Sadeleşmenin yolu faizi doğru belirlemekten geçiyor
Ekonomide önemli gelişmeler oluyor. Merkez Bankası “piyasa mekanizmalarının işlevselliğinin arttırılması” ve “finansal istikrarın güçlendirilmesi” için sadeleşmeye gidiyor.
Bu, Merkez Bankası’nın ilk sadeleşme kararı değil. Daha önce de aynı yönde kararlar alınmış, ancak ilerleyen zaman içinde aksi yönde adımlar atılmış; sadeleşme rafa kaldırılmıştı.
Merkez Bankası’nı böyle davranmaya zorlayan en önemli neden ise politika faizini artıramamasıydı. Çeşitli nedenlerle ve baskılarla politika faizini artıramayan Merkez Bankası negatif reel faiz ortamında ortaya çıkan olumsuzluklarla baş edebilmek için farklı yöntemlere başvurmak zorunda kaldı. Oysa sadeleşmenin yolu Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlayabilmek için elindeki araçları serbestçe gerektiği gibi kullanabilmesinden geçer. Bu araçların en önemlisi ise faizdir.
Para Politikası Kurulu açıklamasında, “Kurul, mevcut mikro- ve makro ihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirecektir. Sadeleşme süreci, etki analizleri yapılarak kademeli olacaktır” denilmişti. Burada sadeleşme sürecinin piyasa mekanizmalarının işlevselliğinin arttırılması ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için yapıldığına dikkat çekiliyor.
Oysa Banka daha önce sadelikten uzaklaştırıcı adımları atarken de benzer bir gerekçe ile finansal istikrarı güçlendirmek amacıyla yola çıkmıştı. Demek ki; o zaman ki analiz ve değerlendirmeleri yanlışmış. Türkiye’nin 2021 yılı ortasından itibaren uygulamaya başladığı “Yeni Ekonomi Modeli” çerçevesinde Merkez Bankası da bazı mikro ve makro ihtiyati adımlar atmıştı. Bu önlemler istenilen sonucu vermedi, fiyat istikrarını sağlayamadı ama para politikası karmaşık bir hale geldi; bankalar çeşitli riskler üstlenmek durumunda kaldılar. Para piyasalarına ve finansal sektöre getirilen karmaşık kurallar belirsizliği arttırdı; Türkiye’nin risk primini artırmaktan başka bir şeye yaramadığı gibi, kurda yeni oynaklıklara zemin hazırladı.
Türkiye bu sadeleşme tartışmalarını daha önce de yaşamıştı. Bundan birkaç yıl önce BDDK’nın uygulamaya koyduğu aktif rasyosu ile yine sadeleşme konusunu tartışılmaya başlanmıştı. O zaman bu konu ile ilgili bir yazı köşe yazı yazarken efsane futbolcu Johan Cruyff’un ünlü “Futbol basit bir oyundur. Zor olan ise basit futbol oynamaktır” sözünden hareketle “Para politikası basittir. Zor olan onu bu basitlikte uygulamaktır” demiştik. O yazıda da vurgulandığı gibi para politikasının belli doğruları ve kuralları vardır. Önemli olan bunları uygulayabilmektir.
Sadeleşmenin ilk adımları bayram öncesi hafta gelmişti. Bankaların bilançolarındaki Türk Lirası ağırlığı yükümlülüğü yüzde 60’dan 57’ye, yükümlülüğü yerine getiremeyen bankalara uygulanacak menkul kıymet tesis oranı ise yüzde 10’dan 5’e indirildi.
Bunlar önemli gelişmeler. Görünen o ki; Merkez Bankası bir dönem izlediği politikadan kademeli bir şekilde geri dönüyor. Piyasa ile inatlaşmak yerine bankacılardan gelen talepleri dikkate alıyor. Şimdi mesele bu sadeleşme kararını uygulayabilmekte; aynı zamanda faizi olması gerektiği gibi ve olması gerektiği yerde belirleyebilmektir.