Sanayimizin performans kartı
Geçen hafta hizmet sektörünün ihracat potansiyelini konuşmuştuk. Gelin bu hafta da sanayimizin durumuna bir bakalım. İstanbul Sanayi Odası’nın gelenekselleşen ilk 500 listesi rehberimiz olsun. Elbette bu çalışma 2019 rakamlarını esas aldığı için herhangi bir Korona etkisi görmeyeceğiz. Zaten amacımız genel bir perspektif oluşturmak.
Biliyorsunuz liste sanayi kuruluşlarını üretimden net satışa göre sıralıyor. Birinci şirket 88 milyar TL (15.5 milyar dolar), 500. ise 484 milyon TL (85 milyon dolar) ciro yapmış. Yani ikisi arasında 180 kat fark var. Nitekim ciddi bir konsantrasyon ile karşı karşıyayız. İlk 10 firma toplam İSO 500 cirosunun dörtte birinden fazlasını yapıyor. İlk 50 firma yarısından fazlasını. Öyle ki 201-500 sıralar arasındaki 300 şirketin toplam cirosu ilk 10 şirketten daha az!
Madalyonun diğer yüzünde ölçek eksiği göze çarpıyor. 500 büyüğün yarısından azı senede 1 milyar TL ciro yapıyor. Bu elbette ciddi bir rakam ama ayda yalnızca 15 milyon dolara tekabül ediyor. Türkiye’nin en büyük firmaları listesinden bahsediyoruz, unutmayalım!
2019 kârlılıği sanayimize bir ikazda bulunmuş. İSO 500’ün faaliyet kârı oranı yüzde 10.9’dan yüzde 8.1’e inmiş. Yani marjın dörtte birinden fazlası kaybedilmiş! Ülkemizin en seçkin sanayi kuruluşlarının, neredeyse 700 bin kişinin emeğiyle ürettiği toplam faaliyet karı 92 milyar TL yani 16 milyar dolar. Makroekonomi programlarında büyük büyük sayılar havada uçuşurken bu veriyi akılda bulundurmak lazım!
İSO 500’ün vergi öncesi kar oranı yüzde 5.4. Yani 100 birimlik sanayi cirosunun 95 birimi tedarikçiye ve çalışana gidiyor. Kale Grubu’nun kurucusu rahmetli İbrahim Bodur "Ticaret bireyleri, sanayi toplumları zenginleştirir" derken herhalde sanayinin bu rolüne işaret ediyordu.
İSO 500’ün faaliyet karının neredeyse yüzde 70’inin finansmana gittiğini söylesek herhalde çoğumuz ‘sanayi bankalara çalışıyor’ der. Üstelik bu oran bir önceki yıla göre ciddi bir iyileşme –2018’de bu sayı yüzde 90’dı. Ancak bunun önemli bir sebebi özkaynak azlığı. İSO 500 ciddi şekilde borçlu. 100 birimlik bilançonun sadece 31 birimi özsermaye, kalanı borç. Yani finansman yapısına göre, kur artışına veya faizlerdeki yükselişe karşı çok kırılgan bir sanayimiz var! Şirketlerimizin mali yönetimlerini stratejik bir perspektifle ele almaları gerektiğini net anlatan bir tablo.
Nihayet gelelim favori konum teknoloji yoğunluğuna. İSO 500’de yaratılan katma değerde yüksek teknoloji payı yüzde 7 orta-yüksek teknoloji payı ise yüzde 23.5. İlerleme olsa da toplamın hala üçte birden az olması gidecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor.
Bir öneriyle bitirelim. Bence İSO ROIC’i (return on invested capital – faaliyet karının şirkete bağlanan kaynağa oranı) de analizine eklemeli. Zira marifet iltifata tabidir. Neyi ölçersek onu önemseriz. Türk sanayisi için de verimlilik en az ciro kadar dikkat edilmesi gereken bir alan.