S-400 çıkmazı

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Türkiye’nin Rusya’dan alıp da bir yıldır hala aktive edemediği S-400 füzelerinin maliyeti her geçen gün artıyor.

S-400 füzelerinin hem görünür, hem de dolaylı maliyetleri var Türkiye’ye;

• S-400’lerin görünen maliyetlerinin başında Türkiye’nin F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılması geliyor. Türkiye projeye 1,25 milyar dolar yatırdı. Ancak F-35 projesinden çıkarılmış olmasına rağmen bu para henüz geri ödenmedi.

• Türkiye’nin satın aldığı sekiz F-35 uçağı resmen ABD’ye devredildi.

• F-35’in binden fazla parçası Türkiye’de üretiliyordu. Türkiye’nin projeden dışlanmasıyla, peyderpey bu parçaların üretimi diğer ortak ülkelere kaydırılmaya başlandı. Pandemi nedeniyle Türkiye’deki üretim henüz tümüyle henüz kesilmiş değil. Türkiye halen F-35’in 130 kadar parçasını üretmeye devam ediyor. Ancak ABD Savunma Bakanlığı bu üretimin de 2022 itibarıyla başka ülkelere kaydırılacağını açıkladı. Türkiye’nin binden fazla F-35 parçasını üretmesi halinde kazanacağı para 9 milyar dolardan fazla olacaktı. Artık bunun sadece çok küçük bir miktarının Türk şirketlerinin kasasına gireceği kesinleşti.

• Türkiye’deki şirketlerin F-35 üretim bandından çıkarılması ile ayrıca yüzlerce kişinin işsiz kalacağı gerçeği da “kayıp” hanesine yazılabilir.

S-400 füzelerini satın almanın Türkiye’nin savunmasını olumsuz etkileyecek dolaylı sonuçları da var;

• Türkiye ile Libya’dan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’e kadar her alanda karşı karşıya gelen Birleşik Arap Emirlikleri F-35 projesinde yoktu. Ancak BAE, İsrail ile barışmanın karşılığı olarak ABD’yi kendisine F-35 savaş uçağı satmaya ikna edebildi.

• Yine F-35 projesinde yer almayan Yunanistan da F-35 almak için girişimde bulundu. Türkiye F-35 projesinin içinde kalabilmiş olsaydı, proje ortağı olarak Atina’nın bu gelişmiş savaş uçaklarını alması konusunda söz sahibi olabilecekti. Ancak bu veto olasılığı kaybedildi. ABD’nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt geçen hafta yaptığı açıklama ile, Yunanistan’ın F-35 satın alma isteğinin “en üst düzeyde memnuniyetle karşılandığını” açıkladı. Atina’nın 18 ila 24 adet F-35 almak istediği belirtiliyor. Eğer bu uçakları alırsa, Atina’nın Ege’deki hava üstünlüğünün Türkiye aleyhine gelişeceği çok açık.

• Dolaylı kayıplara, ABD’nin Türkiye’ye S-400 alımından ötürü uygulayacağı CAATSA yaptırımlarını da eklemek gerekir. ABD Kongresi, CAATSA yaptırımlarını uygulaması için Başkan’a 30 gün mühlet tanıyan yasa maddesini Savunma Bakanlığı bütçesinin içine koydu. O bütçe Kongre’den geçip, Başkan tarafından onaylanınca 30 günlük süre de başlayacak. Ve bu süre sonunda ABD Başkanı - Trump ya da 20 Ocak’ta görev devralacak Biden - Türkiye’ye CAATSA yaptırımı uygulamak zorunda kalacak.

• Bir de tüm bu kayıplara, S-400 füzelerinin hala aktive edilmemiş olmasını ekleyin. Türkiye, aktive etmediği S-400 füzeleri için de Rusya’ya 2,5 milyar dolar ödemişti.

Pompeo NATO’da Türkiye’ye yüklendi

ABD’nin ise S-400 konusunu “Türk-Amerikan sorunu” olmaktan çıkarıp, “NATO meselesi” haline getirmek için attığı adımlar da sıklaştı; ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun geçen hafta yapılan NATO toplantısında S-400’ler konusunda Türkiye’ye çok sert çıktığı basına sızdı.

Yunan Kathimerini gazetesi, Pompeo’nun Türkiye’yi “NATO prensiplerine ve operasyonlarına karşı çıkmakla” ve “NATO içindeki bağlılığı hiçe saymakla” eleştirdiğini yazdı. Gazetenin haberinde, Pompeo’nun Türkiye’nin Libya, Suriye ve Karabağ’daki politikalarını “provokatif” olarak nitelendirdiği, S-400 alımının ise “NATO üyesi Türkiye’den Rusya’ya bir hediye olduğunu” söylediği ifade edildi. Pompeo’nun ayrıca Türkiye ve Yunanistan’ın NATO içinde ekim ayında uzlaşmaya vardıkları mekanizmanın da “Ankara’nın tutumu nedeniyle” yürümediği iddiasına da haberde yer verildi.

ABD’nin Türkiye’ye karşı sertleşmesi sadece Pompeo’nun kapalı toplantıdaki sözleri ile kalmadı. ABD’nin NATO Büyükelçisi Kay Bailey Hutchinson da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye, S-400’leri aktive etmeden önce iki kez düşünmeli” dedi. Hutchinso’un ayrıca, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz aramaları ile, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ sorununa dahil olmasını “problemli” olarak nitelemesi de dikkat çekti.

ABD, sadece S-400’leri değil, Türkiye’nin Libya’dan Karabağ’a, Doğu Akdeniz’e kadar izlediği politikalarını NATO meselesi yapmak üzere harekete geçmiş görünüyor.

ABD, NATO üzerinden Türkiye’ye yüklenirken, Ankara’daki hava ise NATO ve ABD ile ilişkileri korumak üzerine şekilleniyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kasım sonunda Halifax Uluslararsı Güvenlik Forumu’nda yaptığı konuşmada NATO’yu “tarihteki en başarılı ittifak” olarak nitelendirmesi de, ABD’de göreve gelecek Biden hükümetine “işbirliği mesajları” yollaması da bunun işareti.

2021 Türk dış politikası açısından zorlu geçecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024