Profesyonellikte 3S-2

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Tüm dünyanın küresel köy haline geldiği bir devirde yaşıyoruz. İletişim teknolojisi öyle bir seviyeye geldi ki, hiçbir şey gizli kalmıyor. Çevrenize duvarlar örüp, “Bu iş bu kadar yapılır” deyip standart dışı, kalitesiz mal ve hizmet üretip keyif çatamıyorsunuz. Cümle alem bizi kıskanıyor diyemiyorsunuz; deseniz de cümle alemi güldürüyorsunuz. Ayakta kalmanız için ürettiğiniz malların ve hizmetlerin dünya kalitesinde olması gerekiyor. Bu gerçek, özel sektör için de geçerli, kamu sektörü için de. Çünkü iyiyi gören göz, güzeli tadan damak kötüsünü kolay kolay kabullenmiyor. O zaman tek seçenek var, ürettiğiniz her şeyin dar toleranslı beğeni süzgecinden geçmesi gerekiyor. Ne yaparsanız yapın, hakkıyla ve mükemmel biçimde yapmalısınız. Buna profesyonellik diyoruz.

“İyi bir profesyonel olmak için o mesleğin gerektirdiği tüm bilgi ve becerilere sahip olmak ve bunları sürekli güncelleyip geliştirmek gerekir. Ancak bu yeterli değildir. Bilgi ve becerinin yanında olmazsa olmaz diyeceğimiz üç davranış biçimi vardır. Bunlar sorumluluk, saygı ve sevgidir “ demiştim. Geçen hafta bu 3S’den sorumluluk duygusunu işlemiştim. Bu hafta da ikinci S’den, “Saygı”dan söz edeceğim.

Kral ve değirmenci

Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçer. Orayı çok beğenir ve “Bana şuraya bir saray yapın” der. Ertesi gün adamları gidip bakarlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen vardır. Değirmenci, değirmenini satmaya yanaşmaz. Kral II. Frederick, değirmenciyi sarayına çağırır ve teklifi yineler. Değirmenci yine itiraz edince II.Frederick ayağa kalkar ve tehdidini savurur: “Unutma ki ben Kralım!”. Bunun üzerine değirmenci şöyle der: “Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz.”

Potsdam’daki Sansosi Sarayı, bu değirmenin yanına yapılmıştır. Saray ve değirmen yan yanadır. Kral ve değirmenci böylece komşu olmuşlar. Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında, değirmenci seslenirmiş: ”Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?”. Kral II. Frederick ise şöyle dermiş: “Adalet her sabah bana, sıcak bir ekmek kokusu ile gelirdi.”

Saygı

Türk Dil Kurumu sözlüğü, saygı sözcüğünü şöyle tanımlıyor: “Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu.” İyi bir profesyonel, işini mükemmel biçimde yapmak için saygı ile hareket etmelidir. Bu davranışı müşterilerine, mesleğine ve meslektaşına karşı göstermelidir. Çünkü bir profesyonel için bu üçlü çok değerlidir.

İyi profesyonel, müşterilerine saygı duyar. Çünkü ekmeğini müşterileri ile olan alışverişi sonucu kazanır. Eskiler bu denklemi çözmüş ve “Müşteri velinimetimizdir” demiştir. Örneğin, bir doktor ne kadar bilgili ve becerikli olursa olsun, müşterisi hastaya saygı göstermiyorsa iyi bir profesyonel değildir.

İyi profesyonel mesleğine saygı duyar. İşte “Berlin’de hakimler var” sözünü Alman köylüsüne söyleten, Berlin’de mesleğine saygı duyan hakimlerdir. Kral’dan korkmadan mesleğinin gereğini yapan, sadece adaletin tecelli etmesine aracı olan saygıdeğer hakimler.

İyi profesyonel, meslektaşlarına da saygı duyar. Çünkü bilir ki, yapacağı yanlış bir hareket, mesleği ve bu meslektekileri de zedeler, onlara da zarar verir. Eğer o dönemdeki hakimlerden birisi bile yamuk kararlar verse, örneğin, Kral’ın talimatlarına göre hareket etse idi, Değirmenci “Berlin’de hakimler var” ifadesini kullanmazdı.

Sonuç

İyi bir profesyonel olmak için gerekli 3S’den (Sorumluluk, Saygı, Sevgi) bu hafta saygıyı anlattım. İyi profesyonel mal veya hizmet sunduğu “müşteri”sine, mesleğe ve meslektaşına saygı göstermelidir. Aslında bu aynı zamanda, kendisine olan saygısını da gösterir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İstihdam (4) 03 Eylül 2024
İstihdam (3) 27 Ağustos 2024
İstihdam (2) 20 Ağustos 2024
İstihdam (1) 13 Ağustos 2024
Bir banka ve yalnızlık 09 Temmuz 2024
Bir hatır meselesi 02 Temmuz 2024