Sanayi üretimi artıyor ama hız keserek...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Hani enflasyonun düşmesini fiyatların düşmesi sananlar var ya... Bunu izah etmek için güzel bir örnek daha oluştu. Sanayi üretiminin hızı (yani enflasyon) düşüyor ama sanayi üretimi (yani fiyatlar) artmaya devam ediyor.

Sanayi üretiminin enflasyon gibi olduğunu söylesem, haklı olarak “Bu nasıl bir bağlantı” diye düşünürsünüz. İlk bakışta anlamlı hiçbir bağlantı yok, doğru.

Ama gidişat konusunda ikisi de aynı grafiği çiziyor...

İkisi de artıyor; ama ikisi de hız kesiyor!

Sanayi üretimi ile enflasyon arasında böyle bir benzerlik kurmak gerekeceği hiç aklıma gelmezdi. Ama enflasyonun düşüşünü fiyatların gerilemesi olarak okumak isteyenler giderek arttıkça, geniş kitlelerin okuması böyle olmamakla birlikte siyasiler bunu empoze etmeyi daha bir ön plana getirdikçe dün açıklanan sanayi üretimi ile enflasyon arasında böyle bir benzerlik kuruverdim.

Dün sosyal medyada Prof. Dr. İbrahim Turhan’ın enflasyonla ilgili çok somut ve herkesin anlayabileceği bir değerlendirmesini gördüm. Şöyle diyordu İbrahim Hoca:

“Hızı saatte 80 km’den 20 km’ye düşse de araç hala ilerlemeye devam eder. Enflasyon yüzde 80’den yüzde 20’ye düşse de fiyatlar artmaya devam eder.”

Herhalde “enflasyon düşüşü-fiyat artışı” konusu bundan daha açık anlatılamazdı. İşte sanayi üretiminde de durumumuz bu...

■ Sanayi üretimi artışı hız kesiyor. Yani enflasyonun düşmesi gibi.

■ Ama sanayi üretimi artmaya devam ediyor. Yani fiyatların artması gibi.

Artışta belirgin yavaşlama var

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi artışının ekimde yüzde 2.5'i bularak önceki iki aydan daha yüksek gerçekleşmiş olması yanıltmasın. Genel eğilim yavaşlama yönünde.

Hem zaten hep söylediğim gibi büyük fotoğrafa, daha geniş zaman dilimine bakmak gerekiyor.

İşte 2022'nin ilk üç çeyreği incelendiğinde yönün aşağı olduğu çok somut olarak çıkıyor ortaya.

Geçen yılın aynı dönemine göre olan üretim artışı ilk çeyrekte yüzde 10.2 olarak gerçekleştikten sonra ikinci çeyrek de yakın düzeyde, yüzde 9.5 ile geçildi ama üçüncü çeyrekte yüzde 1.3 ile adeta çöküş yaşandı.

Şimdi ekimde yüzde 2.5'lik bir artış var. Bu oran son çeyreği üçüncü çeyrekten daha iyi yapar mı, bilemeyiz. Ancak son çeyreğin ilk iki çeyrek düzeyinde olmayacağını kesinlikle söyleyebiliriz.

Belirsizlik ve durgunluk kaygısı

Sanayi üretiminin yavaşlıyor olmasında çok yadırganacak bir durum yok. Hatta şu koşullarda tersi olsa ve üretim tırmanıp gidiyor görünse ona şaşırmak gerekirdi.

Türkiye çok belirsiz bir döneme giriyor. Her seçimin kendine özgü belirsizlikleri vardır ama bu sefer durum çok daha farklı.

Belirsizlik o kadar çok ki...

Seçimin ne zaman yapılacağı belli değil.

Cumhurbaşkanı seçimi zamanında yapılırsa Erdoğan’ın yeniden aday olmasının önünde Anayasa engeli var. Ama bu engele karşı da çok büyük bir baskı oluşturma çabası var. Ayrıca Erdoğan’a hangi organ “Cumhurbaşkanı adayı olamazsın” diyecek?

Meclisin kendini feshederek Erdoğan’a bir kez daha aday olma yolunu açması elbette mümkün ama bunun için de muhalefetin desteği gerekiyor. Bu yıl için defalarca erken seçim isteğinde bulunan muhalefet, seçimin birkaç ay erkene alınması isteğine sıcak bakar mı?

Böylesine bir belirsizlik ortamı... Siyaseten kimse önünü göremiyor.

Seçim bir şekilde yapılacak, ittifaklardan biri galip çıkacak. Ama Cumhurbaşkanlığı makamı bir ittifakta, Meclis çoğunluğu diğer ittifakta olursa işler nasıl yürüyecek; Türkiye’nin bu konuda deneyimi yok.

Cumhurbaşkanlığı da, Meclis de aynı ittifakta, bu sefer de hangi ittifak ve nasıl bir ekonomi politikası; bu merak edilecek. Millet ittifakının neleri öngördüğü belli de Cumhur ittifakı mevcut politikasını değiştirecek mi ya da ne yönde değiştirecek bilinmiyor.

Dolayısıyla önümüzdeki dönem yurtiçi açısından böylesine toz duman!

Ya yurtdışı, özellikle ihraç pazarımız olan Avrupa!

Durgunluktan biz de nasibimizi alacağız.

Böyle bir ortamda sanayi üretimini kayda değer oranda artırma şansımız olacak mı, var mı böyle bir beklentisi olan?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar