Salgına karşı ekonomik önlemler artırılmalı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Koronavirüs (COVID- 19) dünyanın en önemli konusu haline geldi. Çünkü virüs sadece halkın sağlığını değil, ekonomisini de etkiliyor. Krize sağlık hizmetleri açısından çok hazır olunmadığı net bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle AB üyesi İtalya ve İspanya’nın içine düştüğü durum sadece bu ülkelerin yönetimlerine olan güveni değil, AB kimliğine olan güvenin de yitirilmesine neden oldu.

Salgını durdurmaya yönelik politikaların uygulanması doğrudan ekonomiyi vurdu. Sokağa çıkma yasakları ve birçok sektörde işletmelerin kapatılmasının önce arz şoku, sonra ciddi bir talep şoku yaratması beklendiği için ülkeler hızla önlemler almaya başladı. Bu önlemleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

• Parasal önlemler: Merkez bankaları kesenin ağzını açtı. ABD Merkez Bankası (Fed) sınırsız fonlama sözü verirken, Avrupa Merkez Bankası da (ECB) benzer bir tutum içine girdi. Uluslararası Para Fonu (IMF) bile 1 trilyon dolarlık bir kredi paketini üye ülkelere sunma kararı aldı.

• Mali Politikalar: Hükümetler sektörel önceliklerine göre şirketlerin tahvillerini satın almaya başladı. Firmaların batmasını engellemek için kredi kolaylıklarının finansmanında rol üstlendi.

• İşgücü piyasasına yönelik önlemler: İşçi çıkartılmasını engellemek için firmalara ücret sübvansiyonları sağladılar. Vergi ve primlerde indirimlere ve ödemeleri öteleme yoluna gittiler.

Tüm bu önlemlerin altında hep firmaların kepenk indirmesini engellemek, yani işsizliğin önüne geçme kaygısı yatmakta. Çünkü bu amacın gerçekleşmemesi halinde dünya ekonomisini 1929 bunalımdan da büyük bir kriz ile karşılaşacak. Yapılan hesaplamalara göre 2020 de dünya ekonomisini %1,5 oranında bir daralma beklemekte.

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) tahminine göre ekonomi gelişmiş ülkelerde yüzde 3,3 küçülecek. Sürekli büyüyen ve işsizlik oranını yüzde 3,5’a kadar indiren ABD’de ekonomi yüzde 2,8 küçülürken, işsizlik oranının da yüzde 9’a ulaşabileceği tahmin edilmekte. Bu oranlar dört ay içinde değişti. Ekim 2019’da dünya ekonomisinin 2020’de yüzde 2,6, ABD’nin yüzde 2, Çin’in yüzde 5,8 büyüyeceği bekleniyordu.

Türkiye de diğer ülkelere benzer ancak daha küçük bir paket ile krize karşı durmaya çalışıyor. Burada alınan önlemleri sıralamayacağım, neler yapıldığını medyadan izliyoruz. Yapılanlar doğrudur. Ancak eksiktir ve bütçenin yaklaşık yüzde 10’una denk gelen önlem paketi bu krizi aşmamıza yetmez. Bu paketin genişletilmesi gerekiyor. Elbette kısıt var. Geçen yıldan gelen bütçe açığı ana belirleyici. Diğer yandan hangi cingözün aklına geldi ise TCMB bilançosunun geçen yıldan bu yana zorlanması elbette kısıtlayıcı faktör. Buna rağmen hızla genişletici maliye ve para politikasına gidilmesi ve geçmiş yıllarda yapılan yanlış kurumsal düzenlemelerden vazgeçilmesi gerekiyor.

1-Paketin genişletilmesi için önerimiz ‘Hazine’nin sonsuz vadeli ve politika faiz oranından (yani esnek faiz) tahvil çıkarıp bunu bankalar ve TCMB’ye vererek borçlanmasıdır.’ TCMB de bu tahvilleri kullanarak para piyasasından borçlanabilir. Bankalara bu tahvilleri kanuni karşılık olarak TCMB’de tutma imkanı sağlanabilir. Vade sonsuz olduğu için her yıl hazineye binecek yük sadece faiz ödemesi olacak. Örneğin (2021 yılı için, varsayım olarak yılda iki defa faiz ödemesi olsun)

300 milyar TL’lik bir tahvil ihracının maliyeti (300 milyar*% 9,75=) 29 milyar 25 milyon TL olacak.

İlk altı ay için faiz ödemesi 2020’nin 12. ayında yapılır, böylece bu yıl hazine gelecek yük sadece 14 milyar 525 milyon TL olur.

Bankalar bu tahvili diğer işlemlerinde de kullanabilir. TCMB bu kaynakla SGK ödememelerini finanse edebilir. Yapılacak düzenleme ile bu paranın bir kısmı vergi kolaylıkları ve yatırımlarda kullanılmak üzere TCMB bilançosundaki kamu mevduatı hesabına aktarılarak, kamu kullanımına açılabilir.

2- Asgari ücret desteği şarta bağlanmaksızın uygulanmalı (450 gün prim ödemesinin yapılmış olması gibi şartlar kalkmalı). İşçi çıkarmayan her işletme yararlanmalı.

3-Genişlemeci maliye politikası nedeni ile kamunun kullandığı kaynağın (bütçe açığı) bir kısmı (kdv, ötv) gecikmeli olarak geri dönecek. Aksi durumda işsizliğin artması nedeni ile düşen toplam talepten kaynaklanan ciddi vergi kaybı ortaya çıkacak (talep düştüğü için kdv, ötv toplayamayacak.

4-Üretim süreci hızlı desteklenmez ise tedarik zinciri aksayacağı için 2021 yılı bile kaybedilebilir. Unutulmamalı Türkiye de sanayici yüksek girdi stokları ile çalışmamakta. Diğer yandan Türkiye ithalatının yüzde 78’i ara malı. Yani başka bir malın üretiminde kullanılan bir mal. Talep şoku ve döviz kurundaki artış ile birlikte ara malına erişim zorlaşabilir. Bunun için IMF’nin salgın için ayırdığı 1 trilyon dolardan pay almak için hemen başvurulmalı.

5- Kamunun ekonomi için önemli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Bunu söylediğimizde bize dinozor dendi (Bakınız, Ekonomide Masallar Gerçekler kitabı). Halbuki kamu ekonomide olmak zorunda, ancak şu da olmalı kamu şeffaf olmak zorunda.

6- Belediyeler de bu krizden dolayı zorlanacak. Çünkü gelirleri azalacak. Belediyelerin bilançoları sıkı takip edilmeli, gerektiğinde kaynak aktarılmalı.

7-Temel gelir uygulamasına geçilmeli. Bu uygulamadan kriz sonrasında da vazgeçilmemeli. Unutulmamalı ki, yetersiz beslenen bir nesil için harcanacak paranın gelecekteki maliyetinin bugünkü değeri, şimdiden vereceğiniz gelirin üstündedir.

8- Üniversite sisteminin çöktüğü ortaya çıktı. 2008 sonrası üniversitelerde cami yaptırma kampanyası yürütmek yerine laboratuvarlar kurmak olsaydı, bugün başka şeyleri konuşuyor olurduk.

9-Önümüzdeki yıllarda bütçenin nasıl dağıtılacağı konusunda akılcı davranılmalı. Bütçe toplumsal kaygılar göz önünde bulundurularak hazırlanmalı. Bireysel isteklere kamu kaynak ayırmamalı, örneğin kişilerin dinsel eğilimleri özneldir, dolayısıyla bu isteği yerine getiren (en azından görüntüde) diyanet devlet tarafından finanse edilmemeli.

10-Salgın sonrası dünyayı iklim krizi bekliyor. Birleşmiş Milletler’e göre böyle bir krizde Türkiye, Asya ve Afrika kaynaklı büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya kalacak. Şimdiden buna önlem almak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gizli veri 02 Ekim 2024
Venezuela’nın kaderi 21 Ağustos 2024