Sen vaktinden çok önce gelen...
Dünya borsaları geçen hafta mayın dolu bir araziden neredeyse hasarsız çıkmayı başardı. Fed’in varlık alımını azaltma sinyali ve Evergrande borç krizi nedeniyle ABD, Avrupa ve Japonya borsalarında oluşan kayıplar, dip seviyelerden gelen tepki alışlarıyla, büyük ölçüde geri alındı.
Türkiye varlıkları Merkez Bankası zamanından önce faiz indirecek endişesi ile eylül başından beri dünyadan negatif ayrışıyordu. Faiz indirim kararı sonrası sertleşen satışlarla MSCI Türkiye aybaşından beri dolar bazında yüzde 13 değer kaybederek en kötü gelişmekte olan ülke borsası oldu.
Merkez Bankası faiz indirim kararını bankaların ticari kredilerinde arzu edilenin üstünde yavaşlamaya ve çekirdek enfl asyonun gerilemeye başlamasına bağlıyor. Her iki argümanı da inandırıcı bulmuyoruz.
Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 9 tahmini büyüme ile Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen gelişmekte ülke olacak. Enfl asyon cephesinde ise yüzde 19 fiyat artışıyla Arjantin’den sonra en yüksek enfl asyonla yaşayan ülke konumundayız. Büyümenin bu denli güçlü, enfl asyonun bu denli yüksek olduğu bir ülkenin politika faizini indirmek için acele edilmesini iktisadi nedenlerle açıklayamıyoruz. Alınan kararın 2022 son çeyreğinde erken seçim ihtimalini artırdığına inanıyoruz.
Vaktinden önce ve 100 baz puan büyük bir adımla politika faizinin düşürülmesi toplamda 400-500 baz puana ulaşacak bir faiz indirim döngüsünün hedefl endiğine işaret ediyor.
Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı, uzun vadeli tahvil faizlerinde artış ve banka hisselerindeki sert satışlar piyasanın para politikasının gevşetilmesini yanlış bulduğunu gösteriyor.
Piyasalar ikna edilmeden başlatılan faiz indirimine devam edilmesinin iktisadi olarak bir fayda sağlayacağına inanmıyoruz. Önümüzdeki haftalarda piyasaların enfl asyon ve kur tahminlerini yukarı çektiğini göreceğiz. Vaktinden çok önce başlatılan faiz indirim döngüsü sonrası, orta vadede elimizde zayıf Türk Lirası, yüksek enfl asyon, yüksek risk primi ve muhtemelen daha yavaş büyüyen bir ekonomi kalacak.