Seçim kazanmak uğruna…

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Uluslararası ilişkileri sadece egemen ülkeler arasındaki etkileşim olarak görmek mümkün değil; Ülkelerin iç politik gereksinimleri, özellikle de son dönemde, izlenen diplomasiyi doğrudan belirler bir hal almaya başladı.

20 yıldır AK Parti iktidarı tarafından yönetilen Türkiye bu duruma hiç yabancı değil;

“Batı bizi kıskanıyor”dan, “Türkiye’ye karşı oynanan büyük oyun”a kadar varan çeşitlilikte sloganlara; Sıkışıldığında başvurulan sınır ötesi harekatlara, navtex ilanlarına;

Suriyeli sığınmacıları Batı sınırına yığmaktan; Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye kadar pek çok eylem ve söylemin ana hedefi diplomatik adım atmak değil, içerdeki seçmenlerin “safları sıkıştırmasını sağlamak” oldu hep.

İran’da da benzer durumlar yakın tarihte yaşandı; Sırf ekonomik krizi unutturup, seçmenleri etrafında birleştirmek adına savaş çığırtkanlığı yapan siyasi liderlere –Cumhurbaşkanlığı döneminde Ahmedinejad’ın nükleer görüşmelere karşı aldığı sert tavır en iyi örneklerden biridir- tanık oldu İran.

Şimdi de benzer bir durum ABD ve İngiltere’de yaşanıyor.

ABD’DE KASIMDA SEÇİM VAR

ABD’de Başkan Biden yönetimi seçmene vadettiklerini sağlayamadı. Ülkede enflasyon –Türkiye’deki enflasyon oranının yanına bile yaklaşamıyor olsa da- rekor üzerine rekor kırıyor.

Afganistan’dan apar topar çekilme, sadece ABD’nin müttefiklerinde rahatsızlık yaratmakla kalmadı, Amerikan halkında da “madem yönetimi Taliban’a verecektik, niye 20 yıl savaşıp, milyarlarca dolar harcadık” sorularının sorulmasına yol açtı.

Covid-19’la mücadelede alınan sert önemler ve bunların etkileri ise, başta Trump gibi popülist siyasetçiler olmak üzere, Biden yönetimine karşı tepe tepe kullanıldı.

Tüm bunlar art arda gelince de kamuoyu yoklamalarında Biden’a yönelik halk desteği çok düşük seviyelere indi.

Üstelik Kasım ayında ABD Kongresi’nin üçte birinin değişeceği seçimler yapılacak. Yoklamalar, Demokrat Parti’nin Senato ve Temsilciler Meclisi’nde sahip olduğu çoğunluğu kaybetme ihtimalinin büyük olduğunu gösteriyor.

Biden yönetimi tarafından “safları sıkılaştırmak” için bulunan yol ise, Ukrayna krizi gibi görünüyor.

Biden yönetiminin, Moskova’dan gelen “Ukrayna’yı işgal etmeye niyetimiz yok” açıklamalarına rağmen, gerginliği tırmandıran stratejisi bu açıdan da okumak yerinde olur.

Washington’daki yetkilerin, Kiev’deki Amerikalı diplomatları çekip, vatandaşlarına “ülkeyi terkedin” çağrısı yapmaları,  Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine ilişkin tarih bile vermeleri boşuna değil. Tam bir “kazan kazan” hesabı; Eğer Rusya bu kadar provokasyon karşısında adım atmaya kalkıp, Ukrayna’ya girerse, Biden yönetimi kendini “savaşta” bulacak. Amerikan ekonomisindeki krize bahane yaratılabilecek. Eğer Rusya geri adım atarsa, Biden Putin’in “gözünü korkutmuş lider” olacak, bunu da kasım seçimleri öncesinde kullanabildiği kadar kullanacak.

Üstelik böylesine bir “zafer”, Biden’ın imzasını taşıyan o utanç verici Afganistan geri çekilmesini de unutturacak.

İNGİLİZ BAŞBAKANI SİYASETEN ZORDA

İngiltere açısından da benzer bir durum var;

Başbakan Johnson, Covid-19’da tüm ülkede karantinalar uygulanırken, verdiği maskesiz-mesafesiz partiler nedeniyle seçmen gözünde zorda. Üstelik İngiltere’de de Brexit sonrasında ekonomi hiç iyi gitmiyor. Bunları unutturacak, İngiltere sınırlarından uzakta yaşanacak bir “savaşın”, Johnson hükümetinin nefes almasını sağlayacağı aşikar.

Bu arada uzaktaki bir ülke, mesela Ukrayna, ateşe atılmış, binlerce sivil ölmüş, evler/ altyapı yıkılmış, milyonlarca kişi göçmen durumuna düşmüş, ne gam?

Üstelik Londra yönetimi halihazırda Ukrayna’da bulunan İngiliz askerlerinin de geri çekileceğini de açıkladı. İngiltere Silahlı Kuvvetler Bakanı James Heappey, “Ukrayna’daki İngiliz askerlerinin hepsi çekilecek. Orada bir çatışma olursa, Ukrayna’da İngiliz askeri olmayacak” dedi.

Biden yönetimi de zaten, parti parti gönderdiği Amerikan askerlerini Ukrayna’ya değil, çevre ülkelere konuşlandırıyor.

Yani olası bir savaşta, krizi tırmandıran ülkelerin askerleri değil, Ukraynalılarla Ruslar ölecek.

Biz bu senaryonun benzerlerini Afganistan’da, Suriye’de, Irak’ta, üstelik sadece son 20 yıl içinde görmedik mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024