Seçim ekonomisinde kaynak arayışı

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Seçim ekonomisi iktidar partisinin, seçim döneminde, yeniden seçilebilme olasılığını en üst seviyeye çekebilmek amacıyla para ve maliye politikalarında makro değişkenleri olumlu uyaracak adımları atmasıdır. Bu dönemlerin klişe adımı ise genişletici para politikasıdır.

Yeniden seçilebilme motivasyonu, hedeflere uygun politikaların da yaratılmasını sağlar. Temel amaç yakın döneme odaklanmayı sağlamaktır. Genişletici ekonomi politikaları, salt iktidarda kalmak için uygulanır. Seçim sonrası oluşabilecek maliyetler daima gözardı edilir.

ENFLASYONİST POLİTİKALAR GÜNDEMDE

Seçim ekonomisi sürecinde ekonomiyi canlandıracak, tüketimi hareketlendirecek adımlar atıldığı için enfl asyon da tırmanmayı sürdürüyor. Tüketici fiyatlarında %36,08, üretici fiyatlarında %79,89 seviyelerine ulaşan fiyat artışları artık kanıksanmaya başlandı.

Öyle ki TÜİK’in manşet enfl asyonunun %50 olması dahi kimseyi şaşırtamayacak. Böyle bir dönemde altın ve altına dayalı enstrümanlar üzerinden çalışılma yoğunluk kazanıyor. Enfl asyonla ancak altın baş edebilir düşüncesi ağırlık kazanırken, “yeniden seçilelim de gerisi Allah kerim” anlayışı dillendiriliyor.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Seçim ekonomilerinin dezavantajları nedir?

Arkasında ağır bunalım dönemlerini bırakır. Enfl asyon ve işsizliğin yarattığı olumsuz seyir yeni gündemi belirler. Seçimi kazanan kucağında açık bütçe, yüksek enfl asyon, dev işsizlik ve acilen yapılması gereken iğneden ipliğe zam listesi buluverir.

Seçim sürecinde hangi enstrümanlar öne çıkar?

Bu süreç paranın bollaştığı dönemdir. Bu nedenle hemen tüm varlıklarda bir yükseliş eğilimi görülebilir. Para musluklarının sonuna dek açıldığı bu süreçte yalancı bahar havası hakim olur. Herkes ve her kesim, “kazanıyorum” yanılgısına düşer. Sonra seçim biter ve gerçekler ile yüzleşiriz.

not

YENİ BİR KREDİ GARANTİ FONU

Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları ve Bakan Nebati’nin söylemleri bize yeni bir Kredi Garanti Fonu üzerinde çalışıldığını gösteriyor. Fakat bankaların kaynak sorunu, KGF ile gelecek olan rahatlığın, seçim ekonomisi düzeyinde piyasaları canlandırma etkisinin olamayacağı endişesi taşıyor.

Nitekim “düşük faiz yüksek kur” yaklaşımı ilan edildiğinde şu soruyu sormuştuk; “böylesi düşük faizle ve negatif reel faizin %22’leri aştığı ortamda bankalar, kredilendirmek için kaynağı nereden bulacak?”

Bu sebeple eldeki altını eritip bir tür KGF’ye büründürerek dağıtılması adımı denenecek. Salgın yılında ihdas edilen KGF ile 1 trilyon liralık kredi dağıtılmış ve çoğu da dövize, altına akmıştı. Şimdi ise seçim ekonomisine kaynak arayışında, 700 ton civarındaki TCMB altınlarını eritmek olabileceği önerileri yapılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liyakat mi sadakat mi? 21 Ekim 2024