Savaş ve reel faiz

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Neredeyse Savaş ve Barış diyecek oldum. Gündem öylesine savaş ve reel faizle meşgul ki neler olup bittiğini net olarak kavrayamıyor, haber akışlarını izleyemiyor ve karar süreçlerini çalıştıramıyorsun. Özellikle insanlığı tedirgin eden savaşa dair çok fazla kirletici bilgi var ve gidişatı kestirebilmek güç.

Aynı olgu, pozitif reel faiz için de geçerli… Başta ekonominin yeni yönetimi olmak üzere bankacılar, ekonomistler ve parasıyla ilgili derdi olan herkesin dilinde… Şimşek’e göre neredeyse pozitif reel faize varmak üzereyiz. Bankalara göre; “Lira mevduatına elimizden geldiğince verebildiğimiz bu…”

POZİTİF REEL FAİZ YOLUNDA…

Ekonominin şirazesini heterodoks macerasıyla öylesine bozduk ki rasyonele dönme gayretimiz, patinaj yapıyor. Hükümetin bir kanadı Ortodoks gayretindeyken, kripto heterodokslar; “arpamız kesildi” öfkesiyle, pusuya yatmış normalleşme adımlarının aksaması için adeta dua edip bekliyorlar.

Gazze’de yaşanan insanlık dışı eylemler, fütursuzca savaş suçları ve kitle katliamları, tüm dünyayı olduğu gibi bizi de derinden üzüyor, kahrediyoruz. Ekonomi cephesinde savaşın belirsizliğini en fazla kafaya takanlar; reel kesim, ihracatçılar, bankacılar, sanayiciler, bölgeyle iş yapan girişimcilerimiz

İKİ SORU İKİ CEVAP

Reel faize ne kadar kaldı?

Aslında bunun net cevabı yok. Zira reel faiz hesabında 2 parametre var ve her ikisi de belirsizliğini koruyor. Mevduat faizi? Bankasına göre değişiyor. %50 civarında veren var. Daha ne kadar artacağını bilmiyoruz. Merkez Bankası da bilmiyor. Fakat işin daha belirsiz yanı; enflasyon cephesi… Zira reel faizi hesap edebilmek için mevduat faizinden enflasyonu düşmek gerekiyor. Fakat hangi enflasyon? Hükümet ha bire hedef güncelliyor. TÜİK’e kimse inanmıyor. ENAG’ın metodolojisi belirsiz. Bu durumda faize “negatif veya pozitif” diyebilmek mümkün olamıyor.

Peki; hangi şartlarda ve ne zaman pozitif reel faiz oluşabilir?

Hükümetin enflasyonla topyekûn mücadelesi ardından bunu konuşabileceğiz. Zira seçim var ve hükümet; “büyümeden ödün vermeden antienflasyonist politika mümkün” teranesinde… Aslında heterodoksa bulanmış Ortodoks söylem bu… TCMB’nin politika faizini çıkarabileceği nokta, seçim varken fazla yüksek değil. Zaten buna CB izin vermez. Enflasyonun düşmesine de savaş, petrol, müsrif kamu, itibarından tasarruf etmeyenler, popülizm ve seçim ekonomisi izin vermez. Hal böyle olunca pozitif reel faizi ancak 2024’ün sonlarına doğru (o da belki) görebileceğiz. Tabii ki Ortodoks tövbemizi bozmaz ve anayasa referandumu diye yine sandık kurmaz isek…

NOT

BELİRSİZLİK ALTINDA KARAR VERMEK

Krizle baş etmek, işin kolayı… Buna alıştık zira ve sürekli krizlerle pişen ekonomide, “yıkılmadım ayaktayım” diyebiliyoruz. Zor olan, belirsizlik… Zira yarına dair tahmin yapmak güç… Ne güvenebileceğin bir kamu yönetimi ne de inanabileceğin bir TÜİK var. OVP, 12’nci Kalkınma Planı, 2024 bütçesi… Her biri temenniler manzumesi, propaganda malzemesi, siyaset sündürmesi

Yine de belirsizlikte karar vermek zorundayız. Yapılması gereken risk iştahını düşürmek ve yönetilebileceğimiz riskler almak… Yumurtaları farklı sepetlere koyabilmek, nakit akışı ölümlerine karşı güvence geliştirmekKara gün dostu fon oluşturmak, israftan kaçınmak, verimliliğe odaklanmak

En önemlisi de umudu kaybetmemek. Ne dem baki, ne gam bakiBu da geçer ya hû deyip pozisyonunu korumak. Daldan dala zıplayacak zaman değil zira… Kaybolacaksan biraz mola ver.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar