Şaşılacak ne var ki!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Merkez Bankası'ndaki görev değişikliği operasyonuna çok anlam yüklenmiyor mu? Sanki Erdoğan Merkez Bankası'na ilk kez müdahale ediyormuş gibi...

✔ Beş ay önce atanan başkan yardımcısının görevden alınmasını erken bulup yadırgayanlara soralım: "Bırakın yardımcıyı, başkan olan Ağbal ne kadar görev yapabildi ki!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki akşam Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüştü ve bu görüşmenin ardından Merkez Bankası’nda bir dizi görevden alma ve yeni görevlendirmeler yaşandı ya, piyasa birden ayağa kalktı.

İki başkan yardımcısı ve 13.5 yıl boyunca çok uzaklardan, ta ABD'den her ay Türkiye'ye gelip gitme zahmetine katlanan PPK üyesi görevden alındı. Atananlar ise bir başkan yardımcısı bir de PPK üyesi.

Piyasa, bu görevden alma ve yeni görevlendirmelere çok büyük bir tepki verdi. Doğrusu oluşan tepkiye bakıp da şaşmamak mümkün değil. Sanırsınız Erdoğan Merkez Bankası’na ilk kez müdahale ediyor. Kaldı ki burada doğrudan müdahale olarak nitelenebilecek bir durum da yok.

Kimi çevreler “Görevden alınan başkan yardımcılarından Semih Tümen daha mayıs ayında bu göreve getirilmişti, çok kısa sürede görevden alındı” diyerek bunu bir istikrarsızlık olarak görüyor.

Günaydın!

Bırakın başkan yardımcısını, bir önceki başkan olan Naci Ağbal kaç ay görev yapabilmişti ki! Beş ayı bile bulmamıştı Ağbal’ın görev süresi.

Biraz daha geri gidelim; Murat Uysal’ı da göreve getirip daha sonra alan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı.

Bir dönem daha geri gidelim... Uysal’dan önceki başkan Murat Çetinkaya için faiz indirimine yanaşmadığı kastedilerek “Laf dinlemiyor adam” diyen de Erdoğan değil miydi?

Kaldı ki Erdoğan kaç kez “Ben ekonomistim, ekonominin sorumlusu benim” demedi mi?

Neye şaşırıyoruz peki şimdi?

Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanı’nı Çankaya Köşkü’nde kabul etmiş ve sonrasında bu görev değişiklikleri gerçekleşmiş, bu da faize müdahale edileceğinin işaretiymiş...

Bir kez daha günaydın!

Sanki bugüne kadar faizi Merkez Bankası ekonominin gerekleri neyse onu gözeterek kendisi belirliyormuş, sanki faiz belirleme sürecinde Cumhurbaşkanı’nın sözü hiç dinlenmiyormuş gibi.

Şimdiye kadar alınan kararlar tam ekonominin gerekleri doğrultusundaydı da, sanki şimdi siyaset etkili olacak!

Yapmayın, etmeyin, kendinizi kandırmayın; Merkez Bankası, bağımsız bir Merkez Bankası olmaktan çıkalı çok ama çok oldu.

Şimdiye kadar ne nasıl yapılıyorduysa, şimdiden sonra da benzeri yapılacak. Değişen bir şey yok.

Görevden alınan isimler bazı kararlara karşı ayak diredikleri ve işleri yokuşa sürdükleri için mi koltukları kaybettiler, bilmiyoruz. Varsayalım öyle oluyordu, ama belli ki bu direnç hiç işe yaramıyordu. Şimdi ne olacak, yapılmak istenen daha kolay gerçekleştirilecek, o kadar...

Birlikte fotoğraf vermenin anlamı

Son görevden almalar ve görevlendirmeler Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun isteğiyle gerçekleştirilmiş gibi görünüyor. Ancak yine de ortada şekil yönünden dikkat çeken bir ayrıntı var.

Bu değişiklik operasyonu ister tümüyle Erdoğan’ın tasarrufu sonucu olsun, ister Kavcıoğlu’nun talebiyle gerçekleşmiş olsun sessiz sedasız yapılabilir ve biz de atamaları Resmi Gazete’de görürdük. Ama Erdoğan bu kez farklı bir tutum izlemeyi tercih etti.

Cumhurbaşkanı akşam saatlerinde Kavcıoğlu’nu kabul etti ve tüm piyasa “Bu görüşmeden ne çıkacak” diye beklemeye başladı. Sonuçta da malum atamalar geldi.

Bir süre önce medyada Erdoğan’ın Kavcıoğlu ile arasına mesafe koyduğunu ilişkin haberler yer almıştı. Erdoğan birlikte fotoğraf verdiği Kavcıoğlu’nun arkasında durduğunu ve Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirmeyeceğini ilan etmiş oldu. Ama bu desteğin ömrü ne kadar olur, onu kimse bilemez.

21 Ekim için tahminler açıldı!

Hep bahis açılacak değil ya, bu sefer de tahmin açılmış olsun!

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bir hafta sonra, 21 Ekim Perşembe günü toplanacak. Son görev değişiklikleri hemen perşembe günkü toplantıyla ilişkilendirildi. Merkez Bankası’nın yeni bir faiz indirimine gideceğini, bunun kararının da ilk toplantıda alınacağını söyleyenler çoğunlukta.

Mevcut durumda politika faizi yüzde 18, politika faizi için esas alınmaya başlanan çekirdek enfl asyon ise eylül sonu itibarıyla yüzde 16.98. Yani arada bir puanlık fark var. Merkez Bankası tutar faizi bir puan daha indirirse iki oran bir anlamda eşitlenecek. Ama ya ekim sonundaki çekirdek enfl asyon yüzde 17’nin üstüne çıkarsa, o zaman ne olacak?

Hiçbir şey olmaz! Aylarca politika faizini manşet enfl asyonu gözeterek belirleyeceğini söyleyen Merkez Bankası bir anda çekirdek enfl asyonu gündeme getirdi ve faiz manşet enfl asyonun altında kaldı da ne oldu ki! Faiz bu sefer de çekirdek enfl asyonun da altına iner, o kadar!

Dolayısıyla 21 Ekim Perşembe günü yeni bir faiz indirimi görebiliriz; görmeyebiliriz de ya da bir puan değil de daha düşük bir indirim görürüz.

Artık sağlıklı bir şekilde mantık yürütebileceğimiz; “Şu şu verilere göre faiz şu olur, şu olmalıdır” diyebileceğimiz bir ortam yok.

Karar veriliyor, uygulanıyor...

Neye göre, ne amaçlanarak, ne gözetilerek, ortaya çıkacak sonuçlar iyi irdelenmiş mi; bilinmiyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar