Sağlık çalışanına maske ve koruyucu elbise desteği verelim

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC) bir arkadaşımdan şu mesaj geldi:

-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden bir görevli ile konuştum. Şunları söyledi: “Cerrahpaşa’da 5 bin personel var. Her birine günde 1 maske verilse, günde 5 bin maske eder. Elimizde şu an için var ama vaka sayısı böyle artmaya devam ederse yetişmesi imkansız gibi görünüyor.”

TGC’den arkadaşım Cerrahpaşa’dan aldığı mesajı aktardıktan sonra ekledi:

-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı ve İstanbul Tıp Fakültesi Vakfı, “Bir maske de senden olsun” sloganıyla kampanya başlatmış. Destek bekliyorlar.

Bunun üzerine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görevli bir arkadaşımı aradım. Kampanya bilgisinin doğru olup olmadığını sordum, yanıtladı:

-Evet, böyle bir kampanya açıldı. Kampanyayı açan elbette yönetim değil. Maalesef malzememiz yetersiz.

Ardından durumu maske örneği ile özetledi:

-Ben bile acilde bir maskeyi 3 gün kullanıyorum. Oysa 1 maskenin ömrü 8 saat. Durum bundan ibaret.

Ardından sosyal medyada küçük bir tarama yaptım, sağlık çalışanlarına başta maske olmak üzere malzeme desteği konusunda çağrılar yapıldığını gördüm.

Bunlardan biri de Nesrin Ercan’ın Başkanlığını yürüttüğü, yönetiminde Arzu Sabancı’nın da bulunduğu Mika-Der’di (Minik Kalplerle El Ele).

Nesrin Ercan, sosyal medyadan yaptığı çağrıya şöyle girdi:

-Koronavirüs salgını hızla tırmanıyor. Hastaneler doldu taştı. Sağlık personeli koruyucu elbise, eldiven gibi malzeme sıkıntısı yaşıyor.

Sağlık çalışanlarına destek olunması gerektiğini belirtip sıraladı:

-Malzeme alıp yollayabilirsiniz.

-Güvendiğiniz bir sivil toplum kuruluşu ile hareket edebilirsiniz.

-Hastanelerin hesaplarına para yatırabilirsiniz.

Ercan, “Başka çaremiz yok” deyip, çağrısını şöyle noktaladı:

-Çevrenizdeki dostlarınıza da bu sosyal ve çok önemli dayanışmada öncülük edebilirsiniz. Hastane iletişim bilgileri, hesap numaraları ya da malzeme temininde yardıma hazırız.

TGC’den arkadaşımın gönderdiği mesajda yer alan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı ve İstanbul Tıp Fakültesi Vakfı hesap numaralarından emin olmadığım için burada paylaşmıyorum.

Önümüzdeki tablo, sağlık çalışanlarını alkışlayarak onlara moral vermenin yeterli olmadığını gösteriyor.

Evet, onları alkışlayalım ama başta maske, koruyucu elbise, eldiven olmak üzere her türlü malzeme sağlanması konusunda elimizden gelen desteği verelim.

“Başka ülkelere maske gönderileceğine önce bizim sağlık çalışanlarının eksikleri tamamlanmalıydı” diye düşünenler olabilir.

Ancak, gün hükümeti, Sağlık Bakanlığı’nı, ilgili devlet kurumlarını eleştirme günü değil. Dayanışma içinde olma günü…

Bakın geçmişte de, bugün de Milli Eğitim Bakanlığı, okul açığını azaltmak için hayırseverlerden destek istiyor. Bu destek çağrıları için Cumhurbaşkanı da devreye giriyor. Sonuç da alınıyor. Hayırseverler okul yaptırma yarışına giriyor.

Şimdi tüm sağlık çalışanlarının maske, koruyucu elbise gibi açıklarını kapatmaya var mıyız?

Saran’dan Sağlık Bakanlığı ve Kırıkkale esnafı için paket

SARAN Group Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran’a dışarıdan danışmanlık yapan Şila Gök bir mesaj gönderdi. Mesaj, Saran Group’un bir duyurusu vardı:

-İçinden geçtiğimiz bu zor günlerde dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Bu süreçte tüm Türkiye’de günlerdir kahramanca hizmet veren sağlık çalışanlarımıza destek olmanın hepimizin görevi olduğuna inanıyoruz.

Saran Group, bu kapsamda ayırdığı kaynak bilgisini de paylaştı:

-Saran Group olarak Sağlık Bakanlığımız ve Kırıkkale esnafına destek olmak için toplamda 1 milyon lira tutarında bir kaynak ayırıyoruz. Kırıkkale esnafı için “Esnaf Yardım Paketi” oluşturuyoruz.

Bu adımları atacak hayırsever sayısının artması gerekiyor…

İtalya’dan gelen parçayı incelemek için yaklaşamadılar

GÜMRÜK müşaviri bir arkadaşımla konuşurken bu dönemde “evde kal” çağrısına tam uyamayacak iş kollarından birinden söz açıldı:

-Mali müşavir ve muhasebeciler her ay belli günlerde beyanname düzenliyor. Bu da “evde kalarak” yapılamıyor. Bazı sektörler için gelen vergi ve SGK prim ertelemeleri, onların işlerini durdurmuyor.

Gümrük müşaviri arkadaşım, kendi işlerinden örnek verdi:

-Biz, gümrükten çekilecek her ürüne beyanname ve doküman hazırlıyoruz. Belgelerin bizzat teslim edilmesi gerekiyor. Ayrıca, gelen üründen numune alınıp inceleniyor.

Konuşurken aklına bir örnek geldi:

-Geçen gün İtalya’dan bir parça geldi. Kimse parçayı incelemeye yanaşmadı.

Yani, önlem alınsa bile böyle tedirginlikler yaşanıyor…