Seçim sonrasına dönük beklentiler çok yordu
Biri birini takip eden seçim süreçleri ekonominin gerçeklerinden uzak, enflasyonu azdıran politikalardan bir anda vazgeçilmesini zorlaştırıyor. Seçim ekonomisi hazırlıkları iki yıl öncesinden başlayan Mayıs 2023 genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri beklentilerin aksine bir anda akılcı politikalara geçilmesine olanak tanımadı. Cumhurbaşkanlığı seçimini ve TBMM’de çoğunluğu kazanan iktidar, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehirlerde istediği sonucu alamadığı için 28 Mayıs akşamı, 31 Mart yerel seçim sürecinin startını verdi. Haziran 2023’de göreve gelen ekonomi yönetimi, akıldışı seçim ekonomisi döneminin rasyonel zemine dönmeyi zorunlu kıldığını ilan etse de çok önemli adımlar atsa da büyük ölçüde kendisini eli kolu bağlı hisseti. Şimdi seçimlere iki haftadan az süre kala seçim sonrasına dönük vaatler ve değerlendirmeler havada uçuşuyor. Yerel seçim sonuçlarını ve elbette ki siyasetteki dengeleri değiştirme potansiyeli bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim sonucunu, görmeden ekonomide rasyonel politikalara tam olarak dönülemeyeceğini herkes biliyor.
Ne olacaksa bir an önce olsun!
Ekonomi yönetimi yüksek enflasyon yanında seçim ekonomisinin hesapsızca ortaya çıkardığı sonuçlardan KKM ve EYT etkisini önünde buldu. KKM’nin TL kısmı önemli ölçüde eritildi. Seçim sonrası kur beklentilerini de yakından ilgilendiren döviz kısmı ise buzdağı özelliğini koruyor. Faiz oranları 9 ayda kademeli olarak 36,5 puan artırılarak yüzde 45’e çıkarılsa da yüksek enflasyon karşısında TL’nin baskınlığını artıracak şok artırım beklentisi hala hakim. Enflasyonla mücadele politikasının taşları döşenmiş olsa da siyasi kararlılık seçimden sonra test edilebilecek. Geçen hafta ekonominin patronu Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in iş dünyası temsilcilerine yaptığı sunumlara ilişkin yansımalar çok tartışıldı. Yansıyan haberlerin bir kısmı yalanlandı. Ama bizim iş dünyası temsilcilerinden aldığımız izlenim özetle şöyle:
“Ekonomi yönetimine güvenmekten başka seçeneğimiz yok. Desteğimiz var. Seçimden sonra ne olacaksa bir an önce olsun. Enflasyon belasından bir an önce kurtulalım. Ama önce kamu tasarrufta, özveride, işverene, işçiye, emekliye örnek olsun.”
İş ve aş derdinde olan işveren, sanayici, ticaret erbabı, esnaf, işçi, memur emekli olmak üzere seçim ekonomisi yorgunu tüm kesimler önümüzdeki seçimsiz dört yıllık dönemde uygulanması gereken akılcı, kapsayıcı politikaların hayali içindeler. Seçim sonuçlarının yeni referandum ve seçim olasılıkları doğurabileceğini, kırılmaya hazır yeni siyasi fay hatlarını ortaya çıkarabileceği ihtimalini yabana atmayan akil siyasi gözlemcilere de kulak kabartmak gerekiyor.
Merkez Bankası’nın 2023 zararı seçim sonrası açıklanacak
Seçim ekonomisinin en önemli sonuçlarından biri de Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasıyla kur istikrarının ve TL’ye güvenin sağlanabilmesi için Hazine ve Merkez Bankası’nın üstlendiği maliyetti. Maliyetin hazine ayağı bilinse de Merkez Bankası tarafının üstlendiği yükümlülük tam olarak kestirilemiyordu. Ancak EKONOMİ gazetesi geçen hafta Mehmet Kaya’nın haberiyle Merkez Bankası’nın KKM yükümlülüğü nedeniyle yaklaşık 850 milyar TL zararla karşılaştığını duyurdu.
2018’den itibaren karlarının hazineye aktarılabilmesi için genel kurulları öne alınan Merkez Bankası 28 Mart’ta yapılacak olağanüstü genel kuruldaki statü tadiliyle genel kurullarını daha önce olduğu gibi Nisan ayında yapmaya başlayacak. Olağan genel kurul ise izleyen günlerde Nisan’da yapılacak. Merkez Bankası’nın seçim sonrası Nisan ayında yapılacak olağan genel kurulda 2023 yılı için yayımlayacağı hesaplarla yaklaşık 850 milyar lira zarar açıklaması bekleniyor.
İngiltere ve Türkiye’nin BREXIT yoldaşlığı
AB’den 31 Ocak 2020’de ayrılan (BREXIT) Birleşik Krallık’ın Türkiye ile 2020 sonunda yapılan serbest ticaret anlaşmasını (STA) güncellemesi zorunluluk haline gelmişti. Ticaret Bakanı Ömer Bolat geçen hafta temaslarda bulunduğu Londra’da STA güncelleme çalışmalarının resmen başladığını duyurdu. Türkiye ve İngiltere’nin askeri ve siyasi açıdan iki güçlü ortak olduğunu, ekonomi ve ticaret alanında da güçlü ilişkileri bulunduğunu hatırlatan Bolat, iki ülke arasındaki mevcut serbest ticaret anlaşmasının İngiltere’nin AB’den ayrılması sonrasında karşılıklı ticaretin yasal bir zemine oturması için yapıldığını söyledi.
Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Jill Morris de yayımladığı mesajda Türkiye
ile ticari bağları güçlendirmek için ile genişletilmiş STA müzakerelerine resmen başladığını duyurdu. Morris, “26 milyar poundu aşan toplam ticari ilişkisiyle Türkiye vazgeçilmez bir ortağımız ve yakın NATO müttefikidir.” dedi.
Birleşik Krallık geçen yıl 2 Kasım’da STA güncelleme çalışmalarına ışık tutması için Türk ve Britanya şirketlerine katkı çağrısı yapmıştı. Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve Doğu Avrupa/Orta Asya Ticaret Müsteşarı Kenan Poleo ve Türkiye Büyükelçisi Jill Morris katkı çağrısını EKONOMİ gazetesinde duyurmuşlardı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Londra’da yaptığı açıklamada yoğun bir seçim dönemine giren İngiltere ile STA güncelleme müzakerelerinin teknik düzeyde 10 Haziran’da başlayacağını haber verdi.
Türkiye’nin STA’nın 2020’de imzalanmasından itibaren Birleşik Krallık’ın en büyük 20 ticaret ortağından biri haline geldiğini not etmemizde fayda var.