Sendika yöneticisinden işsizlik primi kesilmez
OKAN GÜRAY BÜLBÜL
BARIŞ İYİAYDIN
İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendikaların şube başkanları ve yönetim kuruluna seçilenler profesyonel sendika yöneticisidirler. Yani bu kişiler sendikal faaliyetlerde bulunmak üzere çalıştıkları işyerlerinden ayrılırlar ve ücretlerini yöneticilik yaptıkları sendikalardan almaya başlarlar. Bu çerçevede seçimle işbaşına gelmiş kişilerdir ve seçildikleri gün itibarıyla iş sözleşmeleri hukuken askıya alınmış kabul edilir.
Artık sendika yöneticisi olmadan önceki işyerinde yaptıkları görevleri değil yöneticisi seçildikleri sendikalarda sendikacılık faaliyetlerini yürütmektedirler ve yöneticilik görevi üstlendikleri sendikada iş sözleşmesine bağlı olarak değil hukuken “vekalet sözleşmesine” dayalı olarak çalışmaya başlarlar. İşte bu hukuki farklılık sendika yöneticilerinin işsizlik sigortasının kapsamı dışında kalmasına ve bu nedenle de ücretlerinden işsizlik sigortası primi kesilmemesi sonucunu doğuruyor.
Bu hukuki değerlendirmenin İŞKUR tarafından farklı yapılması sonrası Mart ayı itibarıyla profesyonel sendika yöneticilerinden işsizlik sigortası primi kesilmesi gerektiği yönünde bir adım atılmış ve bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bir genel yazı yayımlanmıştı.
Ancak TÜRK – İŞ’in bu konuda yürüttüğü faaliyetler neticesinde uygulamada farklılığı doğuran Sosyal Güvenlik Kurumu genel yazısında değişikliğe gidildi ve hatadan dönülmüş oldu. Peki profesyonel sendika yöneticileri açısından bu farklılığın nedeni ne, bu süreç nasıl gelişti ve sendika yöneticileri açısından bu durum ne gibi sonuçlar doğuruyor?
Farklılık nereden geliyor?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca, işçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlık ve yönetim kurullarına seçilenler 4/a’lı yani eski adıyla SSK’lıdırlar. Bu noktada profesyonel sendika yöneticilerinin işçi olarak değerlendirilmesi söz konusu. Diğer yandan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun kapsamı, yalnızca 4/a’lı olup “hizmet akdine” dayalı olarak çalışanlar olarak belirlenmiş durumda. Dolayısıyla işsizlik sigortasının kapsamında olmak için işçi olmak yetmiyor, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışıyor olmak da gerekiyor. İşte bu noktada profesyonel sendika yöneticilerinin durumu farklılık arz ediyor. Çünkü profesyonel sendika yöneticileri ile sendikalar arasındaki ilişki iş sözleşmesine değil vekalet sözleşmesine dayanıyor. Böyle olunca da profesyonel sendika yöneticilerinin işsizlik sigortasının kapsamı dışında olması gerekliliği doğuyor.
Süreç nasıl gelişti?
Profesyonel sendika yöneticilerinin işsizlik sigortasının kapsamı dışında olduğu Mart ayına kadar kabul ediliyordu ve uygulamada bu şekilde işliyordu. Ancak Mart ayında uygulamada bir farklılığa gidilerek profesyonel sendika yöneticilerinden de işsizlik sigortası primi kesilmesi gerektiği İŞKUR tarafından ifade edildi. İŞKUR’un bu görüşü sonrası Sosyal Güvenlik Kurumu bir genel yazıyla uygulamanın nasıl yapılması gerektiğini açıkladı. Bu noktada profesyonel sendika yöneticilerinin ücretlerinden işsizlik sigortası primi kesilmemesi gerektiği yönündeki argümanının hukuken savunulması ve yasal olarak bu konuda gerekli adımların atılması gerekliliği doğdu. TÜRK-İŞ bu noktada öncü bir rol üstlenerek çalışma hayatının kurumsal taraflarına görüş yazıları ile başvurarak durumu değerlendirmelerini sağladı. TÜRK-İŞ’in bu konuda yürüttüğü çalışmalar neticesinde Çalışma Genel Müdürlüğü, “Sendika ile sendika yöneticileri arasındaki hukuki ilişkinin vekalet ilişkini olduğu değerlendirilmektedir” görüşünü iletince, konunun Sosyal Güvenlik Kurumu ve İŞKUR nezdinde de sonuca ulaştırılması gereği doğdu. İŞKUR da aynı yönde görüş bildirerek bu yönde işlem yapılması gerektiğini ifade etti. Bu adımlar sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumu genel yazısında değişikliğe gitti ve hatadan dönülmüş oldu.
Sendika yöneticileri için ne anlama geliyor?
Profesyonel sendika yöneticilerinin işsizlik sigortasının kapsamı dışında olmasının iki sonucu var. Profesyonel sendika yöneticileri yasal olarak, görevleri sona erdiğinde emekli olmamışlarsa, seçimden önceki işyerlerine geri dönebilmektedir. İşveren, eski sendika yöneticisini istihdam etmeye devam etmek istemezse iş akdini gerekli yasal koşulları yerine getirerek sonlandırabilmektedir. Bu durumdaki işçiler işsizlik sigortası ödeneği hak kazanma koşulu olan son 3 yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödeme koşulunu yerine getiremedikleri için işsizlik ödeneğine hak kazanamamaktadır. Bu anlamda ücretlerinden işsizlik sigortası primi kesilmediği için işsizlik riskine karşı da korunmuyorlar. TÜRK-İŞ’in yapılan düzenleme hakkında SGK’ya görüş bildirmesinin sebebi sendika ve yöneticilerinin işsizlik sigortası primi ödemesi ile ilgili değildir. Bu noktadaki asıl amaç, uygulama ile mevzuat arasında oluşabilecek farklılığı ortadan kaldırmaktır. SGK’nın da genel yazısını iptal ederek eski uygulamaya dönmesi bu anlamda olumlu olmuştur.