Saçlarıma ak düştü
40 yıl önce akademik kariyerim başladığında Türkiye’min 80 öncesi ve sonrasını hem şehir binalarımızda hem de Ayazağa Yerleşke’mizde yaşamış bir İTÜ’lü öğrenci olarak geleceğe umutla bakarken ve de yıl 2000 çok ama çok uzakta iken, sayılar ve tarihler su gibi geçti. Şubat 1986’da Avrupa Tek Senedi ile Avrupa Birliği(AB) temeli atılması, 1989-1992 arasında SSCB dağılması, Berlin Duvarı yıkılması, iki Almanya’nın birleşmesi ardından 1 Kasım 1993’te Maastricht Antlaşması ile AB kuruldu.
1992’deki Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED), nam-ı diğer Rio Yeryüzü Zirvesi Bildirisi ile “Sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde bulunan insan için doğayla uyumlu, sağlıklı ve üretken bir yaşama hakkı” vurgusu ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİ- DÇS; İklim Anayasası) imzaya açıldı. 1994’te tarafların azaltım ve iklim değişikliğinin etkilerine uyuma ilişkin yükümlülüklerini tanımlayan sözleşme ve ilki 1995’te Berlin’de yapılan BMİDÇS Taraflar Konferansı, COP1 ile iklim değişikliği mücadelemiz başladı.
2000’i bekliyorduk. Yeni bir kelimemiz oldu: Milenyum (Binyıl). BM Milenyum Kalkınma Amaçları ile 2015 yılına kadar sekiz amaç ve on sekiz ölçülebilir hedefe erişim için 191 ülke 2000’de anlaştı. Bu amaçlar Eylül 2015’te ülkelerin sürdürülebilir kalkınma için “Aşırı yoksulluğu sona erdirme; Eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele; İklim değişikliğini düzeltme” Gündem 2030 üç sözünü vermesi ile 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) ve 169 hedefle şimdi bizimle. SKA13: İklim Eylemi en çok atıf yapılan SKA olup, iklim değişikliğinin etkileri yaşamda her yerde olduğundan konunun farkındalığı yüksek iken, küresel iklim eylemi başarısızlığı maalesef ortada. Beklenen yıl:2030.
Ekim 1993’te Enerji Teknolojisi doçenti oldum. Haziran 1992’de Kanada’daki doktora sonrası araştırmamdan döndükten sonra başta biyokütle olmak üzere yenilenebilir enerji kaynak ve teknolojileri için yaygın etki yaratma odaklı Türkçe yazma durumdan vazifesini çıkarmıştım. O vakitler sektörel dergiler azdı. 1995’te AB politikaları, stratejileri başlarken AB Enerji Politikası yayınlandı. 2007’de Küresel İklim Değişikliğini 2 derece ile Sınırlamak: 2020 ve Sonrası İçin Önünüzdeki Yol; Düşük Karbonlu Geleceğe Doğru Avrupa Stratejik Enerji Planı ile 20:20:20:10 hedefi ile 2020’ye yolculuk başladı: Sera gazı salımlarını 1990’a göre yüzde 20 azaltma; yüzde 20 oranında yenilenebilir kaynaklı enerji kullanma; Enerji verimliliğini yüzde 20 iyileştirme; Ulaşımda yüzde 10 oranında biyoyakıt tüketme. Çevre ve sürdürülebilirlik yönetimi lideri olmak isteyen AB Yeşil Mutabakatı başta enerji için Aralık 2019’a dek nakış gibi işlendi. 2050 yılında karbon nötr AB olunma hedefi ve 1 Ocak 2024 ile geçiş süreci başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) bizimle. Ülkemizde hele bir olsun, gelsin, bakarız diyenler de vardı. Anlaşılır gibi değil. Beklenen yıl: 2026.
