Rusya’yla “perde arkası” gerginlik

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Bakmayın liderler düzeyinde yapılan ortak temel atma törenlerine ya da Suriye’de Türk-Rus ortak askeri devriyeleri sizi yanıltmasın.

Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerde büyük gerilimler yaşanıyor.

Üstelik tek bir cephede de değil. Hem kuzeyde, hem de güneyde.

• Kuzeydeki gerginlikte iki ana nokta var: Kırım ve Donbass.

Türkiye’nin Kırım’ın Rusya tarafından işgali ve ardından ilhakının 7. yıldönümü nedeniyle yayınladığı resmi açıklamada ilhakı “gayrımeşru” olarak nitelendirmesi gerilimin ilk somut adımı olarak geldi. Üstelik, Putin ile Erdoğan’ın video konferans üzerinden nükleer santral temeli atmasından sadece saatler sonra.

Kuzeydeki ikinci gerilim noktası Donbass’ta ise gerginlik, Türkiye’nin Ukrayna’ya sattığı insansız hava araçları üzerinden yürüyor. Türkiye yeni parti silahlı İHA’ları gönderdikçe, Rusya karşı adım atıyor. Geçen hafta Rus Silahlı Kuvvetleri’nin, tam da Donbass sınırında başlattığı, bir ay süreceği açıklanan “silahlı insansız hava araçlarına karşı savaş tatbikatını” tam da bu açıdan okumak gerekiyor.

• Güneyde, yani Suriye’de de Türkiye ile Rusya arasındaki gerginlik tek bir noktada değil;

Hem Fırat’ın doğusunda, hem de batısında Moskova geçen hafta boyunca Türkiye’ye karşı, içinde füze saldırısı bile barındıran gerginlik politikasına geçti.

Fırat’ın doğusunda, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD-YPG kontrolündeki bölgede bulunan Ayn İsa kasabası gerginliğin merkezinde. Bölgeden, Türkiye’nin Ayn İsa yakınlarına askeri yığınak yaptığı, Rakka civarında bir askeri üs kurmaya niyetlendiği haberleri Ortadoğu medyasını doldurmuş durumda. Ancak işin ilginci, Ankara bu adımlara tepkiyi PYD-YPG’nin geleneksel destekçisi ABD’den beklerken, sert açıklamanın Rusya’dan gelmesi...

Rusya’nın bölgede kurduğu “Tarafları Uzlaştırma Merkezi” tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin askeri hareketliliğinin, 2019 tarihli Soçi anlaşmasına aykırı olduğu, Suriye’de çözümü baltaladığı uyarısı yer aldı.

Fırat’ın batısında ise, Fırat Kalkanı operasyon bölgesinde Türk-Rus gerilimi uyarı düzeyini geçmiş, sıcak çatışmaya dönüşmüş durumda.

Cerablus-Azez hattında, TSK ile birlikte hareket eden Suriyeli muhalif silahlı grupların kontrolündeki bölgede yer alan ve “yakıt pazarı” olarak adlandırılan alan, balistik füzeler kullanılarak bir haftada -bir de değil- iki kez vuruldu.

Tam da Putin ve Erdoğan’ın gerçekleştirdiği temel atma töreni öncesine denk gelen ilk saldırıya Ankara’dan herhangi bir tepki gelmezken, ikinci saldırı üzerine Milli Savunma Bakanlığı açıklama yaptı. MSB açıklamasının dili çok dikkatliydi; saldırıların Suriye rejim kuvvetlerinin kontrolündeki bölgeden geldiği ifade edilerek, Moskova doğrudan suçlanmadı. Ancak açıklamada “füze atışlarının durdurulması için Rusya’ya da bildirimde bulunulduğu” vurgulanarak, Moskova’nın da işin içinde olduğu diplomatik bir dille ifade edildi.

Moskova ve Washington arasında...

Türkiye’nin ABD’de Joe Biden’ın Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından Washington’la ilişkileri ise malum.

Hala liderler düzeyinde temas kurulmamış olması, ABD’nin AK Parti hükümetine yönelik tavrını açıkça ortaya koyuyor. Washington’dan Türkiye ile ilgili olarak sadece iç politikada yaşanan gelişmeler çerçevesinde ya kınama, ya da endişe açıklamaları geliyor. Açıklamalar da Ankara demokrasi paketi açıklayıp da tam tersini yaptıkça sertleşiyor.

Bir de tüm bunların üzerine Halkbank davası hazırlıklarının iyice hızlanmasını ekleyin.

Türkiye’nin bölgesel anlamda yalnızlığı, bu yalnızlığı kırmak için attığı adımlar ise tüm dünyada “telaş” ve buna bağlı “yalpalama” olarak okunuyor. AK Parti hükümetlerinin yıllarca “düşman” ilan ettiği, Mısır’daki Sisi rejimiyle barışmak için atılan adımlar da, Ankara’nın “telaşı” ve buna bağlı olarak yalpalamasının en net örneği.

Bu yalpalama şimdi de Rusya’yla ilişkilere yansımış durumda.

Washington ile Moskova arasında, liderler düzeyinde, Biden’ın Putin için “katil” sıfatının kullanılmasına, Putin’in Biden’ı canlı yayında tartışmaya davet etmesine kadar varan gerginlik çerçevesinde, Ankara da “sıkışmışlığın” tüm işaretlerini veriyor.

ABD tarafı S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye koyduğu yaptırımlardan vazgeçmeyeceğini, yeni silah alımının, yaptırımları sertleştireceğini sürekli, her düzeyde ve yüksek sesle dile getirirken;

Moskova bir yandan kuzeyde Türkiye’ye gözdağı veriyor, Suriye’de Ankara destekli gruplarla sıcak çatışmaya girmekten çekinmiyor, ama aynı anda ikinci parti S-400 batarya sistemlerini göndermek için AK Parti hükümetine bastırıyor.

Ankara-Washington gerginliği konuşulurken, Ankara-Moskova gerginliğinin gölgeli alandan çıkıp, kamuoyu önüne taşınması an meselesi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024