Saflar sıkılaşıyor Türkiye dışlanıyor
Ukrayna savaşının işaret fişeği olduğu, çok kutuplu yeni dünya düzeninde saflar iyiden iyiye sıklaşıyor. Özellikle ABD'nin başını çektiği Batı cephesi bugünlerde çok hareketli. Batı cephesinin hamlelerinden biri, "iklim değişikliğiyle mücadele" adı altında, Çin'den ithal edilen çelik ve aliminyuma yeni gümrük vergileri getirmek olacak gibi.
Batı cephesinin hamlelerinden biri, "iklim değişikliğiyle mücadele" adı altında, Çin'den ithal edilen çelik ve aliminyuma yeni gümrük vergileri getirmek olacak gibi. ABD ve Avrupa Birliği arasında bunun müzakereleri başlamış durumda. Çin, dünyanın en büyük çelik üreticisi. ABD ve AB, Çin'den alınacak çelik ve aliminyuma ek vergi getirme kararını, demir-çelik üretiminin karbon emisyon yayılımı üzerinden almayı planlıyorlar. Araştırmalar, dünya genelindeki demir ve çelik üretiminin yılda toplam 3,4 milyar ton karbon ile küresel emisyonların yüzde 7’sini yaydığını ortaya koyuyor.
AB'NİN KÜRESEL ETKİLERİ OLACAK ORMAN KARARI
Yine Avrupa Birliği'nin iklim değişikliği ile mücadele gerekçesiyle aldığı bir başka karar da, dolaylı olarak Çin'i vurmaya aday;
AB ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlere 31 Aralık 2022'den itibaren ormanların yok edildiği arazilerden gelen kakao, kahve, soya, palmiye yağı, kereste, canlı hayvan ve kauçuk ile, buralardan gelen hammadelerle üretilen deri, çikolata, mobilya, kağıt ve odun kömürü gibi ürünleri ithal etmek ve kullanmak yasaklandı.
Avrupalılar'ın Rusya'ya karşı son siyasi hamlesi, AB-Balkan zirvesi düzenlemek oldu. Ancak zirveye katılımın "Batı Balkanlar" olarak sınırlanarak Türkiye'nin dışlanması Ankara açısından alarm verici nitelikte.
Afrika'nın tüm ahşap üretiminin yaklaşık yüzde 75'inin Çin'e gittiği düşünüldüğünde, bu kararın en çok kimi etkileyeceği ortada. Belli ki Afrika ülkelerine, Çin'le bu yoğun alış-verişi sürdürmeleri halinde, Avrupa pazarını kaybedebileceklerinin ilk işaretleri veriliyor. Aynı işaret, Güney Amerika için de söz konusu elbette.
Avrupa Parlamentosu işi biraz daha ileri taşıyıp, AB'de faaliyet gösteren ithal ettikleri ya da üretimde kullandıkları ürünlerde "insan hakları şartını" gözetmelerini de talep etmiş durumda. Bunun da isim vermeden Çin'i hedeflediği ortada. Yine insan haklarını görmezden gelen pek çok ülkenin de etkileneceğini aşikar.
AB'DEN RUSYA'YA KARŞI BALKAN HAMLESİ GELDİ; TÜRKİYE DIŞLANDI
Avrupalılar'ın Rusya'ya karşı son siyasi hamlesi ise, AB-Balkan zirvesi düzenlemek oldu.
Tiran'da gerçekleşen zirvede, özellikle Sırbistan gibi Rusya yanlısı ülkelerin, AB'nin mali kaynakları kullanılarak, Moskova yanlısı tutumundan vazgeçirilmesi amaçlandı. Ancak bunun -şimdilik- pek başarılı olduğunu söylemek mümkün değil; AB'den yıl sonuna kadar gelecek enerji sektöründe kullanılacak 165 milyon Euro'yu memnuniyetle kabul eden Sırbıstan Lideri Vucic, Balkan ülkelerini AB'nin Rusya'ya yaptırımlarına uyumu konusundaki bildiriyi ise imzalamadı. Belli ki "pazarlıklar" sürecek.
Ancak zirveye katılımın "Batı Balkanlar" olarak sınırlanarak Türkiye'nin dışlanması Ankara açısından alarm verici nitelikte. Belli ki Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar'ın baskıları sadece Doğu Akdeniz'de değil, Balkan coğrafyasında da Türkiye'nin "karşı cepheye" yerleştirilmesini öngörüyor.
ÇİN DE KARŞI ATAKTA
Batı safları sıklaştırırken, Çin de özellikle Ortadoğu'da karşı atağa kalkmış durumda.
Çin Lideri Şi Cinping’in Suudi Arabistan'a dün başlayan üç günlük ziyareti, bu ziyaret sırasında gerçekleşecek Arap-Çin, Körfez-Çin ve Suudi Arabistan-Çin zirveleri, başlı başına bir yazı konusu olacak kadar önemli.