Program yürüyecek cek cek! Enflasyon düşecek cek cek!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Başlığı “Program yürüyor” ve “Enflasyon düşüyor” gibi de okuyabilir; dolayısıyla “cek”leri “yor” gibi devam ettirebilirsiniz. Aslında “cek” ile “yor” arasında pek bir fark da yok. Dilbilgisi açısından biri tümüyle gelecek zamana, biri şimdiki zamana işaret ediyor gibiyse de aslında kastedilen gelecek zaman.

Yani özünde “İyiye gidiyoruz” denilmek isteniyor.

İyiye gidiyoruz...” Ne güzel; hem daha ne istenir ki...

Ama şu basit mantık sorusu aklımdan hiç çıkmıyor:

Bir konuda gelişme sağlamanın, iyiye gitmenin temel şartı nedir?

Sahi nedir? Yanıt basit; o konuda henüz yeterince gelişme sağlayamamış olmaktır.

Örneğin Almanya enflasyonu tek haneye düşürebilir mi? Nasıl düşürsünler, zaten tek hane! Örneğin, bir kapıyı açmanın temel şartı nedir?

Kapının kapalı olmasıdır. Peki ekonomik programın gayet iyi ve hedefler doğrultusunda yürütülmesinin, devam ettirilmesinin temel şartı?

Ya da enflasyonu düşürmenin ve tek haneye indirmenin temel şartı?

Programın henüz istenilen ölçüde yürütülemediğidir. Enflasyonla mücadele etme gerekliliğinin nedeni de enflasyonun hâlâ baş belası olduğu gerçeğidir.

Yıllardır uğraşılıyorsa...

Peki bu programı rayında götürme çabası, enflasyonla mücadele gerekliliği ne zamandır sürüyor? Ya da program ve enflasyon konusunda büyük mücadele gerektiren durum kısa bir süre önce mi ve ne yapıldığı için ortaya çıktı?

Soruları biraz değiştirelim; bu “cek” ve “yor”lar ne zamandır hayatımızda?

Uzun yıllardır değil mi? Kaç yıldır bu şekilde biten sözcükler duyuyoruz. “Daha iyi olacak, daha iyiye gidiyor, mücadelemiz sürecek vs. vs.

Demek ki bu konularda yıllardır başarı sağlanamamış. Niye dersiniz?

Ekonomi-siyaset ilişkisi

Türkiye’de ekonomi, çok istisnai dönemler hariç hiçbir zaman ekonomi bürokrasisine bırakılmadı. Hele hele 2019’dan sonra...

2019’dan bugüne kadar olan dönemde istisna sayılabilecek çok kısa bir süre var; Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığında geçen yaklaşık beş ay, hepsi o kadar.

Murat Çetinkaya’nın “laf dinlemediği için” 2019 ortasında Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alındığını hepimiz hatırlıyoruz. İşte özellikle o tarihten günümüze kadar olan dönem Türkiye ekonomisinin başının bir türlü beladan kurtulamadığı bir dönemdir. Biraz önce belirttim; Ağbal’ın başkanlığında geçen o çok kısa sürede bir toparlanma başlamışsa da o toparlanmayı sağlayan temel etken piyasanın gerektirdiği ama yüksek bulunan faiz olduğu için Ağbal dönemi de çok kısa sürmüştür.

2021 eylülünde başlayan dönem hafızamızda yer etti ve o dönemin getirdiklerini de hâlâ yaşıyoruz zaten...

Düşürülen faizler, tırmanan döviz, o tırmanışı kesebilmek uğruna icat edilen KKM ve onun yol açtığı trilyon lirayı aşkın yük, rekorlar kıran ve halen 2021 eylülündeki düzeyin bir kat üstünde bulunan enfl asyon, her geçen gün yoksullaşan geniş kitleler, giderek güç kaybeden KOBİ’ler, ürünü para etmeyen ve ne yapacağını bilemez hale gelen çiftçiler...

Ve bütün bu yaşananların sonucu olarak bir türlü bitmeyen vaatler; “cek”ler, “cak”lar, “yor”lar...

■ Enflasyonun beli kırıldı kırılacak!

■ Enflasyon şu yıl tek haneye inecek! (O yıl da hep ertelenir.)

■ İhracat 500 milyar dolara ulaşacak!

■ Kişi başına gelir 25 bin dolar olacak!

Sonu cek ve cak olan bir dizi vaat daha bulunabilir tabii ki.

Ama cek ve cak derken günler, aylar, hatta yıllar geçiyormuş, kimin umurunda!

Çaresizlik mi, tercih mi?

Türkiye ekonomisi yıllardır niye böyle?

Yıllardır niye artık yerinde bile sayamayıp geri gidiyor?

Vatandaş her geçen gün niye daha fazla yoksullaşıyor, özellikle küçük işletmeler niye her geçen gün daha zora giriyor?

Ekonomi politikaları oluşturulurken mi hata yapılıyor; işi bilmeme, yanlış tercih yapma durumu mu söz konusu oluyor, yoksa bütün bu yaşananlar bilinçli bir tercihin sonucu mu?

Ya da bir olasılık daha var tabii ki...

Acaba ekonomi siyasete, siyasi çıkarlara kurban mı ediliyor?

Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Hasan Talip
Güven ortamı bozuldu. Enflasyon ve kur hedefleri şaştı. Çekilen bütün sıkıntılar boşa gitti. En kısa zamanda Sandığa gidilmelidir. Vatandaştan güven tazelenmelidir. Dönüş yok.
0 Cevapla
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 07 Nisan 2025
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 04 Nisan 2025
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 02 Nisan 2025
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 27 Mart 2025