Sanayi üretimindeki değişimi nasıl okumalı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Ekonomideki yavaşlamanın ayak sesleri daha şiddetli duyuluyor. Sanayi üretimindeki değişimde son iki yılın en kötü performansı...

✔ Üretimin temmuzda gerilemesi kadar önemli bir başka gösterge de, üretimdeki mevcut düzeyin düşüklüğü...

Her sanayi üretimi açıklandığında özünde aynı olan endeksten yola çıkılarak farklı farklı değerlendirmeler yapılır. Nasrettin Hoca’nın “Sen de haklısın” demesi gibi, aslında bu değerlendirmelerin tümü de doğrudur.

Tuhaf gibi görünebilir ama ortada temelde yalnızca bir veri varken onunla ilgili birden fazla değişim ölçmek söz konusu olabiliyor. Bu değişimlerle de farklı göstergeler elde edilebiliyor.

Aslında önemli olan ne görmek istediğiniz. Buna göre hesaplama yapmak gerekiyor.

TÜİK dün sanayi üretiminin temmuz ayı gerçekleşmesini açıkladı. Üretimin temmuz ayında adeta tepe üstü çakıldığı da söylenebilir, artışını sürdürdüğü de... Düşüşün çok ılımlı olduğunu dile getirmek de mümkün...

İlginç olan bütün bu değerlendirmelerin doğru olması. Dedim ya, değerlendirmeyi hangi amaçla yapmakta olduğuna bağlı.

Gerçek düzey için...

Sanayi üretimi kapsamında bir tek ürün olduğunu varsayalım. Bir beyaz eşya, örneğin buzdolabı... Temmuzda kaç buzdolabı ürettiğimiz belli. Bunda bir kafa karışıklığı yok. Değerlendirme farklılığı, temmuzdaki buzdolabı üretimini önceki dönemlerle kıyaslarken başlıyor.

Temmuzda örneğin 100 buzdolabı üretmişiz, elimizde haziranın ve geçen yılın aynı ayının üretim sayısı da var, bunları kıyaslıyoruz, artış mı olmuş, düşüş mü bunu görüyoruz. Tabii ki değişim oranlarını da kolaylıkla bulabiliyoruz. Bu üretim, elle tutulur, gözle görülür, sayılabilir bir düzeye işaret ediyor.

Önceki aya ve önceki yıla göre olan değişimler, üretimin gerçek düzeyindeki farkı gösteriyor.

İşte temmuzdaki durum... Temmuzdaki üretim bir önceki ayın tam yüzde 20.9 altında kalmış, bir yıl öncesinin temmuzuna göre ise yüzde 3.1 artmış.

Performans başka

Bir futbolcu 10 maçın her birinde 1 tane olmak üzere 10 gol, bir başkası 5 maçın her birinde 2 tane olmak üzere o da 10 gol atmışsa bunların hangisini daha başarılı sayacağımız tartışılmaz.

Sanayi üretiminde de gün sayısına bakmak gerekir. Her ay aynı işgünü çalışılmıyor. Hele hele uzun bir dini bayram dolayısıyla işgünü sayısı hızla azalmışsa...

 İşte temmuz ayında olan da bu. Kurban Bayramı dolayısıyla temmuzda işgünü sayısı hazirana göre çok daha azdı.

Hesaplamayı işgünü sayısını eşitleyerek, yani haziran ve temmuz aylarını takvim etkisinden arındırarak yapmak gerekiyor. Bu hesaplama sanayi üretimindeki performansı gösteriyor.

Bu şekilde hesaplama yaptığımızda görüyoruz ki aylık düşüş yüzde 7.6 düzeyinde.

Mevsim düzeltmesi de yapılınca...

Temmuzdaki üretimi haziranla kıyaslarken üretim düzeyini hiçbir arındırma işlemine konu etmedik, düşüş yüzde 20.9.

Temmuz ve haziranı takvim etkisinden arındırıp kıyasladık, düşüş yüzde 7.6’ya geriledi.

Yapılması gereken bir arındırma daha var; o da üretimi takvim etkisinin yanı sıra mevsim etkisinden de arındırmak. Bunu yapınca üretimdeki gerilemenin oranı yüzde 6.2’ye indi.

Üç oran da doğru

Temmuz ayındaki sanayi üretiminin hazirana göre yüzde 20.9 gerilediğini söyleyenin de, yüzde 7.6 düşüş olduğunu dile getirenin de, düşüşün yüzde 6.2 olduğunu ifade edenin de başı ağrımaz.

Nerede ve ne amaçla kullanmak istediğinize bağlı olarak bu üç oran da doğru.

“Ben takvim etkisine bakmam, kaç buzdolabından kaç buzdolabına gelmişiz, önemli olan o” diyen için üretim yüzde 20.9 geriledi.

“Temmuzda uzun bir bayram tatili vardı, onun etkisini dikkate almak gerek” diyen için üretimdeki gerileme yüzde 7.6.

“Ama mevsim etkisini de unutmayalım” diyen için üretim gerilemesinin oranı yüzde 6.2.

GİDİŞAT PEK TAT VERMİYOR!

TÜİK sanayi üretiminde yıllık değişim için takvim etkisinden arındırılmış endeksi esas almayı tercih ediyor. Buna göre temmuzdaki yıllık artış yalnızca yüzde 2.4. Peki bu yüzde 2.4’ü geçmiş dönemlerle kıyasladığımızda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?

Sanayi üretimi yıllık bazda 2020’nin mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında pandemi dolayısıyla gerilemişti. Sonrasında hep artış var. Ama bu artışların hiçbiri temmuzdaki yüzde 2.4 kadar düşük olmadı. Yani temmuzda son iki yılın en düşük artışı yaşandı.

TÜİK aylık harekette ise mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksi kullanıyor. O endekse bakalım. Temmuzda hazirana göre yüzde 6.2 düşüş var. Bu da 2020 nisanından bu yana kaydedilen en önemli düşüş.

Dolayısıyla takvim etkisinden de arındırsak, üstüne mevsim etkisinden arındırmayı da eklesek sanayi üretimindeki gidişat tatsız...

DEĞİŞİM ÖNEMLİ DE, NEREDE OLUNDUĞU DA ÖNEMLİ

Sanayi üretiminin herhangi bir ay ne kadar artıp azaldığı elbette bakılması gereken bir gösterge. Hem üretim düzeyini, hem eğilimi görmek açısından bu önemli.

Ancak belki çok daha önemli bir başka gösterge daha var. Diyelim son ay ya da son bir yılda üretimde çok yol alınmış alınmaya da nereye gelinebilmiş.

TÜİK sanayi üretimine ilişkin verileri 2015 yılını baz kabul ederek açıklıyor. Yani 2015 yılının ortalaması 100 kabul ediliyor.

2022’nin ortasına gelmişiz, aradan tam yedi yıl geçmiş. 2015 ortalamasında 100 olan üretim düzeyi, yani endeks, bu yılın ilk yedi ayının ortalamasını alalım, ancak 137 olmuş. Sanayi üretimini yedi yılda ancak yüzde 37 artırabilmişiz. Yani yıllık ortalama artış yüzde 4.6.

2015 ortalamasını bu yılın temmuzundaki düzeyle kıyaslarsak yıllık ortalama büyüme çok çok daha az.

Dolayısıyla sanayi üretimi temmuzda çok düştü düşmeye de, artmış olsa bile yalnızca buna değil biraz da üretimin hangi düzeye geldiğine bakmak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar