Putin'in Kafkasya çıkartması Azerbaycan'la ittifak; Türkiye'ye ültimatom

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Türkiye'de AK Parti iktidarının çok isteyip de yapamadığı "Doğu ile Batı arasında denge" politikasını, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev gerçekleştiriyor.

Rusya Lideri Putin'in Bakü'ye yaptığı iki günlük resmi ziyaret bunun somut örneği oldu. Putin'in Bakü'de iki ülke ilişkilerini "stratejik ittifak" olarak nitelemesi, Azerbaycan'ın devlet kontrolündeki basınında Rusya'dan "dost, müttefik ve komşu" olarak bahsedilmesi önemli. 

Rusya doğalgazı için "arka kapı" diplomasisi

Aliyev-Putin görüşmesinde en dikkat çekici unsur, iki ülke arasında enerji alanındaki işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin mutabakatlar oldu. Bakü'de imzalanan anlaşmalar, özellikle Rus doğalgazının Azerbaycan üzerinden Batı'ya ulaştırılmasının önünü açtı. Bu yöntem Rusya tarafından daha önce petrol konusunda Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden uygulanıp başarılı olmuştu. Dev tankerlerle BAE'ye gönderilen Rus petrolü, burada Arap petrolü ile karışıp, Avrupa'nın yolunu tutabilmişti. Şimdi doğalgazda benzer bir yöntem Azerbaycan'la izlenecek gibi duruyor. Batı'nın Rusya'ya koyduğu yaptırımları delmeden, Rus doğalgazının Avrupa'ya satışı; Kısacası, "alan memnun, satan memnun" yöntemi. 

Zengezur yerine Kuzey-Güney koridoru

Aliyev-Putin görüşmesinde öne çıkan bir başka unsur ise "kuzey-güney ulaşım koridoru" oldu. Kuzey-Güney ulaşım hattı, Rusya'yı İran ve Azerbaycan üzerinden Hindistan limanlarına ulaştırmayı hedefliyor. Bu koridorun, tankerlerle petrol taşınması ayağı da planlanıyor. Rusya ve Azerbaycan'ın "ortak tanker üretimi" anlaşmasına imza koyması da bunun işareti. Azak ve Hazar suyolları kullanılarak, Rus petrol ve doğalgazı güneye inebilecek bu yolla. Türkiye'nin tamamen devre dışı olduğunu görmek için haritaya bakmak yeterli elbette. 

Kuzey-Güney ulaşım koridoru, Aliyev'in "denge politikasının" İran ayağının da sağlama alınmasının önünü açıyor üstelik. 

Bu arada ne Aliyev'in, ne de Putin'in Nahçivan'ı Azerbaycan'ın diğer kentlerine bağlayacak olan, Ermenistan toprakları üzerinden geçecek Zengezur koridorundan hiç bahsetmemeleri de anlamlı. Zengezur Türkiye'yi memnun edip, İran'ı devre dışı bırakacak bir koridordu. Aliyev bunu -şimdilik- Azerbaycan'ın öncelikleri arasından kaldırmış gibi duruyor. Aksine, Nahçivan'ı İran üzerinden Azerbaycan'ın diğer yarısına bağlayan yolun genişletilmesi gündemde.

Azerbaycan Resmi Gazetesi’nden Türkiye'ye salvo

Tüm bu gelişmelere elbette Azerbaycan'ın Milli Meclis tarafından çıkarılan Resmi Gazetesi'nde yayımlanan bir yazıyı da eklemek gerek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 28 Temmuz'da Rize'de İsrail'e yönelik sarf ettiği, "Nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek aynen onlara da yaparız” cümlesine doğrudan yanıt içeriyor. Azerbaycan Resmi Gazetesi’nde 1 Ağustos'ta yayımlanan yazı şu ifadeler özellikle dikkat çekici; “Kardeş Türkiye’de verilen malum beyanlar, açıklamalar 44 günlük muharebenin gerçekliklerini açık şekilde tahrif ediyor. En önemlisiyse, Ermeni değirmenine su taşıyor. Atalarımız der ki sağ elin verdiğini sol el bilmez, kardeş kardeşe yaptığıyla öğünmez"

Yazıda, Karabağ'da Türk şirketlerine yönelik kolaylaştırıcı adımlarına da değinilerek, Karabağ ve Doğu Zengezur’un inşasında büyük uluslararası Türk holdingleri ile diğer Türk şirketleri binlerce Türk mühendis, usta çalışıyor. Türk şirketleri için böyle verimli koşullar başka hangi ülkede var?" deniliyor. Bakü açısından Ankara'ya yatırım ve ticaret konusunda "aba altından sopa göstermek" gibi.

Hele şu ifade, Azerbaycan'ın Ankara'ya tepkisini tam olarak özetler nitelikte; "Kardeşlik de tek kale futbol maçına çevrilmemelidir. Karşılıklı yükümlülükler, manevi vazifeler unutulmamalıdır. Zafer de, Karabağ da hepimizindir. Sadece, samimi ve dürüst olalım.

Rusya'dan Ankara'ya Ukrayna "ültimatomu"...

Putin-Aliyev'le "dostluk" mesajları verirken, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin de Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç'le Ankara'yı "üzecek" bir görüşme yaptı. Galuzin, Türkiye'yi Ukrayna'ya silah satışı konusunda uyardı. Üstelik bu uyarı kapalı kapılar ardında yürüyen bir diplomatik temas olarak da kalmadı. Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği görüşmeye ilişkin kamuoyuyla Türkçe bir paylaşıp, yapıp, şu ifadelere yer verdi; "Rusya’nın, Batı silahlarının Ukrayna’ya daha fazla pompalanmasının kabul edilemez olduğu ve bunun sadece çatışmanın daha da tırmanmasına, uzamasına ve boşu boşuna can kaybına yol açacağı yönündeki tutumu vurgulandı. Türkiye Cumhuriyeti’ne, kolektif Batı ülkelerinin söz konusu yıkıcı politikasına katılmaması çağrısında bulunuldu.”

AK Parti Hükümeti aynı anda hem Rusya'yı, hem Azerbaycan'ı küstürmeyi başarmış görünüyor. 

Herhalde tüm bu gelişmelerin ardından, Rus Lider Putin'in yılan hikâyesine dönen Ankara ziyaretinin "başka bahara" kaldığını söylemek de yanlış olmaz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
"Avrupa Projesi" zorda 09 Eylül 2024
BRICS muamması 05 Eylül 2024
İran "kuşatması"... 19 Ağustos 2024