargılanmalarını son derece gerekli.
Fiyat denetimi, serbest piyasalarda olmaması gerekendir. Fiyat piyasada, alıcı ve satıcı arasında mutabakatla oluşturulur. Taraflar alım satımı belirledikleri fiyatla yaptıkları müddetçe serbest piyasa ekonomileri sağlıklı işlemektedir diyebiliriz.
serbest piyasa ekonomisi tabii ki bu derece özet anlatılabilen, sade ve basit bir ekonomik model değildir. Detayları olan, yenilikleri çok hızlı bir değişim modeli olarak da ortaya koyabilen bir modeldir.
Serbest piyasa ekonomilerinde denetim yapılmaz mı? Pek tabii ki yapılır ve yapılmalıdır da… Ama bu denetimin konusu fiyatlar değildir. Sağlık ve hijyen kontrolleri, bilhassa gıda ürünlerindeki son kullanım tarihleri, ambalajlamanın nitelikleri, mağaza ve depolarda saklama koşulları, et, şarküteri vb ürünleri satan elemanların eldiven kullanmaları, soğuk dolapların çalışma koşulları (Ör: Et ve şarküteri ürünlerinin ayrı dolaplarda saklanması), kullanılan poşetlerin sağlığa uygunluğu vb. Serbest piyasa ekonomisinin temel kurallarının işleyişi bu şekilde olur. Katiyen marketlerdeki fiyat rekabeti konu olmamalıdır.
Aynı; günlük kur döviz karşılıklarına yapılamadığı gibi… Ayrıca fiyatları arz-talep dışında belirlemek, bir süre için sabitlemek, ya da indirmek gibi kararların alınması serbest piyasa ekonomi modelinde kabul görmez,