Reformlar, "yatırım iklimini” uygun hale getirmeli

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Ülkemiz bulunduğu coğrafyada geleneksel üretim alanında belli bir yere gelmiştir. Günlük tartışmalarda, orta-düşük teknolojilerden, orta-ileri teknolojilere geçerek katma değeri yüksek ürünlere geçiş diye tanımlanan süreç önemli yatırım ihtiyacı olman alandır. Madalyonun öteki yüzünde, dijital teknolojinin yeni yapı, işlev ve kültürüne uyumu sağlayacak yatırım ihtiyacı vardır. Yatırım gündeminin bileşen ve bağlamlarını anlamak ve anlamlandırmak reform sürecini yönlendiren merkez düşünceyi oluşturmalıdır.

1- Yatırım gündemini belirleyen temel noktaları

Sürekli ve kararlı ekonomik gelişme için “stratejileri belirlemeliyiz”

Strateji, eğilimlerin fırsat ve tehlikeleriyle, olanak ve kısıtlarımızı dengelemektir

Strateji, rakiplerden bir adım önde yürümenin yol ve yöntemlerini bilmektir

Strateji, çalışanların ve müşterilerin birikimlerinden yararlanmanın, dış ve iç süreçlere hakimiyetin ve inovasyonda önderliğe götüren yoldur.

Strateji, analitik, tahmin, operasyon ve geribildirimle sistemi yeniden üreten etkileşimin bütünüdür.Strateji, zihni model varsayımlarını sürekli sorgulama dinamiğidir.

2- Her şeyi üretmekten vazgeçerek “rekabet edebilir alan seçimi” yapmalıyız Temel ilke, net bilgiye dayalı seçim yapabilecek donanımlara sahip olmaktır.

Her şeyi yapmak rasyonel değildir, karşılaştırmalı üstünlük alanları seçilmelidir.

Ağ bileşenlerinin etkileşimlerini oluşturduğu ekosistemin tanımlanması, gelişmeyi hızlandırır. Ağ yapısı bileşen ve bağlamlarının kendi aralarında ve sistem bütününde etkileşiminin yarattığı işlevlerini etkin koordine etmek de yaratmak istenen sonuçlara götürür.

Güçleri ve kaynakları dağıtmadan odaklamak başarının anahtarıdır

3- “Yeni nesil OSB arzı” sağlamalı ve yatırımları yönlendirmeliyiz

YNOSB, mekan ve sektöre yönelik değil, proje-odaklı ve sinerjik kümelenme yönelimli olmalı.

YNOSB, toprak mülkiyeti değil üretim mülkiyeti esasına göre tahsis yapmalı.

YNOSB, girişimcinin taşa, toprağa, betona kaynak bağlamasını önlemeli.

YNOSB, üreticiye uygun işgücü, lojistik, erişim sağlayan platform olma özelliğini korumalı.

YNOSB, bünyesindeki her iş yerinin sürekli gelişmesi ve uzun soluklu olmasının kolektif aklı olmalı.

4- “Dinamik envanter” ve “veri-odaklı analitik” temelli kararlar almalıyız

Mevcut durumu bilmek, ne yapamayacağımızı kavramak, ne yapabileceğimizin tünelin ucundaki ışığıdır.

Veri ve bilgi, Bilgi Çağının da Süper Akıllı Çağın da petrolüdür. İçgüdüsel doğal bilinç, toplumsal uyum bilinci, beklenti oluşturma bilini envanter ve analitikten beslenir

Büyük verinin ehlileştirilmesi envanterle başlar ve kendini bilmeyle götürür. Çağımızda kendini bilen ve “veriden değer üretenler” öne geçer. En önemli girdi bilgeliktir.

5- “Düşük ve orta teknolojiden ileri teknolojiye dönüştürme” yatırımlarını hızlandırmalıyız

Emek ve sermaye verimlilikleri karşılaştırması yatırım yönetiminin özünü oluşturur

Teknoloji üretme ve satın almada ulusal stratejiye sahip olmak gerek şarttır.

Yarı iletken teknoloji, sayısal teknolojinin bağlantı, iletişim ve işbirlikleri etkilerinin potansiyeli değerlendirilmelidir. Geleneksel teknolojilerde “geçiş sürecinin” yönetimi önemlidir.

Geri bildirim döngüsü , şeffaf ortamlarda gözetim ve denetim belirleyicidir.

6- “Yarı iletken teknolojiler, mobil iletişim, otomasyon ve otonom uygulamalara uyum yatırımları” yapmalıyız. Teknoloji üretimi ve satın alma stratejisi ve merkezi akıl ihtiyacı var. Teknolojide “olası etkilerin kuramsal çalışmalarını” önemsenmeli. Uyum alanında “kurumsal boşluk” yaratılmamalı.

Ulusal seferberlik anlayışıyla koordinasyon ve odaklanma önemsenmeli.

