Proje kod adı: IMPACT
Ezra-Tuba Çetin tarafından yaratılan ve dünyanın 5 sürdürülebilir moda markası arasında gösterilen EzraTuba, teknoloji ve sürdürülebilirlikteki farklı yaklaşımlarla öne çıkıyor. Onlar yeni dünyanın öncü sesleri. Ezra Çetin ile topraktan giyime yeni sürdürülebilir yaşamı konuştuk. Önce kısa bir özeti Çetin’den dinleyelim: “EzraTuba markası olarak 2006 arasında Milanoİstanbul arasında kurulduk diyebiliriz. O dönemlerde dahi bugünkü sürdürülebilirlik konusunda hassas bakış açılarımız vardı. Geleceğe odaklı bir yaklaşımımız vardı. Kullandığımız her ürüne dikkat ediyorduk. Kürk, deri, polyester bunlara tamamen karşı bir marka olarak doğduk. 2012 yılı Paris Moda Haftası itibariyle önce giyilebilir teknolojilerde, daha sonra sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar yapmaya başladık. Tasarım süreçlerimizi sürdürülebilirlik, teknoloji ilke ve yönergelerine göre tekrar düzenledik. Kullandığımız tüm ürünleri, su tüketimleri, karbon ayak izine, insan haklarına uygun bir şekilde takibe aldık. Biz şimdi yeni bir sürece girdik. Biz Ezra ve Tuba Çetin olarak diyoruz ki, moda tasarımı bilinç taşıyan bir ortamdır. Bunu teknoloji ile birlikte sürdürülebilirliğin ışığı altında, aydınlatma misyonumuzu gerçekleştirmek istiyoruz. Çok küçük bir damlayız ama küçük damlalar büyük dalgalara neden olabilir”.
İttifak kurma arayışındayız
Bu anlayışı ve yapılan somut çalışmaları Ezra Çetin’den anlatmasını istedim. Şunları söyledi: “Biz EzraTuba olarak eylemli ve aktif bu çözüme katkıda bulunacak kurum, birey ve birimlerle ittifaklar kurma arayışındayız. Bugün Sürdürülebilirlik Kılavuzu çevresinde Proje Kod Adı IMPACT olan bir Ortak Eylem Platformunun içinde diğer müttefik ve paydaşlarla birlikte yer almaya başladık. Aslında bu bir Vakıf ve bu Vakıf altında hem kurum, hem sanayiciyi, hem çiftçiyi, hem de tüketiciyi bilinçlendirerek ilerlemeye başladık. Şu anda Urfa’da ‘biyodinamik’ tarım yaparak pamuk elde ettik ilk hasadımızı aldık. Burada değerli akademisyenler, sanayiciler var. Hem EzraTuba markası, hem dünyanın değerli markalarında kullanılmak bu üzere bu pamuk üretildi. Biyodinamik dedik ya aslında çok kadim bilgilerle toprağı temizleyerek, teknoloji ile destek alarak yepyeni pırıl pırıl, organiğin üzerinde pamuk elde ediyoruz.”
Çağ dönüştürücü teknolojiler
İşte topraktan giyime dediğimiz olgu bu süreci kapsıyor. Ama iş bununla bitmiyor bir de “çağ dönüştürücü teknolojiler’ var. Ezra Çetin şöyle anlatıyor: “2015 yılında Intel markası için dünyanın ilk giyilebilir teknolojilerle üretilen kostümünü yaptık. Bu ilk adımlarımızdı, daha sonrasında insan hayatını kolaylaştıracak ürünler yapmaya başladık, teknolojik ve nano teknolojik çözümlerle ürünler yapmaya başladık. Şimdilerde “GRAPHENE” gibi çağ dönüştürücü materyallerle çalışıyor, bu nano teknoloji harikasının çeşitli moda ve tekstil ürünlerinde içinde bulunduğumuz iklim krizinin yarattığı sorunlara karşı çözümler yaratabilmek amacıyla kullanılması için çaba harcıyoruz. Grafen, dayanıklılığı, elektrik iletken özellikleri, anti-viral ve anti-bakteriyel özellikleri ile günümüzün hızla değişen ve sertleşen dış ortam koşullarına karşı hayat kurtarıcı ve koruyucu tasarımlar yapmamıza olanak veriyor”. Ben de bir not eklersem, Grafen karbon bazlı, bal peteği moleküllere sahip, esnek çok yeni bir ürün. Türkiye’de de çalışan yerler var. İşte bunlar dönüşen yeni dünyanın ayak izleri…
2 kadın girişimci “We link you” dedi
Özgün projeleri için sponsor arayanlar ile markalar arasında bir köprü olma misyonuyla kurulan we-link-you, Türkiye’de öncü bir girişim ile proje üreticileri ve sponsorları dijital bir platformda buluşturuyor. Girişimi yapan ise hem proje hem sponsorluk tarafl arında güçlü iki kadın girişimci Rana Erkan Tabanca ve Tuğba Parlak… Gelişen teknolojinin sunduğu fırsatlarla birlikte günümüzde daha da önemli hale gelen dijital pazarlama ve hızlı iletişim, hayata geçmeye hazır fikirlerin gerçek potansiyeline ulaşması için bir fırsat yaratıyor. Türkiye’de dijital sponsorluk platformu alanında öncü olan we-link-you burada bir çözüm yaratmayı hedefl iyor. Platform, markalar ve sponsorlar arasındaki iletişimi sağlıyor ve eski yöntemleri çağın ihtiyaçlarına göre uyarlıyor. Gerekli ve çok ihtiyaç olan ama kolay olmayan bir girişim. Yolları açık olsun diyorum…