Araştırma grubumda 2005’ten beri odaklandığım sürdürülebilirlik yönetimi üst başlığında en iyi atık-enerji-su yönetimini kaynak verimli mevcut en iyi teknolojiyle gerçekleştirerek sürdürülebilir üretimde tüm çevresel etkilerin azaltılması için Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD); ekotasarım ve öncelikli ham madde olarak döngüsel ekonomide geri dönüştürülebilirleri çalışıyoruz. YDD ile iklim değişikliğine etki, Karbon Ayak İzi(KAİ) olarak çevresel etkilerde öne çıkmakta. Etki azaltımı iyileştirme seçenekleri saptanıp uygulanarak çevresel göstergeler yükseltilmekte, kuruluşların derecelendirilmesi ve endekslerde iyi konuma ulaşması ve finansa erişim ayrıcalığı kazanması mümkün olmakta. Bu konuları anlatmak hep zor oldu. Şimdilerde SKDM, ulusal mevzuat katalizörleri var. Görece daha kolay. Hala yok sayanlar da var. Sorun sadece KAİ değil. SKA13 öncelikli. Lakin 16 SKA daha var. 2015 yılında Paris’teki COP21 ve mühim çıktısı İklim Anlaşması’ndan BM Gündem 2030’a doğru olan yolumuzun yarısında COP28, 2023’te yapıldı. Fenni kanaatime göre cımbızla çeker gibi az sayıdaki doğru çıktıları (Kayıp ve Zarar Fonu; Küresel Durum (Sayım) Değerlendirme Raporlaması (GST) gibi) olumlama ile değerlendirmeye gayret etsek de olmadı. Olamadı. BM, ülkeler olduramadı. COP26 çıktılarını öteye taşıyamadık.
2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi yolunda Türkiye’mizin iklim değişikliği mücadelesinde 2024 mühim. Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı Projesi çıktılarını, İklim Değişikliği Kanunu’nu, Emisyon Ticaret Sistemi’ni bekliyoruz. Temmuz 2023’te göreve başlayan İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu’nun 27 Aralık 2023’teki ikinci toplantısında İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı ile İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı kabul edildi.
Paydaşlar, hele de liderler yazıyor, konuşuyor. Bol Bol. Ben de. Hem akademisyen hem sivil aktivist, hem de kalemimle. Türkiye, AB ve BM tarihini yaş alırken yakın takip edebildim. Bilmek endişe duyma, teknik korku demek. Her bir paydaşa görev düşerken medya ayrı kritik. Coşkulu iklim eylemi gerek. Sürdürülebilir Dünya sayfamız konusunun ilki ve teki olarak Editörüm Didem Eryar Ünlü ile coşuyor. Coşmalıyız. Beklenen tarihlerde sayılar gerçekleştirilmeli. Çok çalışmak gerek. Çok.
Cumhuriyetimizin 100. İTÜ’müzün 250. yılında 22 Aralık 2023 akşamı İTÜ Mezunları Türk Müziği Topluluğu(İTÜMTMT) 50. yılını İTÜ köklü geçmişimizin Maçka’da göstergelerinden biri olan prestij binamızda, 1977’de öğrenime başladığım fakültemin Mustafa Kemal Amfisi’nde gururla kutladık (Meraklısı için: İTÜ Mezunları Türk Müziği Topluluğu 50.Yıl Konseri (youtube. com)). Müzik, matematik; matematik müziktir. Müzik biz İTÜ’lü mühendislerin gri hücrelerine pek yakışıyor. İnsan aynı anda hem güler hem de hüzünlenir mi? Hem mutlu olur hem de içi sızlar mı? Evet. “Saçlarıma ak düştü sana ad bulamadım. Gönüle uçmak düştü bir kanat bulamadım” derken gençliğimden bu güne geldim. Biz uçmak, özgür olmak, ülkemizde refah istiyorduk. O zamanki adıyla G Amfisi ve 212 no’lu amfide, koridorlarda, Maçka’dan yürüyüşe başladığımız güzelim İstanbul’un yollarında biz en iyisini vatan için, insanımız için müthiş bir gurur ve tutkuyla istiyorduk. Sloganlarımız, marşlarımız, okuma aşkımız, üniformalar, kurşun sesleri, yitip giden gençler, umudumuz konserimizde hep benimle idi. 68’li ve 78’lilere selam olsun. O vakitler sloganlarımızdaki hedefler şimdi BM SKA ile tanımlı. Ben yine biricik vatanımda en iyisi için, yeşil ve mavi için Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği ve akademik duruşlarımla uğraş veriyorum. Vereceğim. Yazacağım. Konuşacağım. Mevla’m sağlık verirse 2030’da bu köşede BM Gündem 2030’u, yeşil, döngüsel, dijital değişmek için karbonsuzlaşma dönüşümümüzü, İTÜMTMT konserimizin müzik enerjisinde irdelemek istiyorum. Beklenen yıl: 2030.