“Kritik alan” tespiti ve “fayda/maliyet analizine dayalı” kaynak tahsisi yapılmalı.

7- Teşvik Sistemleri ve Ekosistem oluşturmanın önemini kavramalıyız

Mekana ve sektöre dayalı teşviklerden proje-odaklı teşviklere geçmeliyiz.

Teşvik verirken: Fizibilite uzmanlığı gerekli.

Geri-bildirim döngüsü: Uygulamaların gözetim ve denetimi şart.

Eko sistem bilinci: Çoklu analiz ve bütünsel yapı gerekli.

Girişimciye “rekabette şans eşitliği yaratma” merkez düşüncemiz olmalı.

8- Geri-bildirim döngüsü ve şeffaf sorgulamaların üretkenliğinden yararlanmalıyız.

“Dünya ekosistemini ” dikkate alan geri-bildirim döngüsü “Ülke ekosistemini” dikkate alan geri-bildirim döngüsü. Sapmaları düzelterek “sistemi geri besleyen” merkezi akıl Şeffaf ortamlarda sorgulama ve “kitle güveni” yaratma. Birikim yeteneklerini koruma ve uzun dönemli geleceği güven altına alma: Yeni normal....bilinci gerekli.

9- “Hayatta eli boş dönülmeden tek yolculuk kendi içimize yaptığımızdır” ilkesine sadık kalınmalı.

Bağımsız enstitüler, girişimciye model ve metot desteği sağlar

Nobel Ödüllü fizikçi Michio Kaku’ya göre insan beyni bir beklenti makinesidir. Bilincin en alt düzeyi olan, canı koruma nesli sürdürme odaklı bilinç bütün canlılarda vardır; duyularımızı ve uzaydaki fiziksel konumumuzu gösteren bir model yaratma üzerinde kuruludur. Bilincin ikinci düzeyi, toplum olarak yaşadığımız kendi cinslerimizle ilişkilerde “sosyal mesafe ayarı” için bir model oluşturur. Bilincin, üçüncü ve en üst aşaması ise beklentileri yönetmemizi sağlar.Ayrıca ileriye dönük adımların atılmasını, gelecekle ilgili çok sayıda benzetimlerle seçim yapılmasını , insanın öz farkındalığını, içinde bulunduğu dünyanın bir modelini çıkarmayı, nasıl bir gelecekte yer alacağını tasarlamasını da kapsar.

Çin’de ve Almanya’da gelişmiş kentleri ve bölgeler incelendiğinde, veri, bilgi, metot, model ve benzetimlerle doğru iş yapmanın itici güçlerinden birinin de enstitüler olduğunu gözlüyoruz. İşlerimizi metotlu yapmanın aracı olan enstitülerin konumlanması reform düzenlemelerinde yeniden yapılandırılmalıdır :

1- Literatür taraması ve çevre analizleri yapar: Enstitü, dünya genelinde sektörle ilgili medya haberlerini, özellikle de sektöre yön veren dergileri ve gazeteleri tarayarak sektördeki firma yetkililerinin ve uzmanlarının, ayrıca akademik çalışma yapanların, ekonomi araştırmacılarının, moda ve tasarım yöneticilerinin kamuoyuna açık bilgilerini derler; kavramsal gelişmeleri ve uygulamaları analiz ederek, üyelerine "Çevre Analizi" sunar.

2- Eğilim, fırsat ve tehlike analizleri sunar : Enstitü, Çevre Analizi’nde, sektörle ilgili başlıca "eğilimleri" saptar; eğilimlerin ne gibi "fırsat" ve "tehlikeler" yaratabileceğini analiz eder; bu konuda üyelerinin "alternatif tepkiler" geliştirmesine ilişkin öngörüler geliştirir; alınabilecek önlemler hakkında bilgi paylaşır.

3- Sektörün imkan ve kısıtlarını belirler: Enstitü, üyelerinin sahip olduğu firmaların "yapısal ve ekonomik özelliklerini" analiz eder; dünya genelindeki konjonktürel etkilerin, ülke özelinde yönetim düzenlemelerin ve "firma sahibinin donanım yeterliliğinin" analizlerini yaparak; sektörü bütün olarak, firmaların da özel olarak "imkan ve kısıtlarının" neler olduğunu belirleyerek eğilimlerin fırsatlarının nasıl değerlendirilmesi gerekliliğine ilişkin bilgi aktarır.

4- Kamu desteklerini ve işlerliklerini izler: Bütün ülkeler kendi üreticilerini korumak ve geliştirmek için Teşvik Sistemleri uygular. Teşvik sistemlerinin piyasada rekabette "şans eşitliğini bozucu etkileri" vardır.

