Seçim sonrası şirketlerin finansmanında ipuçları

Ferda BESLİ
Ferda BESLİ

Yerel seçimlerin tamamlanmasına iki hafta gibi çok az süre kaldı. Şirketleri seçim sonrasında faaliyetlerinin finansmanında neler bekliyor? Kredi politikalarında geçen haftadan başlayarak seçim sonrasının ilk sinyalleri gelmeye başladı. Mevduat getirileri artırılarak hem TL cazip hale gelirken hem de döviz talebine alternatif olmaya başladı.

Kredi faizleri son yılların en üst seviyesinde yüzde 55,3. Son 10 yılın ortalaması olan yüzde 18,9’un neredeyse 3 katı. 2023 yılı ticari kredi maliyet ortalaması yüzde 28,3, 2022 yılı için ise yüzde 21,7. BDDK verilerine göre Ocak 2024 yılında şirketlerin ödediği faiz 190 milyar TL. Kredi politikalarının seçim sonrasında biraz daha sıkılaşacağı gerçeği ile aylık ödenecek faiz Nisan 2024 ayından sonra yüzde 20 daha artacak ve yıl sonu itibariyle 2 trilyon 470 milyar TL faiz ödemiş olacağız (Kur farkı ve faktöring-leasing hariç).

İlginçtir 2022 yılında ödediğimiz faiz 621 milyar TL, 2023 yılında ise 1 trilyon 140 milyar TL. 2024 yılında 2022 yılında ödediğimiz faizin 3.9 katı, 2023 yılında ödediğimiz faizin 2.2 katı faiz ödeyeceğiz ve faaliyet karımızın en az yarısı 2024 yılında faiz giderlerine gidecek. 26 Nisan 2013 haftasında ticari kredi faiz yüzde 5,92 idi.

Şirketlerin 2024 yılında ödeyeceği 2 trilyon 470 milyar TL faiz nasıl daha iyi yönetilebilir?
1. Kredi politikalarının genişleyeceği etkisi sınırlandırılacak ve kaynaklar tüketim yerine ihracat, üretim ve yatırımlara yönlendirilecek. Dolayısıyla bu selektif krediler bankalar tarafından daha fazla öne çıkarılacak ve normal işletme kredileri daha pahalı hale gelecektir. TCMB kredilere menkul kıymet tesis etme ve zorunlu karşılık koyarak bu tip kredilerin büyümesini engelleyecek hem de bankalar ve kredi alanlar için pahalılaştıracaktır.

2. Esnaf, KOBİ, ihracat, döviz kazandırıcı faaliyetlerin finansmanı, yatırım kredileri ve tarım alanlarına yapılacak yatırımlar ise desteklenecektir. Bu bölüme giren kredilerde bankalara büyüme sınırı getirilmediğinden bu faaliyetlerin finansmanı bankalar açısından daha cazip olacaktır.

3. Ülkemizde şirketlerin varlıklarının (Bilanço aktif toplamı) yüzde 63’ü dönen varlıklardan oluşmaktadır. Dönen varlıklar içindeki alacaklar ve stoklar bilançonun yüzde 39,3’nü oluşturmaktadır. 2022 yılında şirketlerin 5 trilyon 137 milyar TL alacağı, 5 trilyon 163 milyar TL stokları vardır. 2023 yılında enflasyon tutarı olan yüzde 64,8 artmış olsa şirketlerin işletme sermayesi 16 trilyon 971 milyar TL’na ulaştığını düşünüyoruz. Yapılacak yüzde 5 iyileşmenin güncel faiz oranı olan yüzde 55,3 ile tasarruf miktarı 469 milyar TL’dir.

4. Mal ve hizmet İhracatı yapan şirketler ihracat reeskont kredilerine mutlaka başvurmaları gerekir. Şu anda faiz oranı en düşük bu kredilerdir.

5. Duran varlıklar içinde satışa ve müşteri deneyimine katkısı olmayan tüm varlıkları elden çıkararak aktif temizliği yapmamız gerekir.

6. Tüm masraf kalemleri için bir liste yapıp her harcamanın üzerinden tek tek geçmeliyiz. Kısaca “Her taşı kaldırıp altına bakmalıyız”. Bu çalışmayı yaparken aşağıdaki sorulara en doğru yanıtları bulmalıyız.
i. Bu harcamayı yapmak zorunda mıyız?
ii. Tedarikçimiz ile tekrar konuşmakta yarar var mı?
iii. Yeni bir tedarikçi bulabilir miyiz?
iv. Bu ürün veya hizmet için başka alternatifler var mı?
v. Teknoloji ile işlerimizi daha verimli hale nasıl getirebiliriz?

7. Ürün, müşteri karlılıklarının analizi ile hangi ürün ve müşterilere odaklanmalıyız bakmalıyız.

8. Satış ve pazarlamada dijital olanakları daha aktif kullanarak seyahat ve gereksiz, pahalı yöntemlerden vazgeçmemiz lazım.

9. Maliyet yönetiminde inovatif önerileri ödüllendirerek ekip çalışması yapmamız gereklidir.

10. Dağıtım kanaları genellikle şirket yönetiminin az odaklanabildiği fonksiyonlardır. Depodan, lojistiğe ambalajdan güvenliğe kadar İyileştirilebilecek, tasarruf edebileceğimiz çok sayıda alan vardır.

11. İş Modeli içinde prosesleri gözden geçirerek fazladan yapılan işler, enerji kullanımı, teknoloji ve verimlilik gibi konuların üzerinden geçmemiz lazım.

Sonuç olarak, 2024 yılında kamu, birey ve şirketlerin faiz yükü fazla olacaktır. Bu yükü azaltmanın şirketler açısından yollarını yukarıda anlattık. Bu önlemleri aldığımız takdirde faiz giderlerinde en az yüzde 25-30 tasarruf yapmamız mümkündür.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar