"Sadece yemek kartı değiliz, start-up yatırımlarıyla fintech ekosistemiyiz"
Pandeminin dijitalleşmeyi baş döndürücü bir hızla artırdığının bilinen bir gerçek olduğunu söyleyen Multinet Up CEO'su Demirhan Şener, “Biz de bu dönüşümün önünde koşmak için yemek kartı dışında birçok alana girmemiz gerektiğini öngörmüştük. Teknolojiye yatırım yaparken, yeni ürünler geliştirirken bir taraftan da start-up'lara yatırım yaparak, onlarla beraber büyümeyi ve büyük bir fintech ekosistemi oluşturmayı planlamıştık. Bugün bunu 8 şirketten oluşan grubumuzla gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim” dedi.
DÜNYA’yı ziyaret eden Multinet Up CEO'su Demirhan Şener, “Pandemi herkesin hayatını değiştirdi. Dijitalleşmeye adaptasyon birkaç kat fazla arttı. Kartlar, mobil cüzdanlar yani içinde bulunduğumuz sektör de kendi ürünlerini hızlıca geliştirdi. Biz 22 yıllık bir grubuz, Türk-Fransız ortaklığıyız. Biz de bu dönüşümün önünde koşmak için yemek kartı dışında birçok alana girmemiz gerektiğini görmüştük. Türkiye’nin ilk online çalışan ve ilk temassız ödemeyi sunan yemek kartı şirketi Multinet Up’ı firmaların ihtiyacı olan dijital hizmetlerle donattık. Şu anda 2 milyonu aşkın kart kullanıcımız var ve 200 binin üzerinde kuruma hizmet veriyoruz. Son 10 yıldır hem teknolojiye hem startup’lara yatırım yaptık. Bugün şirketlerin neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir fintech ekosistemine sahibiz” şeklinde konuştu. Şener, Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) hazırladığı Türkiye Fintech Ekosistem Haritası’na dikkat çekerek, “Bugün ininal, iPara, inventiv gibi grup şirketlerimizle ödeme dünyasına 360 derece çözümler sunar hale geldik. Böylece bu haritada Türkiye’nin banka dışı tek kart şeması sahibi şirketi olarak 3 yıldır yer alıyoruz” dedi.
4 ana işleri olduğunu kaydeden CEO Şener, “Birincisi çalışanlara bağlı tüm giderleri yönetmek. Yemek kartının yanında çalışanların çok sayıda gideri var. Onları da portföyün içine kattık. Akaryakıt mesela, Shell'in Türkiye'deki en büyük aracı kurumuyuz. Shell’in taşıt tanıma sistemi ile MultiPetrol ürününü geliştirdik. Bir diğer alan, çalışan yardımları; Multi- Gift… Bir başkası çalışanların seyahatleri. Seyahat giderinin içinde uçak bileti de otel de var. Biz bir dijital platform yaptık ve bu platformun içinde aynı internetteki gibi bunu kurumların kendi kendilerine yönetebilecekleri bir dijital platform yarattık. Bu da MultiTravel. Çalışanların giderlerinin tamamını kapsadık” diye konuştu.
ECZACILAR, VETERİNERLER ORTAK SATIN ALMA YAPABİLİYOR
Gelişen dünyada en büyük yönetim sanatlarından birinin tedarik yönetimi olduğunun altını çizen Şener, “İkinci alanımız ortak satın alma. Çok sayıda KOBİ’yle çalışıyoruz. Onların en büyük derdi kendi operasyonel giderlerini yönetirken ya vade ya fiyat avantajı yakalayamamak. Aynı bireylerde olduğu gibi” dedi. Şener, KOBİ’ler ile bireylerin hayatının benzer olduğunu söyleyerek, şunları belirtti: “Eskiden biz mağazaya gider eşya bakardık, onun yanındaki diğer mağazaya da girip, hangisi uygunsa ya da kaliteliyse onu alırdık. Şimdi önce internetten bakmaya başladık. Hatta birleştirdik… Mağazaya gidip bakıyoruz internetten sipariş veriyoruz. KOBİ’lerimiz de çay alıyor benzin alıyor. Nasıl karar verecekler... Biz satın alma servisimizle KOBİ’lere bu hizmetleri getirip sunuyoruz. Kapalı hizmetler için de aynı şeyi yapmaya başladık. Örneğin Türk Eczacıları Birliği. Birlik, üyeleri için satın alma çözümü yaratmak istiyordu. Tedarikçilerimizden avantajlı fiyatlarla ürün alabiliyorlar. Türk Veteriner Birliği'yle de anlaştık. 10 bin optikçi var, neden onlar bir araya gelip daha avantajlı satın alma yapmasınlar. İşte bu programımız da MultiAvantaj.”
25 MİLYON BANKASIZ KULLANICIYA HİZMET VERİYORUZ
Üçüncü faaliyet alanlarını “finansal servisler platformu” olarak tanımladıklarını belirten Şener, “ininal Türkiye’ye ön ödemeli kartı getiren şirket, ona yatırım yaptık. Bugün dijital banka olma konusunda ilerliyor. Markette raftan kart alıp, içine yükleme yapıp, döviz bile saklayabilirsiniz. Sanal ödeme çözümü iPara var. Diyelim ki siz Instagram'dan satış yapıyorsunuz. Devlet diyor ki ‘işi lisanslı şirketler aracılığıyla yap’ bunu da iPara sağlıyor. Size verdiğimiz servisle tüm banka kartlarıyla entegre oluyorsunuz. Hepsiyle taksit yapabilir durumdasınız. iPara'yı 2013’te bünyemize kattık, 2017’de BDDK ödeme kuruluşu lisansını aldık. Sanal pos başta olmak üzere güvenli sanal tahsilat çözümü sunuyoruz” dedi.
İSTANBUL KART’A YENİ AVANTAJLAR EKLEDİK
“Dördüncü faaliyet alanımız da finansal teknoloji servislerimizi iş birliği yaptığımız kurumlara sunmak” diyen Şener, şunları kaydetti: “Örneğin İstanbul Kart eskiden sadece ulaşımda kullanılan bir karttı. Ama bu gün yemeğinizi yediğinizde ya da markete gittiğinizde bizim sayemizde ödeme yapabiliyorsunuz. Var olan çözümü genişlettik. BELBİM’le yaptığımız bu işbirliği 16 milyon İstanbullu'ya fayda sağladı. Restoranlare ve süpermarketlere yeni bir çözümle hacim getirdik. İkincisi İstanbul Kart'ın kendini büyütmesine katkı sağlamış olduk."
2020’de 5,5 milyar TL hacme ulaştık
2019’u 4 milyar TL’lik hacimle bitirmiştik. 2020’de pandeminin etkisiyle e-ticaretin yükselişe geçmesi ve online ödeme alışkanlıklarının yaygınlaşması gibi gelişmeler sebebiyle ciddi büyümeler yakaladık. Örneğin, sanal POS çözümümüz iPara’nın hacmi ikiye katlandı. Benzer şekilde, ininal dijital bankacılık çözümümüzün hacminde yüzde 80 artış elde ettik. 2020’de tüm çözümlerimizin toplam hacminde yaklaşık 5,5 milyar TL’ye ulaştık. Aynı ivmelenmeyi 2021’de de öngörüyoruz.
Kurumlara 4 farklı fayda sağlıyor
Bizim kurum olarak işletmelere kattığımız 4 önemli kazanım var. Birincisi operasyonel kolaylık... Diyelim ki 1.000 kişi çalıştıran büyük bir şirketin yemek giderlerinin yönetimi, akaryakıt bütçesinin kontrolü dediğimiz zaman bunlar çok büyük işler. İkincisi biz vergi avantajı yaratırız. Yemeğin masrafını yemek kartlarıyla verirsen bunun şirkete maliyeti diyelim ki 100 lira. Aynı 100 lirayı yemek kartıyla vermezsen, şirkete 200 lira olur. Böyle bir vergi avantajımız var. Üçüncüsü biz maliyet avantajı getiririz. Örneğin akaryakıta gidip indirim almak mümkün değildir. Ama biz alırız. Dördüncüsü de çalışan memnuniyeti. Çalışana bizim getirdiğimiz bir seçme özgürlüğü var. Bu büyük bir tatmin duygusu sağlıyor. Kendisi seçebildiğinde çalışan hem daha iyi hisseder hem de kurumla ilişkisi güçlenir.