RCEP’in direksiyonu Çin’de olacak

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

“Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması” olarak tanımlanan RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık), 10 ASEAN (Güneydoğu Asya Milletleri Birliği) ülkesinin yanı sıra Çin, Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda’nın da dahil olduğu bir anlaşma. RCEP, küresel GSYH’nin üçte birini ve 2,2 milyarlık bir nüfusu kapsıyor. Anlaşma ile birlikte tarifelerin kademeli olarak düşürülmesi, korumacılığın zayıflaması, karşılıklı yatırımların artması ve bölgede ticari malların serbest dolaşımı öngörülüyor. ABD, AB ve Hindistan anlaşmada yer almıyor.

Asya Kalkınma Bankası (ADB) Baş Ekonomisti Yasuyuji Sawada, “RCEP’in hayata geçirilmesi sayesinde Çin, ‘çok taraflılık ve serbest ticaret’ alanında zafer ilan etmiş oldu. Her ne kadar RCEP temelde bir ASEAN anlaşması olsa da, anlaşma hayata geçtiğinde ASEAN ülkeleri şoför koltuğunda oturmayı başaramayacak. Bölgesel ticaret standartlarının belirlenmesinde ana rol Çin’e ait olacak” yorumlarını yapıyor.

Tarihin bu en büyük ticaret anlaşmasının küresel ticaret ve ekonomi açısından ne anlama geleceğini Asya Kalkınma Bankası (ADB) Baş Ekonomisti Yasuyuji Sawada’dan dinledim:

Bölgesel üretim ağları güçlenecek

“Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan, küresel GSYİH’nın ve nüfusun yüzde 30’unu kapsayan RCEP, açık ekonomi sistemini inşa edecek en büyük yapı taşını oluştururken, aynı zamanda çok taraflılık adına atılmış çok önemli bir adım olacak. RCEP, üyeler arasındaki uyumlu düzenlemelerle bölgesel üretim ağlarını güçlendirirken, bölge ticaretinin de artmasını sağlayacak.”

AB ve ABD de anlaşmadan fayda sağlayacak

“AB ve ABD, anlaşmada yer almasalar da, bu RCEP’ten fayda sağlamayacakları anlamına gelmiyor. RCEP’in daha açık bir küresel ekonomiye doğru atılmış önemli bir temel olduğunu düşünürsek, AB ve ABD dahil, tüm dünyanın bu anlaşmadan fayda sağlayacağını söyleyebiliriz. John Hopkins Üniversitesi Ekonomi Profesörü Michael Plummer ve Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Ekonomisti Peter Petri’nin 2020 yılı analizine göre, RCEP'in küresel ekonomiye katkısı 2030 yılında 186 milyar dolara ulaşacak. Bu katkının yüzde 95’i imzalayıcı 15 ülkeden gelecek.”

Üç büyük kazanan: Japonya Çin ve Güney Kore

“Bugün ASEAN içindeki ticaretin yüzde 70’inden fazlası sıfır tarife ile gerçekleşiyor. Bu anlaşmanın en büyük kazananları, Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Güney Kore olacak. Güney Kore, Çin Halk Cumhuriyeti ile 2014 yılında serbest ticaret anlaşması imzaladı ve bu anlaşma kapsamında Çin, Güney Kore’den yaptığı ithalatta yüzde 91 tarife indirimine gitti. Japonya’nın ise ne Çin, ne de Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması bulunuyor. Bu iki ülke Japonya ihracatının yüzde 29’unu temsil ediyor. RCEP kapsamında Japonya’nın Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapacağı ihracat yüzde 8’den yüzde 86’ya; Güney Kore’ye yapacağı ihracat ise yüzde 19’dan yüzde 92’ye çıkacak. Bu da daha açık bir uluslararası ticaret sistemine geçişte temel bir ilerleme anlamına gelecek.”

Asya’da büyüme “L” şeklinde olacak

“Asya Kalkınma Bankası olarak bölgesel büyüme oranının 2021’de yüzde 6.8’e yükseleceğini öngörüyoruz. Fakat buna rağmen, GSYIH oranı COVID-19 öncesi beklentilerin altında kalacak. Başka bir deyişle ifade etmem gerekirse, bölgesel toparlanmanın ‘V’ değil, fakat ‘L’ şeklinde olacağını öngörüyoruz. RCEP, Asya’nın tutarlı bir ticaret bölgesi olmasında çok büyük, fakat sadece bir ilk adım. Kısa vadede, tarifelerin düşürülmesi biraz zaman alacağı için, RCEP’nin bölgenin ticaretine ve gelirine katkısı mütevazı olacaktır, ancak RCEP’in Asya ticaretinin geleceğini şekillendireceğini söyleyebiliriz.”

RCEP, CPTPP kadar kapsamlı değil

“Kapsamlı Yenilikçi Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması (CPTPP) ile kıyasladığımızda RCEP’in daha sınırlı bir iddiası olduğunu görüyoruz. RCEP, üye ülkeler arasındaki farklılıklara uyum sağlayacak esneklikleri, “özel uygulamaları” beraberinde getiriyor. Öte yandan iş gücü ve çevre standartları da çok yüksek düzeyde değil. CPTPP sadece tarifeleri değil, ticarete yönelik tüm engelleri azaltmaya yönelikti. RCEP ise, zaten düşük olan tarifeleri daha da aşağı çekmeye odaklanıyor. RCEP’in hedefi tarifelerin yüzde 90 oranında kaldırılması. Öte yandan tarım sektörünün anlaşma dışı bırakılması da dikkat çekici. Bu arada tarife kısıntıları aşamalı olarak hayata geçirilecek; bu da, anlaşmanın tam anlamıyla uygulamaya konmasının zaman alacağı anlamına geliyor.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar