‘Potansiyel felaket’e karşı alternatif planlar hazırlanmalı
Beklenen Marmara depreminin hem bireylerin ve kurumların hem de sigorta sektörünün ciddi hazırlık yapması ve önlem alması gereken bir potansiyel felaket olduğunu belirten Türkiye Sigorta Genel Müdürü Taha Çakmak, İstanbul’un ülke ekonomisindeki ağırlığına da dikkat çekerek üretim, tedarik, lojistik, sanayi ve finans çevrelerinin alternatif planlar hazırlaması gerektiğini söyledi.
Yüzyılın afeti olarak gösterilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm dikkatler uzmanların yakın zamanda gerçekleşmesini beklediği Marmara depremine çevrildi. Beklenen Marmara depremini ‘potansiyel bir felaket’ olarak tarif eden Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Taha Çakmak, kurumlarla birlikte bireylerin de ciddi hazırlık yapması; üretim, tedarik, lojistik, sanayi ve finans çevrelerinin de alternatif planlar hazırlayarak önlem alması gerektiğini söyledi.
EKONOMİ’ye konuşan Taha Çakmak, 17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Kocaeli ve bu yıl 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremleri hatırlatarak uzmanların yaklaştığını dile getirdiği Marmara depremine dikkat çekti. 2022 TÜİK verilerine göre; takriben 27 milyon insanın yaşadığı ve GSYH’nın yaklaşık yüzde 45’lik kısmını oluşturan Marmara Bölgesi’nde gerçekleşmesi muhtemel büyük bir deprem senaryosunda, finans zincirinin bir halkası olan sigorta sektörünün de derinden etkileneceğini kaydeden Çakmak, “Beklenen Marmara Depremi hem bireylerin ve kurumların hem de sigorta sektörünün ciddi hazırlık yapması ve önlem alması gereken bir potansiyel felaket. Bu nedenle, deprem farkındalığının artırılması, bina güvenliği, acil müdahale ve tahliye planlarının hazırlanması, sigorta poliçelerinin incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor” dedi.
Çakmak, İstanbul’un ülke ekonomisindeki ağırlığına işaret ederek, “Başta finansal operasyonların, üretim tesislerinin, tedarik zincirlerinin, lojistik hatların zarar görmemesi için alternatif planların hazırlanması da kritik bir konu. Şirketlerin sermaye yapılarını güçlendirmesi, risk, hasar ve tazminat yönetiminin kesintisiz şekilde sürdürebilmesi için operasyonlarını deprem riski az bölgelerde yedeklemesi gibi tedbirlerin de alınması gerekiyor” önerisinde bulundu.
Sigortalı sayısını artıracak teşvikler sunulmalı
Ayrıca, sigorta şirketleri tarafından, deprem teminatı içeren yangın, ferdi kaza, kasko gibi sigortaların artırılmasını sağlayacak teşvik edici çalışmalarla bireylerin sigortaya özendirilmesi gerektiğini belirten Çakmak, sektörün mevcut durumda güçlü sermaye yapısı, yüksek reasürans kapasitesi ile beklenen Marmara depremine hazır ve verdiği tüm teminatları kısa sürede ödeyebilecek mali dayanıklılığa ve operasyonel esnekliğe sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye Sigorta’nın 2023 performansını değerlendiren ve yeni yıla ilişkin öngörülerini paylaşan Genel Müdür Taha Çakmak, şu bilgileri verdi: “Eylül ayı sonu itibarıyla prim üretiminde 39 milyar TL’ye ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 140 oranında artış sağladık. Ürün bazında değerlendirildiğinde en yüksek prim üretimi artış oranı yüzde 227 ile yangın ve doğal afetler branşında 9 milyar TL ile gerçekleşti. Kaza branşında yüzde 224 büyümeyle 3 milyar TL prim üretimi ve kara araçları branşında ise yüzde 195 artış ile 5 milyar TL prim üretimine erişti.
Diğer branşlar bazında bakıldığında geçen yıla göre yüzde 110 ile kara araçları sorumluluk branşında 9 milyar 382 milyon TL prim üretimi elde edilirken; hastalık/sağlık branşında yüzde 214’lük bir büyüme ile 2 milyar TL prim üretimine ulaşıldı. Ayrıca genel zararlar branşında toplamda yüzde 82’lik bir artış yakalayan şirket, 9 milyar 821 milyon TL prim üretimine ulaştı.
Finansal göstergelerimizde de büyük ilerleme kaydettik. 2023 yılının ilk 9 ayında aktif büyüklüğümüz yüzde 125 artışla 61,9 milyar TL’ye; öz kaynaklarımız yüzde 102 artışla 11,6 milyar TL’ye ulaştı. Yılın üçüncü çeyreğini 5,1 milyar TL net dönem kârı ile kapattık. Teknik kârlılığımız da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1735’den fazla oranda artarak 6,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Eylül bağımsız prim üretimimizin yıllık değişimi önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 304 artış gösterdi. Böylece güçlü prim üretimi Eylül ayında da devam etmiş oldu. Bu güçlü büyüme temposuyla beraber toplam prim üretimi pazar payımız 2023 üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 13,4’e yükseldi ki geçen yılın aynı döneminde yüzde 12,7 seviyesindeydi.”
Çakmak, 2024’ü ise; enfl asyonun hem küresel bazda hem de yurt içinde kontrol altına alındığı, bu doğrultuda kazanımların artarak devam edeceği bir yıl olarak öngördüklerini söyledi.