Reklamda iyiyiz ama buluta çıkamıyoruz!

Volkan AKI
Volkan AKI Türkiye ve dünyada dönüşüm

Geçtiğimiz hafta 15 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Google’ın, Türkiye’nin dijitalleşerek büyümesine kendi ekosistemi içinde nasıl bir değer kattığına ilişkin bir raporun tanıtımı vardı. Raporda, Google ürün ve hizmetlerinin sağladığı fırsatlarla her geçen yıl hem kullanıcılarına hem de Türkiye ekonomisine katkısı ortaya konuyordu. Bu katkıyı ölçmek ve daha iyi anlamak amacıyla uluslararası danışmanlık şirketi Deloitte tarafından gerçekleştirilen sosyo-ekonomik değer analiz raporuna göre Google ekosistemiyle Türkiye’de oluşan istihdam 1,9 milyonu aşmış, oluşan değerin yarattığı ekonomik katkı ise son 3 yılda 3,3 kat artarak 476 milyar TL’lik bir ekonomik değerin oluşmasını sağlamış. Tabii değeri yaratan araçlara baktığımızda, Google reklamları, Google Haritalar başı çekiyor. En az değer ise Google Cloud ve Workspace yaratmış. Dijitalleşme süreçlerinde kuşkusuz tüm bu katkılar çok değerli, ancak özellikle KOBİ, kategorisinde dijital dönüşümün yolu cloud-buluttan geçiyor.

Bulut yoksa dijitalleşme yok

Durum aslında şu anda böyle… Özellikle şirketlerin dijitalleşmede hız kazanması, veriyi iyi kullanması ve müşteri penetrasyonu, pazarlama, inovasyon gibi her açıdan buluta yönelmeleri gerekiyor. Üstelik KOBİ ağırlığı olan Türkiye’de işletmelerin rekabet edebilmesi, bugün e-ihracat konusuna da baktığımızda, bulut kaçınılmaz bir unsur. Dijitalleşme dediğimiz dönüşümün artık yüzde 80’i bulutlaşma diyebiliriz. O yüzden ben raporun çok yansımayan, bahsedilmeyen bulut tarafındaki tespitlere biraz girmek istiyorum. Bu arada diğer araçların buluttan bağımsız olduğunu söyleyemeyiz. Tüm araçların artık bulut bütünleşmiş çalışması gerekiyor. Zaten bu yüzden de bulutlaşma Türkiye için öncelikli bir hedef olmalı diyorum. Google ve Deloitte raporunda bu nokta güzel ortaya konuyor.

Nereden nereye gidiyoruz?

Bulut yolculuğundan neredeydik nereye doğru gidiyoruz, burada ortaya konun tespitler önemli. Çünkü bu süreçte aslında yapılanlar, yapılacaklar ve öngörüler yapılması gerekenlerin stratejisini ve yol haritasını bize gösteriyor. Bakalım bulut tespitleri neler?

Bulutta 2 yıl önce neredeydik?

- Servis olarak yazılım (SaaS) girişimden kurumsal alana taşınması

- Hibrit bulut yaklaşımının dijital dönüşüme önemli bir ara adım olarak katkı sağlaması

- İş sürekliliği ve felaket kurtarma çözümlerine odaklanılması 

- İnovasyon ve büyüme için temel bir araç olarak yapay zekâ kullanılması

Bugün neredeyiz?

- Çoğu kuruluşun net- yeni uygulamaları (net- new applications) devreye almak için bulut öncelikli bir yaklaşımı benimsemesi

- Hizmet olarak her şey (X-aaS) modelinde büyüme gerçekleşmesi

- Ağ uçlarındaki bilgi işlemede artış yaşanması

- Ortaklıkların çok değerli hale gelmesi

Gelecek 2 yılda yapılacaklar:

- Çoğu şirketin hem hibrit, hem de çoklu bulut ortamları aracılığıyla esnek bir tüketim şekli benimsemesi

- Bulut tabanlı güvenlik çözümlerinin ilgi çekmeye devam etmesi

5 yılda neler olacak?

- Çoğu verinin bir veri merkezinin dışında veya bulut sisteminde yer alması.

- Otonom makine karar alma mekanizmasının işletmelerin süreçlerine ve tüketici hayatlarına entegre edilmesi

Bulut penetrasyonu

Şimdi neden reklam veriyoruz ama buluta çıkamıyoruz noktasına gelince… Yine rapordan bazı verileri paylaşmak istiyorum. Şu tespit yapılıyor: “Dünyadaki şirketler arasında 1.2 milyar dolar üzerinde bulut harcaması yapan şirketlerin payı yükselmiş ve 2020 yılında şirketlerin %83’ü bulut teknolojileri için 1.2 milyar dolar üzerinde harcama yapmıştır. Türkiye’de ise bilişim teknolojileri pazarı içerisinde bulutun payı görece durağan kalmıştır.”

İşte aslında takıldığımız nokta da tam burası. Biraz daha rakamların ayrıntısına girelim. Türkiye son 2 yıl içinde Türkiye bilişim teknolojileri pazar büyüklüğü içerisinde bulut teknolojilerinin payı sadece yüzde 1 artmış… Oysa pandemi döneminde bu yatırımlarını çok hızlı artıran pek çok ülke var. Penetrasyon oranlarını biraz inceleyelim, Finlandiya yüzde 75, Çek Cumhuriyeti yüzde 44, İspanya yüzde 31, Fransa yüzde 29, Yunanistan yüzde 22, Bulgaristan yüzde 13, Türkiye yüzde 11, Bosna Hersek yüzde 9… Büyük Türkiye ekonomisinin buradaki yatırımları Bulgaristan ve Bosna Hersek düzeyinde kalmış.  Şunu da ekleyelim burada payın büyük bölümü yüzde 41 ile büyük işletmelerde. Küçük ve Orta Boy işletmelerde bu oranın ortalaması, yüzde 15’leri geçmiyor.

SON SÖZ: Bulutlaşmayı özellikle KOBİ’ler için gerçekleştiremiyorsak, dijital dönüşümü de başaramıyoruz demektir.

2025 yılında GSYH’nin yüzde 7,4’üne ulaşılması hedefleniyor

Google’ın 2021 yılında dört temel ürün ve hizmet kategorisiyle oluşturduğu ekonomik değer, 476 milyar TL’ye ulaşarak GSYH’nin yüzde 6,6’sına denk geldi. 2018’de GSYH’nin yüzde 3,9’una tekabül eden bu rakamın 2025 yılında yüzde 7,4’e ulaşacağı öngörülüyor. Google ekosisteminin ülke ekonomisine sağladığı katkı Google ürün ve hizmetlerine bağlı olarak da farklılık gösteriyor. Google reklam ürünlerinin katkısı, 2021 verilerine göre 193 milyar TL’ye ulaşırken 2025 yılında 422 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Google Haritalar ve Google İşletme Profili’nin ekonomik etkisi ise 62 milyar TL’ye ulaşırken 2025 yılında bu rakamın 136 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Google Cloud ve Workspace alanındaysa 2021’de oluşan 12 milyar TL’lik etkinin 2025 yılında 33 milyara çıkması beklenirken, Android ve Google Play ekosisteminin ekonomik etkisi 210 milyara ulaşmış durumda ve 2025’te de 535 milyar olacağı öngörülüyor. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mobil ekonominin gücü 28 Ağustos 2024