Selçuk Yaşar, sadece sanayinin değil, spor, sanat, eğitim ve sivil toplum hayatının da öncüsüydü
Yıllar önce İzmir için yapılan bir imaj çalışmasında, kentin sloganı “Öncülerin Şehri” olarak belirlenmişti. O çalışmanın sonuçlarının alındığı pek söylenemez ama, İzmir’de bu sloganın hakkını veren biri vardı. Geçmiş zaman kipiyle konuşuyorum, çünkü kendisini iki hafta önce sonsuzluğa uğurladık. 98 yaşında hayata gözlerini yuman Selçuk Yaşar, ardında bıraktıkları ile anılmaya devam edecek.
Duayen, hayırsever, sivil toplum gönüllüsü, yenilikçi gibi pek çok sıfatla anılsa da, bana göre Selçuk Yaşar’ı en iyi anlatan niteliği öncülüğüydü. Evet, Selçuk Yaşar’ın İzmir iş dünyasındaki yeri ayrı ama onun öncülüklerini İzmir’le ya da iş dünyası ile sınırlandırmamak lazım. Selçuk Yaşar, pek çok sektöre öncülük yapması, sanayide pek çok konuda ilklere imza atması yanında, spor, sağlık, kültür, sanat, eğitim gibi alanlarda da örnek işler gerçekleştirdi. İş hayatında yaptığı öncülüklerden bazılarını Türkiye’nin ilk boya fabrikasını, ilk mikronize maden tesisini, ilk matbaa mürekkepleri tesisini, ilk özel sektör bira fabrikasını, ilk özel sektör süt fabrikasını, ilk bin 100 yataklı tatil köyünü, ilk özel sektör kağıt fabrikasını, ilk geri dönüşümsüz ambalajda kaynak suyu şişeleme tesisini, ilk kültür balığı tesisini, ilk özel sektör entegre et tesisini, ilk balık yemi üretim tesisini, ilk beyaz ırk sözleşmeli hindi besiciliğini, ilk entegre organik gübre fabrikasını kurması olarak sıralayabiliriz. Ayrıca iş dünyası örgütlerine de öncülük etti. Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Süt Et Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) ve Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) gibi sivil toplum kuruluşların kurulmasına öncülük etti yani hem toplumun hem sektörlerin gelişimi için çalıştı.
Selçuk Yaşar, toplumun sosyal, kültürel ve spor alanında da gelişmesi gereğine inandığı için bu doğrultuda yarışmalardan sponsorluklara, burslardan eğitim projelerine kadar pek çok destek sağladı, okullar yaptırdı, tiyatro kulüpleri ve vakıflar kurdu. Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı ile Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı şimdiye kadar yüzbinlerce insanın hayatına dokundu. Bu vakıflar Selçuk Yaşar’ın vizyonu, ilkeleri ve hayallerini yaşatmaya devam ediyor.
Selçuk Yaşar’dan söz ederken Karşıyaka Spor Kulübü’nü yani Kaf Sin Kaf’ı anmamak olmaz. KSK’nin tesisleşmesine büyük katkı koyan, futbol kulübü inişli çıkışlı bir grafik izlese de aldığı şampiyonluklar ve ortaya koyduğu mücadele ile basketbol şubesinin İstanbul hakimiyetine kafa tutmasında Selçuk Yaşar’ın katkısı ve desteği inkar edilemez. O yüzden KSK taraftarı onu o ne bir iş adamı, ne de bir sponsor olarak görür. Karşıyaka Spor Kulübü taraftarı için o Selçuk Baba’dır.
Sanayiden tarıma, spordan sanata pek çok alanda yaptığı öncülükleri, binlerce insana sağladığı istihdamı düşününce Selçuk Yaşar’ın değeri daha iyi anlaşılıyor. Kendisine Allah’tan rahmet, tüm sevenlerine de başsağlığı diliyoruz.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde kısa aralıklarla meydana gelen ve toplam 10 ili etkileyen şiddetli depremler hepimizin canını yaktı. Depremin ardından ülke çapında başlatılan kurtarma ve yardım seferberliğine İzmir’den de ciddi katkı sağlanıyor. Depremlerin hemen ardından çok sayıda yardım malzemesi, araç, gereç ve personeli bölgeye sevk eden İzmir Valiliği, koordine ettiği yardımları her gün çeşitli ulaşım araçlarıyla depremzedelere ulaştırmaya devam ediyor. Çok sayıda Ro-Ro gemisi, onlarca tren katarı, yüzlerce TIR, kamyon ve kamyonete doldurulan insanî yardımlar her gün bölgeye ulaştırılıyor. Kaymakamlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, STK’lar ve hayırsever İzmirliler tarafından bölgeye yardımlar sürüyor. 2020 yılında kendisi de deprem felaketi ile yüzleşen İzmir, kendi acısının kat be kat fazlasını yaşayan 10 kent için, o zamanki dayanışmanın da kat be kat fazlasını ortaya koydu, koyuyor. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in dediği gibi bir süre daha bu yardımların hız kesmeden devam etmesi lazım.