Bu nedenle, sektöre yönelik teşvik sistemlerinin üreticisi ya da ticaretini yapanlara sağlanan doğrudan ve dolaylı destekleri izleyerek; üyelerinin karşılaştıkları "haksız rekabetin" nasıl önleneceğine ilişkin bilgi ve belgeler oluşturarak; siyasi irade, bürokrasi, medya ve sivil inisiyatiflerin desteğini sağlayacak gerekçeler hazırlayarak üyelerinin etkili olmalarına katkıda bulunur.

5- Yurtiçi satışlarındaki gelişmeleri izler: Enstitü, yurtiçi satışlarını etkileyen harcanabilir gelirdeki gelişmeleri, gelir dağılımının yapısını, orta sınıfın gelişmesinin etkilerini, mağazacılıkta gelişmeleri; tüketici değer, beklendi ve davranışlarını; kamu yetkililerinin düzenlemelerin etkilerini, işyeri ölçeğinde kalite, fiyat-maliyet dengelerini belirleyen analizler yaparak, üyelerine işyerlerinde alınabilecek önlemlerle ilgili bilgi paylaşımı yapar.

6- İhraç edilen ülkelerin mevzuat ve uygulamalarını takip eder: Enstitü, ihracatının geliştirilmesi için yakın ve uzak, gelişmekte olan ya da gelişmiş pazarlarda ülkelerin kendine özgü caydırıcı ve özendirici düzenlemelerini, ayrıca ülke yönetimlerinin dolaylı engellemelerini izleyerek, bu konuda ihracat yapan üyeleri hangi ayrıntılara dikkat etmesi gerektiği hususunda uyarır.

7- İhracatı artırmaya yönelik destek ihtiyaçlarını belirler: Enstitü, sektörün kapasite ve teknik imkanlarını, girdi sağlama avantajlarını ve dezavantajlarını, rakip ülkelerin ihracatı artırmaya dönük teşvikleri bağlamında değerlendirerek, sektörünün teşvik edilmesinin ilke, kural ve esasları hakkında bilgi üreterek tartışma gündeminde canlı tutar.

8- Hammadde sağlama sorunlarını ve karşılaştırmalı üstünlükleri belirler: Enstitü, sektörünün girdi aldığı ve girdi verdiği sektörlerde hammadde sağlama sorunlarını ve karşılaştırmalı üstünlük yaratma koşullarını belirleyerek siyasi iradeyi, bürokrasiyi, üyeleri ve medyayı bilgilendirerek kamuoyu yaratılmasını sağlayacak bilgi bazı oluşturur.

9- Aksesuar arzında eksiklikleri ve alınması gereken önlemleri önerir: Enstitü, kalite yaratma, marka ve imaj oluşturmada "aksesuar üretimi ve ithalatı" konularını araştırır; doğru bilgi, doğru âriaç ve doğru talepler oluşmasını sağlayacak önlemler önerir.

10- Firmaların "iyi yönetişim uygulamaları" konusundaki donanımlarını ve alınması gereken önlemleri önerir: Rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknik donanım ve rekabet edebilir yönetişim anlayışı için üyelerin ihtiyaçlarına yönelik araştırmalar yaparak, üyelerin bireysel eksikliklerini İME uzmanlık bilgisiyle tanımlayarak destek hizmet vermeye çalışır.

Bu anlatımda "merkez düşüncemiz" çok açık...Ülkemizde kalkınmanın bazı girdilerinin aşırı değerlendirmelerle tartışılması "toplumsal zihni esir alıyor". Döviz kurunun "iniş-çıkışına" saplanırken, "istikrarının önemi" unutuluyor. Ekonomide yapısal bağımlılıkların türevi olan "faiz oranları" ve "enflasyonun" düzeyine odaklanırken; her iki makroekonomik olguyu türeten "yapısal reformların" neler alması gerektiği zihinlerde netleşemiyor. Geleceğimizi çok yakın zamanda derinden etkileyecek olan "âri iletken teknolojilerdeki gelişme, sayısal teknolojilerin potansiyeli, her şeyin interneti(IoT), büyük veri, analitik, yapay zeka, verinin değere dönüştürülmesi" sadece sınırlı insanımızın tartışabildiği sorunlar oluyor.

Hayatı yönlendiren ve yeni ekosistemlerin oluşumunu hızlandıran gelişmeler konusunda "farkındalığı" artırmak; gelişmeyi güven altına almanın yoludur. Bu sunumda sîzlere bir çağrı yapılıyor: Tartışma gündeminin dengelerini iyi kuralım.

İster Endüstri 4.0 bağlamıyla, dilerseniz Büyük Veri potansiyelleriyle, uygun görürseniz otomasyon ve otonom uygulamalarını hızlandıran yapay zeka alanındaki gelişmeleriyle ele alalım; yeni gündemi ıskalamak ağır sonuçlar doğuracaktır.

Zamanın iplerini elimizden kaçırmadan, yeni gündeme sahip çıkalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar