Sabır lütfen
Son haftalarda Merkez Bankası’nın net dış varlıklarında belirgin bir artış gözleniyor. Grafikte, net dış varlıkların Ocak 2021’in ilk haftasından bu yana gelişimi var. Net dış varlıklar grafikte swaplardan da netleştirilmiş halde gösteriliyor. Yerel seçim öncesinde net dış varlıklar eksi 75 milyar dolara kadar inmişti. Sonrasında keskin bir artış gözlendi ve 27 Mayıs itibarıyla yaklaşık eksi 12 milyar dolara yaklaştı. Dolayısıyla, uygulanmakta olan eksik ekonomi programının ta başından beri karşı karşıya olduğu önemli bir sorunun giderek etkisini kaybedeceği bir süreç yaşıyoruz. Sadece dış varlık olarak bakıldığında ise karşımıza 27 Mayıs itibarıyla 145 milyar dolar tutarında bir büyüklük çıkıyor. Bir yıl içinde ödenecek dış borçla -ki 232 milyar dolar, karşılaştırıldığında hala alınacak bayağı bir yol var ama ulaşılan noktanın da hakkı verilmeli.
Temelde üç neden var bu gelişmenin arkasında. Birincisi, yabancılar için politika faizi oldukça cazip bir düzeye yükseldi. İkincisi, lira cinsi mevduat faizi artık mevduatın vadesi boyunca gerçekleşmesi beklenen enflasyonun üzerinde seyrediyor; yerleşiklerin liraya dönmelerini özendiriyor. Üçüncüsü -ki ilk iki nedenin etkin olmasını sağlıyor, Merkez Bankası liranın bir süre reel olarak değerleneceğini defalarca belirtti. Zira enflasyonla mücadele açısından olmazsa olmaz bir koşul bu.
Şüphesiz liranın reel olarak değerlenmesinden (döviz kuru artışının enflasyonun altında kalmasından) zarar gören kesimler var. Özellikle de ihracatçılar. Ama Eylül 2021 – Mayıs 2023 arasındaki saçma para politikasının enflasyonu patlatmasının ve beraberinde çok sayıda dengeyi bozmasının bir sonucu olarak buraya geldik. Yüksek enflasyon liginde hem 2022’de hem de 2023’te beşinci olduk. Bu kadar yüksek enflasyonla bir yere gitmek mümkün değil. O para politikasından ve hemen sonrasındaki enflasyonun çok ama çok altında kredi faizleri politikasından “durun, bu gidişat gidişat değil; uçuruma düşeceğiz” mealinde şikâyet etmeyince, enflasyonu düşürmek için olmazsa olmaz koşul olan liranın reel olarak değerlenmesinden şikâyet etme hakkı kalmıyor.
Ama şikâyetler giderek artacağa benziyor. Bu şikâyetlerden etkilenilir de eksik de olsa enflasyonu düşürmek açısından önümüzdeki aylarda olumlu gelişmelere yol açacak bu programdan vazgeçilirse, bugünleri de mumla arar hale geliriz. Unutmayalım, sonuçta 2024 sonunda yüzde 40 civarına düşmesini bekliyoruz; hala yüksek enflasyon liginde dünya beşincisi kalacağız büyük ihtimalle. Sabredilmezse, enflasyon dünya beşinciliğini elde ettiğimiz düzeyleri mumla aratacak şekilde sıçrayabilir. Sabır lütfen.