PPK kararı üzerine
Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplanıp faiz kararını açıklayacak. Dünya gergin günlerden geçiyor. Türkiye ise çok daha zor günler yaşıyor. Bu ortamda Merkez Bankası’nın işi zor. Çok fazla belirsizlik var. Son tahminlere göre 19 Mart’tan bu yana Merkez Bankasının döviz satışı 49 milyar dolara ulaştı. Döviz kuruna yukarıya doğru büyük bir baskı var.
Satıldığı tahmin edilen döviz miktarı, bu baskının sadece yabancıların Türkiye mali varlıklarından çıkmaları nedeniyle oluşan döviz talebinden kaynaklanmadığını, yerleşiklerin de döviz talebinin önemli ölçüde yükseldiğini gösteriyor. Bir de cari işlemler açığı nedeniyle yurtdışından borçlanmamız gerektiğini düşünün. Bu ortamda dış kaynak (borç) bulmanın zorlaşmakta olduğunun da altını çizin. Bu da döviz kuruna yukarıya doğru olan baskıyı artırma ihtimali olan önemli bir unsur.
Denge-denetim mekanizmasının güçlü olduğu belirtilen, kuvvetler ayrılığına dikkat çekilen ve kurumsal yapısının sağlamlığı açısından örnek gösterilen ABD’nin yaptıklarına bakın. Gümrük vergilerini artırdık-erteledik-yok şu ürünü listeden çıkardık-ve fakat çıkarmadık da şey ettik- çılgınlığı, bu ‘hasletlerinin’ başına ‘sözde’ ya da ‘güya’ sözcüklerinin getirilmesi gerektiğini gösterdi. “Ama ABD’deki kurumlar” falan diyecek kaldıysa hala ‘hadi oradan’ denilebilir artık. Tüm bunlara karşın bu çılgınlığın oluşturduğu belirsizliklerin ortadan kalktığını varsayalım. Bizim dertlerimiz bitmiyor ki. Bizdeki yargı sisteminin durumu ne olacak? Şirketlere kolaylıkla el konulabilen bir ülkede ne ölçüde yatırım yapılır? Siyasi gerginlikler nereye evrilecek?
İşte bu ortamda 49 milyar dolara ulaştığı tahmin edilen döviz satışına ve Merkez Bankası’nın ara toplantı ile politika faizini 3,5 puan yükselterek yüzde 46’ya çıkarmasına karşın 18 Mart’tan bu yana döviz kuru sıçradı. Dolar yüzde 4,1 ve Euro yüzde 8,8 ve oranında yükseldi. 2013-2024 döneminde yaptığımız ithalatın ortalama yüzde 61,8’i dolar, yüzde 30,9’u Euro, kalanı ise diğer para birimleri cinsinden. İthalat kurunun yüzde 62’sinin dolar, yüzde 38’nin de Euro olduğunu düşünelim. Bu durumda ithalat için geçerli döviz kuru aynı dönemde yüzde 6 yükselmiş oluyor. Bir ayda tüm bu artışlar.
Bu koşullar altında Merkez Bankasının ihtiyatlı olmasında yarar var. Bu nedenle faiz koridorunun kendisine yarattığı hareket alanına ihtiyacı var. Şu anda fiili politika faizi yüzde 46. Bu faiz koridorun üst sınırı olan bankalara gecelik borç verme faizi. Merkez Bankası bankalara bu faizle borç veriyor; daha düşük olan repo faizinden vermiyor. Politika faizini tekrar repo faizi yapıp, bu faizi yüzde 46 olarak ilan ederek, bankalara yine yüzde 46’dan borç vermeye devam edebilir. Fili politika faizi yükselmemiş olur. Koridorun üst ve alt sınırlarını ise yüzde 46 orta nokta olacak şekilde ayarlayabilir. Böylelikle, bu çok belirsiz ortamda, gerektiğinde yüzde 46 ile koridorun üst sınırı arasındaki alanı kullanabilir.
Bir başka alternatif, bu kadar döviz satışını ve süren döviz talebini dikkate alarak, politika faizini yükseltmek olur. Ancak, enflasyonla mücadelenin bu kadar uzadığı ve bu nedenle şikâyetlerin son derece arttığı bir ortamda bunun gerçekleştirilmesi çok zor görünüyor. Adil ve hızlı çalışan bir hukuk sisteminiz olsaydı, ‘yabancı savcı isteriz’ pankartlarını tetikleyen ortam hiç oluşmasaydı, şirketlere her an el konulması mümkün olmasaydı ve kapsamlı bir ekonomi programımız bulunsaydı, yurtdışındaki gerginliklere rağmen, “iktisadi temellerimiz güçlü” deyip, faiz değişikliğine gitmesine ve elbette döviz satmasına da gerek kalmazdı. Ama ne bunlar var ne de ufukta görünüyorlar.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.