Salgının seyri ve aşılama çalışmaları öne çıkan başlıklar olmaya devam ediyor
Küresel piyasalarda, salgının seyri, aşılama çalışmaları, merkez bankaları politikaları ve yeni teşvik paketlerine yönelik gelişmeler takip edilen konu başlıkları olmaya devam ediyor. Ekonomi ve şirket karlılıklarının iyileşeceği beklentileri, aşılama çalışmalarının başlaması, FED’in güvercin duruşunu koruyan açıklamaları ve büyük ölçekli yeni teşvik beklentileri eşliğ inde yeni rekor seviyeleri test eden, riskli varlık sınıfında yer alan hisse senetlerinde kar satışlarının etkili olduğunu gözlemliyoruz. Yeni teşvik çalışmaları ve ekonomilerin yeniden açılması, aşılama çalışmalarının büyüme ve enflasyonu destekleyebileceğine dair beklentiler eşliğinde tahvil faizlerinde etkili olan yükselişler soru işareti yaratıyor. Geçen hafta ABD'de 7 yıllık tahvil ihalesi sonrasında 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,60'ın üzerini görürken, riskli varlıklarda, hisse senetlerinde sert satış baskısı etkili oldu, volatilitelerde yukarı baskı öne çıktı. Küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi geçen hafta yüzde 2,5 geri çekilirken, MSCI Dünya yüzde 2,8; MSCI EM ise yüzde 6.3 ekside kapanış yaptı. VIX endeksi ise yüzde 30 civarında yükseldi.
ABD’de teşvik paketinin Temsilciler Meclisi’nden geçmesi ve tahvil faizlerindeki dengelenme ile birlikte yeni haftaya daha olumlu görünümle başlayan piyasalarda, bu hafta başta FED Başkanı Powell’ın Perşembe günü yaptığı açıklamalar olmak üzere normalin aksine açıklanacak önemli birçok makro verinin ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz. ABD’de büyümeye yönelik sinyaller arayacağımız ISM endeksleri ve istihdam verileri, Euro bölgesinde Şubat ayı öncü enflasyon verileri takip edilecek önemli makro veriler olarak öne çıkıyor. Hafta genelinde FED ve ECB üyelerinin ekonomik görünüm, enflasyon beklentileri ve tahvil faizlerine yönelik mesajları da önemli olabilir. Açıklamalarda öne çıkacak konu FED’in de ECB gibi tahvil faizlerindeki yükselişe yönelik sözlü bir müdahalede bulunup bulunmayacağı. FED Başkanı Jerome Powell Perşembe günü TSİ ile 20:05’te ABD ekonomisi hakkında açıklamalarda bulunacak.
Açıklanacak makro verilerde kısıtlamaların etkisini takip etmeye devam ediyoruz. Yeni vaka sayıları ve kısıtlama önlemleri ile birlikte küresel büyüme 2020 yılı sonlarında yavaşlama sinyalleri üretse de aşılama çalışmalarının başlaması, ekonomilerin açılması ve mali teşvikler gibi konular eşliğinde önümüzdeki dönem için özellikle de 2021 yılının ikinci yarısı için görünüm daha olumlu yönde şekilleniyor. Büyümeye yönelik öncü veriler imalat sektörü öncülüğünde yavaşlamanın daha sınırlı kaldığını, imalat sektöründeki esneklik ve kısıtlamaların şiddetli olmaması sayesinde ekonomilerdeki görünümün daha iyi durumda olduğuna işaret etti. Son açıklanan Şubat ayı öncü PMI endekslerinin de bu görünümü teyit ettiğini takip ettik. Öncü PMI verilerinde öne çıkan en önemli konunun ise enflasyon baskılarındaki artış olduğunu söyleyebiliriz. Buna göre hammadde stoklarındaki problemler, tedarik sürelerindeki uzama, girdi maliyetlerindeki artış ve ertelenen talebin yılın ikinci yarısında devreye girecek olması öne çıkan ve dikkat çeken konular.
Strateji raporlarımızda uzun bir süredir vurguladığımız gibi küresel enflasyonun piyasa beklentilerinden çok daha fazla artış göstermesini bekliyoruz. Bu hafta, başta enflasyon verileri olmak üzere açıklanacak makro verilerde piyasa beklentilerinden yukarı yönlü sapmaların risk iştahı üzerinde baskı yaratabileceğini düşünüyoruz. Cuma günü ABD’de açıklanan ve her ne kadar piyasaların dikkatini çekmemiş olsa da PCE verisindeki yukarı momentumun dikkat çekici olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda da enflasyondaki toparlanma ve büyüme görünümündeki iyileşme sinyallerinin yukarı yönlü risklere destek olduğunu ve piyasalarda parasal genişlemeden daha erken çıkılabileceğine dair beklentilerin öne çıkmasına neden olabileceğini belirtmekte fayda görüyoruz.