Rakamlar netleşiyor
Makro verilerin bir kısmı gecikmeli açıklanır. Özellikle de büyüme, ödemeler dengesi, sanayi üretimi gibi önemli karşılaştırma istatistikleri için zaman aralığı bir hayli uzundur. Ayrıca, belirli standartları benimsemiş bir ülke iseniz -ki Türkiye Eurostat işbirliği gibi- verilerin açıklanması global emsalleri ile zamanlama açısından sıklıkla paralellik gösterir.
2020 yılını geride bırakalı 2 ay oluyor. Makro verilerin bir kısmı ise gecikmeli olması nedeniyle yeni yeni açıklanıyor. Örneğin, hafta içerisinde açıklanan Türkiye sanayi üretimi ve ödemeler dengesi verileri gibi. Öncü göstergelerden PMI, kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi gibi kalemler zaten üretimin güçlü seyrini koruduğunu yıl tamamlanmadan bizlere işaret etmişti. Keza 2021’in ilk çeyreği için de yüzde 3-4 gibi GSYH rakamlarının potada olduğunu söylemek için mart ayının tamamlanmasını beklemek gerekmiyor. 2020 yılını konuşurken ödemeler dengesindeki gelişmelere ve biraz da detaylarına girerek konuşmaya önem vermek gerekiyor. Ders çıkarılması gereken birkaç husus söz konusu. Ne gibi? Turizm gelirlerindeki aksamanın Türkiye için ne denli önemli olduğu gibi. Başka? Emtia fiyatlarındaki petrol ve altın ayrışmasının denge üzerindeki etkisi gibi. Son olarak da özel sektörün değişen dış borç yaklaşımı.
Cuma günü TCMB tarafından 2020 yılının aralık ayına ait ödemeler dengesi rakamları açıklandı. Cari işlemler hesabı yılın geneli için 36.7 milyar dolar açık verdi. Kuşkusuz yıl başlangıcında hiçbirimizin beklemediği bir durum ve seviye anlamına geliyor. Bir önceki paragrafta sıraladığım gelişmeler dengenin negatif anlamda açılmasında önemli bir rol üstlendiler. Hatırlayalım; 2019’da cari işlemler hesabı 6.7 milyar dolar fazla vermişti. Yıla özgü nedenler rakamın pozitif tarafta oluşmasında ana etkendi. Öte yandan 2018’de 21.7 milyar dolar, 2017’de ise 40.8 milyar dolar çık vermiştik. Geriye dönüp baktığımızda TCMB’nin açıkladığı istatistiki veriler de gösteriyor ki son 10 yılda Türkiye ekonomisi cari denge açısından sadece 1 kez fazla vermiş, 2019. Yine son 10 yılın ortalama cari işlemler hesabı rakamı 36.3 milyar dolar açık şeklinde gerçekleşmekte.
Veriyi biraz daha detaylandırarak ilerleyelim. 2019’da aylık ortalama cari işlemler hesabı performansı 0.5 milyar dolar fazlaya işaret ederken, 2020’de 3 milyar dolar açık şeklinde gerçekleşti. Aynı rakam 2018’de 1.8 milyar dolar, 2017’de ise 3.4 milyar dolar açık ile takip edilmiş. Yani, cari görünüm açısından 2017 yılı performansına yakınsayan bir tablo üzerinden konuşuyoruz. Bu durumun oluşmasındaki en önemli gelişme kuşkusuz global çapta etkili olan COVID-19 pandemisi. Hal böyle olunca turizm gelirlerinde ciddi ölçekte kayıp yaşadık. Öyle ki nisan-mayıs döneminde ödemeler dengesi alt kalemlerinden olan seyahat dengesinde sıfır rakamı karşımıza çıktı. Yaz aylarındaki normalleşme ve global dolaşımdaki kısmi artışın etkisiyle 2020’nin tamamını seyahat dengesinde 9.1 milyar dolar girişle tamamladık. Yeter mi? Yetmedi. 2019 rakamının 25.7 milyar dolar olduğunu ve planlamaların bu eksende yapılarak yıla başlandığını göz ardı etmeyelim. Bizim açımızdan bir diğer önemli gelişme parasal olmayan altın kalemi üzerinden gerçekleşti. Salgının getirdiği parasal genişleme ve globalde gözlenen altın talebi içeride klasik altın yatırımcısının yanında yeni girişlerin de önüne açtı. Ek olarak TCMB’nin gerçekleştirdiği parasal genişleme ve kredi kanallarından sağlanana likidite de buradaki talep açısından ekstra destek unsuru oldu. Gün sonunda parasal olmayan altın kalemi 2020’de 22.4 milyar dolar açık verdi. 2019 rakamının 9.2 milyar dolar açık şeklinde oluştuğunu not düşelim. Dahası ve neyse ki küresel petrol fiyatları yılın genelinde ortalamada düşük seyrettiği için toplamda parasal olmayan altın ve enerji hariç kalemin 9.9 milyar dolar fazla vermesine imkan tanıdı. Şeytan ayrıntıda gizli: 2019’da aynı kalem 49.3 milyar dolar artı vermişti.
Üzerine kafa yorulması gereken son kısım da borç çevirmelerdeki değişim. Bankalar 2020’nin tamamında uzun vade borç rasyolarını yüzde 77 ortalama ile tamamlarken (2019 yüzde 68), diğer sektörlerde bu rakam yüzde 74 (2019 yüzde 110) oldu. Yani, özel sektör hem daha az borçlandı, bir diğer ifade ile daha çok borç ödedi, hem de finansal kesim dışı firmalarda kısa vadeli net döviz pozisyonunu Kasım itibarıyla 24 milyar dolar fazlaya yükseltti. Tüm bu resim veri özelinde konuşmanın yanında lira üzerinde gözlenen sert baskının açıklayıcılarından bazıları.