Salgın sonrası 'temiz şehirler'

Muhterem İLGÜNER
Muhterem İLGÜNER MARKA ŞEHİR; Gün Bugün!

Endişe ve korku, bir tehdit veya tehlikenin algılanması sonucu ortaya çıkan ruhsal ve davranışsal değişikliktir. Endişe ve korku, var olan ya da doğabilecek bir tehdide karşı gösterdiğimiz tepkidir. Tepkimizi tehdidin kaynağından uzak kalarak, ondan kaçarak belli ederiz.

Koronavirüs salgını var olan temel endişe ve korkularımıza bir yenisini daha eklemiştir; kirlenmek, bulaşmak. Daha önce “temizlik hastalığı” olarak adlandırılan takıntılı temizlik tutkunluğu, her şeyin kirli olduğu hissine inanma ve temiz tutma davranışı neredeyse yeni normal olarak kabul görecektir. “En” başlıklı şehir sıralama kriterlerine bir yenisi daha eklenecektir; en temiz şehirler. Aslında bu liste uzun bir süredir yayınlanmaktadır, ancak bir şehri ziyaret etmek, bir şehre yerleşmek için olmazsa olmaz bir kriter olarak kabul görmemiştir.

“Temiz Şehir”, hem şehir sakinleri hem de ziyaretçiler için sağlık vaat eden bir şehirdir ve bu özellik bundan böyle ziyaretçi, yatırımcı ve yetenekli yerleşimciler açısından önemli bir nitelik olacaktır. Temizlik zaten şehir yönetiminin mutlaka hakim olması, üstesinden gelmesi gereken öncelikli becerilerinden biri olarak kabul edilir; her şehrin temiz olması, pislikten arınmış olması beklenir. Buna rağmen birçok şehrin temizlik ile sorunu olduğu, toz-toprak ve pislikle mücadele ettiği bilinmektedir. Atık sorununu başarıyla yöneten şehirler bu mücadelede yol alırlar.

Ziyaretçiler açısından sadece konaklama ve ağırlama tesislerinin temiz olması yetmeyecek, şehrin bir bütün olarak temizliği önemsenecektir; sokaklar-caddeler, hava, su… Seyahat edenler anılarla eve dönerler; ziyaret edilen yerlerin güzelliği, konukseverliği gibi... Kimi yerler ise gürültüsüyle, solunan havanın kirliliği, sokakların pisliği ile hafızaya yerleşir. Böyle yerlerde geçirilen tatil neredeyse ıstıraba dönüşür. Temiz yerler bir daha ziyaret edilmek istenirken olmayan yerler çekince ile değerlendirilir.

Herkes havası, suyu, sokağı- caddesi temiz yerlerde yaşamak ister, ancak, böyle bir amaç için gönüllü çaba göstermez, bunu başkasından bekler. Kaldı ki bu çağda “herkes kapısının önünü süpürse” bile ne yazık ki şehir temiz olamıyor. Hava, katı atık, atık su temizliği için belediyelerin hem büyük bütçeler ayırması hem de şehir sakinlerini bu çabaya katılmaya ikna etmesi gerekmektedir. Koronavirüs salgını sonrası bu çabalar takdirle izlenecek ve yapılmış -yapılacak tüm harcamalar yerinde bulunacaktır. Şehir sakinlerinin bu çabaya gönüllü (ya da mecbur bırakılarak) katılımı başarılı atık yönetiminin bir parçası olacaktır.

Türkiye şehirlerini bu açıdan ele alırsak pek başarılı bulamayacağız. Halâ şehirlerimizde katı atık çöp dağları yükselmekte, geri dönüşüm uygulamaları sınırlı kalmakta, gürültü ile mücadelede başarısız olunmakta ve ulaşımda fosil yakıt egemenliği sürmektedir.

Haftanın Şehri: CALGARY, Kanada

Calgary, Kanada’nın Alberta Eyaleti’nde yer alan 1,5 milyon nüfuslu bir şehirdir. 2019’da yerli - yabancı yaklaşık 7 milyon kişinin ziyaret ettiği Calgary yıllardır en temiz şehirler listesinin tepesinde yer alır ve bu başarısı ile dikkat çeker. Şehir yönetiminin 2007 yılında başlattığı “Too Good to Waste-Ziyan Edilemeyecek Kadar İyi’ kampanyası ile evsel katı atıkların ayrıştırılması süreci başlatılmıştır. Bunun için bir renkli çöp bidonu sistemi geliştirilmiştir; yeşil renk doğrudan gübre üretimine sevk edilecek atık gıda için, mavi renk kağıt, karton ve plastik atıklar için, siyah renk de geri kalan atıklar için. Bu sistemin faydası, geri dönüştürülebilecek atıklar daha ilk aşamada ayrıştırılmakta böylece zaman harcanmamakta ve ilave bir maliyet doğmamaktadır.


Bu sistemi çalışır kılabilmek için şehir sakinlerinin yerine getirmesi gereken bazı yükümlülükler belirlenmiştir. Atık bidonlarının toplanacağı tarih ve saat cep telefonlarına mesaj ile iletilmektedir; ne önce ne de sonra evlerin önüne koyulmayacaktır. Bu kurallara uymayanlar bugünkü parayla 6 bin liraya kadar cezalandırılmaktadır.

Bunun yanı sıra Calgary çok ileri ve kapsamlı bir atık su sistemine sahiptir. Arıtılan su nehre akıtılmakta, çökeltiler biyokatı ya da organik gübre olarak değerlendirilmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sosyal şehir 17 Nisan 2024
Eğitim şart! 20 Mart 2024
Yerli 13 Mart 2024
Yumuşak güç-2024  06 Mart 2024
Değişimin ayak sesleri 21 Şubat 2024
Tas aynı, hamam aynı... 07 Şubat 2024
Kıraathane vs. kafe 31 Ocak 2024