Reel faiz artık tüm vadelerde negatif

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Ekim sonunda yüzde 8.55’e inen yıllık enflasyonun uzun süre bu dolaylarda kalacağını düşünen, buna inanan var mı, yok. Ama enflasyonun tek hanede bir süre kalacağını varsayarak buna göre faiz belirleniyor mu, işte o yapılıyor.

Mevduatın 15 Kasım’daki ortalama reel faizi, halen yüzde 8.55 olan “geçici yıllık enflasyon” un üstünde bulunmakla birlikte, bu ay sonunda oluşacak oranın bile altında kalmış durumda.

Merkez Bankası’nın tüm bankalar ortalamasını gösteren 15 Kasım tarihli verilerine göre mevduatta yıllık net faiz vadeye göre yüzde 8.46 ile yüzde 10.40 arasında oluştu.

Stopaj düşüldükten sonraki net oran bir aya kadar vadelide yüzde 9.70, üç aya kadar vadelide yüzde 10.40, altı aya kadar vadelide yüzde 8.46, bir yıla kadar vadelide yüzde 10.10, bir yıl ve daha uzun vadelide yüzde 9.40 düzeyinde bulunuyor. Bir kez daha belirtelim, bu oranlar 15 Kasım tarihindeki tüm bankalar ortalamasında oluşan nominal oranlara göre hesaplandı.

Tüm vadelerin ortalamasını gösteren net faiz ise yüzde 10.02 düzeyinde.

Faiz artışı kaçınılmaz

Kasım ayındaki TÜFE artışı yüzde 1 dolayında bekleniyor. Bu durumda kasım sonundaki yıllık TÜFE artışı yüzde 11.20 olacak. Oysa mevduatta ortalama net faiz yüzde 10 dolayında.

İşte bu yüzden kasım ayı enflasyon oranının açıklanacağı 3 Aralık’tan sonra mevduat faizinde mutlaka bir artış beklenmeli.

15 Kasım itibarıyla toplam mevduatta brüt faizin yüzde 11.73, net faizin yüzde 10.02 olduğu dikkate alınırsa kasım sonunda yüzde 11.20’lik yıllık enflasyondan sonra 15 Kasım’daki faiz düzeyini korumaya çalışmak, vatandaşa bir anlamda “Bankaya para yatırma” demek.

Üstelik kasım sonunda yüzde 11.20 dolayında tahmin edilen yıllık TÜFE’de yıl sonu beklentisi yüzde 12. Kasımdaki yüzde 1’den sonra aralıkta yüzde 0.3 gibi bir artış olursa yıl yüzde 12.02 düzeyinde kapatılacak. Yeni ekonomi programındaki tahmin de zaten yüzde 12.

Dolayısıyla mevduat faizini bu düzeylerde tutmak hiç mümkün görünmüyor.

Hesap açtırmak için biraz beklemeli

Faizde dip oranları gördük sayılır. Dolayısıyla mevduat hesabı açtırmak için biraz beklemekte yarar olduğunu söyleyebiliriz.

Öyle görünüyor ki, çok sonra değil kasım enflasyonunun açıklanacağı önümüzdeki haftanın ortasından itibaren faiz oranları yönünü yeniden yukarı çevirecek gibi. Dolayısıyla bizde uzun vade sayılan altı ay ve daha uzun vadeli hesap açtırmak için bu günler hiç de uygun bir dönem değil.

Haziran sonu ve temmuz ayının ilk birkaç haftası uzun vadeli hesaba yönelmek için uygundu. İçinde bulunduğumuz günler ise faizde artış beklendiği için tam tersinin yapılması gereken, hesap açtırılacaksa bile en kısa vadenin tercih edilmesinde yarar bulunan günler...

Faiz düşüyor ama mevduat artıyor

Haziran sonunda bankalardaki vadeli mevduat 759.1 milyar lira düzeyindeydi. Aradan dört buçuk ay geçti, kasım ayı ortasına geldik vadeli mevduat 857.7 milyar liraya yükseldi. Artış oranı yüzde 13.

Dört buçuk aydaki yaklaşık 100 milyar liralık artışın tümünün yeni hesaplarla oluştuğu tabii ki söylenemez. Bu artışın muhtemelen önemli bir kısmı işleyen faizin anaparaya eklenmesiyle gerçekleşti.

Diğer yanda yurtiçi yerleşiklerin haziran sonunda 168.7 milyar dolar olan döviz tevdiat hesapları kasım ortasında 175.5 milyar dolara çıktı.

Yani vatandaş bu dört buçuk ayda döviz hesabını yüzde 4 oranında 6.8 milyar dolar artırdı.

“Faiz düşerse vatandaş dövize koşar, kur fırlar gider” kaygısı pek sık yaşanır ve dile getirilir. Ama öyle olmadığı görüldü, en azından bu yıl. Elbette şu da mümkün. Vatandaş döviz almış ama bankaya yatırmamış olabilir. Ne var ki kurda bir hareket yaşanmaması vatandaşın dövize öyle çok da yoğun ilgi göstermediğinin bir göstergesi.

Peki faiz düşerken dövize talep niye artmadı? Bu sorunun çok somut bir yanıtı yok elbette. Vatandaşın geçen yılki kur şokundan sonra belki de ilk kez döviz tasarrufundan dolayı zarar etmesi bu kez temkinli bir yaklaşım sonucu doğurmuş olabilir. Bakın etrafınıza, hala 6 liranın çok üstünde fiyatla, hatta 7 liraya yakın fiyatla dolar alanlar var. İşte bu yüzden son dönemde “Kur ya daha da düşerse” kaygısı yeni talebin önünü kesmiş olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar