Seçimler ve ihracat
2023 yılı için konulan 500 milyar ABD Doları ihracat rakamı söylemi için arşivde bulabildiğim en eski tarih 2006 yılı oldu.
Demek ki o günden bu yana yaklaşık 17 yıl geçmiş.
2006 yılı ihracat rakamımızın da ortalama 85,5 milyar ABD Doları olduğunu düşünürsek, belirlenen hedefin çok da ulaşılamaz olmadığını söylemek olasıdır.
17 yılda 6 kat ihracat artışı hedeflenebilir bir rakam olarak görülebilir.
Gelelim günümüze ve ihracatımızın düzenli olarak artışına karşın 2022 yılını 254 milyar ABD doları gibi bir ihracat cirosu ile kapattık.
Başka bir deyişle, 2022 yılında yani merdivenin son basamağında, o yıllarda belirlenen ancak sonraları birkaç kez yeniden belirlenen hedefin ancak yarısına erişebildik.
Burada kalmamızın arkasındaki nedenlerden önemli birisi olarak COVID-19 gösterilebilir amma hedefin yarısında kalmamızın nedenleri bir hayli çeşitli ve COVID-19 da tek suçlu değil.
Bana sorarsanız “ Uyuyan dev olarak gördüğüm KOBİ’lerin uyandırılması halinde bu rakamı bile geçeriz. “
Ancak 6’lı masanın mutabakat metninde yer alan 600 milyar ABD Doları ihracat hedefine ulaşmamızın da öngörüldüğü gibi 5 yılda erişebilmemiz çok da kolay olamayacaktır.
Cumhur ittifakının hedefinin hala 500 milyar ABD Doları olduğunu var sayarsak, 2006 yılından bu yana yaşanılanları göz önüne aldığımızda, zamanlama konusundaki endişelerimiz daha da artacaktır.
Hep söylerim, Türkiye’nin yıllık ortalama 1,5 milyar ABD Doları ihracatından bu yana sektörün içerisindeyim ve bu 170 kat artışı gören, yaşayan ve içinde naçizane katkısı bulunan bir ihracatçıyım.
İhracat konusunda, Türk sanayicisi ve tüccarına olan güvenim tamdır, yeter ki gölge edilmesin.
İhracata verilen destekler, %45’e varan oranlar içeren vergi iade listeleri ile başladı.
Bunu gören özel kişiler hemen hayali ihracat gemisini yüzdürüp sistemi güvensizleştirdiler.
Pazar araştırması desteğini kullanarak, bazılarının balayına ve hatta umreye gittiği bile kulislerde konuşulur oldu.
Fuar desteklerinden alınacak geri ödemelerin, oğlanın sünnetine ve hatta kızın çeyizine katkısı olacağı şakaları da dost sohbetlerinde yer alır oldu.
Hangi destek olursa olsun alınacak geri ödemelerin, aracı kurumlarla başvurulursa hızla, kendin almaya kalkarsan cımbızla alınabileceği gıybetleri yüksek sesle söyleniyor.
Üstelik verilen desteklerin rakamları konuşuluyor amma bunların çıktıları konusunda kimsenin elinde bir veri yok.
Bilgilendirme, seminer, eğitim vb. toplantılar, sadece katılımcı sayısı ile değerlendirilir ve etki analizleri hiç düşünülmez oldu.
Oysa ki, son yıllarda yayınlanan ekonomi tablolarında, ihracatın büyümeye olan pozitif katkısından gururla ve yüksek sesle söz ediliyor.
TBMM seçimi bitti şimdi sıra 2. tur Cumhurbaşkanlığı seçiminde.
Sonucu tahmin etmemiz olası değil amma bu turu kim kazanırsa kazansın gelenden;
- Ülkemizin kalkınmasında çok büyük katkısı olan ihracatımıza daha az lafla ve daha çok eylemle önem verilmesini,
- Verilen desteklerin zamanında ödenmesini,
- Testiyi kıranla suyu taşıyanları ayırt edebilecek bir sistem kurulmasını
- Kötü niyetlileri engelleyeceğiz derken, düzgün çalışan ihracatçıların engellenmemesini
- Döviz musluğunun akmasını sağlayanların, bu musluktan içmelerine mani olunmamasını
- Adamını bulanların değil, daha yüksek katma değerli ihracat yapmanın yordamını bulanların desteklemesini bekliyoruz…