Sanayicinin finansmana erişim sorunu var mı?
Sadece İstanbul Sanayi Odası değil, birçok oda ve kuruluş fırsat buldukça üyelerini bakanından başkanına kadar ekonomiyi yönetenler ve karar verenlerle buluşturur. Aynı şekilde Merkez Bankası başkanları da yıllardır fırsat buldukça sanayi ve ticaret odaları üyeleri ile buluşup sorunları ve para politikasını konuşurlar. Hatta bu buluşmaların bazılarına DÜNYA Gazetesi de aracılık yapmıştır.
DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Arolat’ın başkanlığında yapılan Anadolu’daki toplantıların bazılarına ben de katılmıştım. Ve ne kadar faydalı olduğunu görmüştüm.
İş dünyası ile ilişkileri başarıyla yürüten merkez bankası başkanlarından biri Süreyya Serdengeçti’ydi. DÜNYA Gazetesi’nin de işbirliği ile düzenlenen toplantılar çerçevesinde Kayseri, Samsun, Kocaeli gibi birçok ildeki sanayi ve ticaret odalarının konuğu olarak konuşmalar yaptı; iş adamlarının sorularını yanıtladı. Hatta illerin yanı sıra hatırladığım kadarıyla Fatsa gibi ilçe odalarının da konuğu oldu. Konuşmalarında enflasyonun nasıl bir sorun olduğunu anlattı, uygulanan para politikası hakkında bilgiler verdi ve kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Daha sonraki başkanlardan Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı’nın da başvurduğu bu “iş dünyası ile buluşmalar” yöntemi çok etkili ve faydalıydı.
Faydalıydı; çünkü iş dünyası üyeleri başkanının sunumu ve özellikle sunumun ardından başlayan bölümde kafalarındaki sorulara cevap bulma şansı yakalıyorlar ve beklentileri olumlu etkileniyor; para politikasına destekleri artıyordu. Ve daha da önemlisi TCMB o dönemde bu toplantıları iyi bir iletişim aracı olarak da kullanabilmişti. İletişim para politikası başarısının önemli bir ayağıdır. İyi ve etkili bir iletişim, para politikasını “vezir” edeceği gibi kötü iletişim ise para politikasını “rezil” edebilir.
İSO toplantısına yansıyan gerginlik
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, İSO Temmuz ayı Meclis toplantısına katıldı ama toplantı alışılmışın biraz dışında gerçekleşti. TCMB başkanına dertlerini aktarma fırsatı yakalayan sanayiciler anlatmaya başladılar ama karşı taraftan gelen tepki biraz sertti. Sanayiciler alınan tedbirlerle finansman koşullarının sıkılaştığına ve TL ticari kredi faizlerinin yüzde 40 bandını aştığına işaret ederken, finansman olanaklarında normalleşme sağlanması ve “reel sektör gerçeklerine uymayan” uygulamaların sona erdirilmesi gerektiğini söylediler.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayicilerin dertlerini dile getirirken “Ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan adımlar kısa vadede bazı çözümler getirse de uzun vadede finansal kaynaklara erişimi zorlaştırıp maliyeti artırıyor” dedi.
Özetle, sanayiciler finansman sorununa dikkat çektiler. Kavcıoğlu ise yatırım için verilen kredinin dövize gittiği görüşünü savundu ve Eximbank’ın uzun süredir sıfır faizli kredi verdiğini kaydederek “Merkez Bankası’nı eleştirmek yerine gidin bu parayı kullanın” dedi. Firmaların “55 milyar dolar bankacılık kesiminden kredi kullanarak döviz aldıklarını” söyledi. Ve “kredilerin nereye gittiğine siz karar verin. Ucuz krediyle döviz alanların listesi var elimizde. Bunu yapmayın” dedi.
İSO’da dile getirilenler Enflasyon Raporu’nda vardı
Aslında sanayicinin finansman sorununu TCMB ilk defa duymuş değil. Banka’nın geçen hafta açıklanan Enflasyon Raporu’nda yer alan bir “kutu”da “Firma Görüşmelerinden Elde Edilen Bulgular”a yer verilmişti.
Kutudaki çalışmanın amacı; farklı sektörlerden firmalarla görüşerek dönemsel üretim, yurt içi ve yurt dışı satış, yatırım, istihdam, kredi koşulları, maliyet ve fiyat gelişmelerine ilişkin zamanlı bilgi edinmek, iktisadi faaliyeti yakından takip etmek ve TCMB ile reel sektör temsilcileri arasındaki iletişimi geliştirmek. Merkez Bankası’nın deyişiyle “Bu görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular, para politikası kararları için nitelikli ve zamanlı bir bilgi kaynağı.” Yani çok değerli bir çalışma bu.
Ve bu önemli çalışmada deniliyor ki: “Firmaların finansman ihtiyacı, işletme sermayesi ihtiyacındaki artışa bağlı olarak yükselmeye devam etmiştir. Firmalar artan işletme sermayesi ihtiyacını temel olarak hammadde fiyatları ve enerji giderlerine bağlı olarak artan maliyetlerle ilişkilendirmiştir. İşletme sermayesi ihtiyacı artışı için nakit akış uyumsuzluğu, stok yönetimi gibi unsurlar da dile getirilirken, yatırım finansmanı konusunda özellikle uzun vadeli finansman ihtiyacına vurgu yapılmıştır.”
Kısacası TCMB yaptığı çalışma ile firmaların finansman ihtiyacının artmakta olduğunu görmüş. Zaten İSO toplantısında TCMB başkanına aktarılan da buydu.
Normal ekonomilerde depoculuk, enflasyonist ortamda stokçuluk
Yine çalışmada deniliyor ki: “Enerji ve küresel emtia fiyatlarındaki gelişmelerin maliyet artışı yönünde firmalar üzerinde baskı oluşturduğu vurgulanmıştır. Yılın ikinci çeyreğinin genelinde firmaların maliyet kaynağı olarak en çok vurguladığı unsurlar özellikle döviz kuru hariç hammadde ve enerji olmuştur. Diğer taraftan Haziran ayı itibarıyla bazı firmalarca kur gelişmelerine de vurgu yapılmaya başlandığı görülürken, endüstriyel metal fiyatlarında son dönemde görülen düşüşlerin tedarik zincirinin uzunluğu ve sözleşme vadeleri nedeniyle firmaların girdi maliyetlerine henüz yansımadığı belirtilmiştir. Yoğun enerji kullanımı bulunan sektörlerde doğalgaz ve kömür maliyetlerinin ise ürün fiyatlarına yansıtıldığı görülmüştür.”
Aslında içine düştüğümüz durum çok karmaşık ve yorumlanması zor bir durum değil. Yüksek sesle dillendirilmese de sorunların ne olduğu herkes tarafından açıklığıyla biliniyor ve hissediliyor.
Bu arada Başkan Kavcıoğlu, "Faizleri düşükken iş adamımız bunu farklı kullanıyor. Bunu bankalara yüklemek doğru değil. Alıyor parayı döviz alıyor. Bunun yüzlerce elimizde hesaplarıyla örnekleri var. Korkunç stok yaptılar. Bu kadar stok niye bu sene yapılmış?” sözleriyle yeni bir tartışma da başlattı ama bu “stokçuluk” meselesi bir sonraki yazıya kalsın. O zamana kadar merak edenler 26 Nisan 2022 tarihli “Normal ekonomilerde depoculuk, enflasyonist ortamda stokçuluk” başlıklı yazıya bakabilir.