"Portföyümüzün yarısını yenilenebilir enerjiler oluşturuyor"
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası 1975 yılından bu yana Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için çalışıyor. Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Alman Kalkınma Bankası (KfW) ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) gibi sürdürülebilir kalkınma amaçlarını gözeterek finansman sağlayan kurumlardan uzun vadeli krediler temin eden banka, Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi’nin (UNEP FI) bankacılık sektörünün sürdürülebilir gelecek üzerindeki etkisini artırmak üzere oluşturduğu Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin kurucu imzacısı konumunda.
Dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan UN Global Compact’in üyesi ve Global Compact Türkiye Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’nin imzacısı olan banka, aynı zamanda 8 binden fazla şirketin gönüllülük esası ile sera gazı emisyonları ve iklim değişikliği stratejilerini kamuoyu ile paylaştıkları CDP İklim Değişikliği Programı’nda da yer alıyor.
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, bankanın misyonunu şu sözlerle özetliyor: “Yatırımlarımızı belirlerken geleceği korumak, gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmak en büyük önceliğimiz. Finanse ettiğimiz projelerin çevreye ve topluma olumlu etkilerinin artırılması ve olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Kredi verdiğimiz kurumların projelerinin çevresel ve sosyal risklerini tespit edip bunu nasıl yönetebileceklerine yönelik önerilerde bulunuyoruz. Kredi kullandırdığımız kurum ve projelerde kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak önceliğimiz.”
Öztop’un verdiği bilgilere göre, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, verdiği projelerden kaynaklanan atıkların türlerini, nasıl yönetildiğini, projenin biyoçeşitlilik ve kültürel miras üzerindeki etkisini, çevredeki topluluklara olumlu-olumsuz etkilerini değerlendiriyor; tespit edilen etkilerin kredi süresince nasıl yönetileceği konusunda aksiyon ve yönetim planları hazırlanmasını mecbur tutuyor ve belirli aralıklarla denetlemeler gerçekleştiriyor.
Kobi'leri teşvik etmemiz lazım
Öztop, dünya genelinde en büyük fon şirketlerinin ve bankaların kadın istihdamı, yenilenebilir enerji gibi sürdürülebilir yatırımlara yöneldiğini söylerken, bu sürecin sektörü de disipline soktuğunu ifade ediyor. Öztop,“İnsanların tek amacı daha fazla para kazanmak olmayıp, çevre ve topluma fayda sağlamak olmaya başladığında, aynı dili konuşmaya başlıyoruz. Müşterilerimiz de bunu talep ettiğinde, gerçek dönüşüm başlayacak. Özel sektörün bu kapsamda etki alanı çok daha fazla. Bu dönüşümün hızlanması için, bizlerin de KOBİ'leri teşvik etmesi gerekiyor. Farkındalığın artması için, bu yöndeki örneklerin de artması lazım” diyor.
Düşük karbon ekonomisine geçişi destekliyor
Bankanın kredi portföyünün yüzde 45’ini rüzgar, güneş, HES ve jeotermal olmak üzere yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor. Öztop, “Enerji portföyünün tamamının yenilenebilir enerji olması dolayısıyla düşük karbon ekonomisine geçişe önemli bir katkıda bulunuyoruz. Uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından temin ettiğimiz uzun vadeli kaynakları Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması hedefiyle uyumlu olarak sürdürülebilir kalkınmaya destek olacak şekilde yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerinde kullandırıyoruz” yorumlarını yapıyor.
Öztop şu bilgileri veriyor: “Eylül ayında Alman Kalkınma Bankası (KfW) ile 3 yılı geri ödemesiz, 20 yıl vadeli bir kredi anlaşması imzaladık ve bu aldığımız krediyi sürdürülebilir altyapı yatırımlarını desteklemek üzere önümüzdeki dönemde kullandıracağız. Aralık 2019’da Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan 15 yıl vadeli, 200 milyon dolar tutarında, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği temalı kredi anlaşması imzaladık. Alman Kalkınma Bankası ile de yine 40 yıl vadeli 45 milyon euro tutarında bir kredi anlaşmasına imza attık. Bu krediyi de yenilenebilir enerji ve güneş enerjisi üretimine yönelik projelerde kullandıracağız.”
Hedef BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne girmek
İbrahim Öztop, “Portföyümüzdeki yenilenebilir enerji tesisleri ile her yıl 2,5 milyon ton karbondioksit salımına engel oluyoruz. Bu da 115 milyon adet yetişkin ağacın yaratacağı olumlu etkiye karşılık geliyor. Sürdürülebilirlik konusundaki performansımızı tüm paydaşlarımızla paylaşmak üzere sürdürebilirlik raporlaması için çalışmalarımıza hız verdik. Kısa vadeli hedeflerimiz arasında Borsa İstanbul’un sürdürülebilirlik endeksine dâhil olmak yer alıyor” diyor. Yatırım ve Kalkınma Bankası aynı zamanda ormansızlaşma ile mücadeleye önem veriyor. Ankara’da iki orman oluşturan banka, aynı çalışmayı genel merkezini taşıdığı İstanbul’da da gerçekleştirmeyi amaçlıyor.
Enerji verimliliği projelerine destek veriyor
Bankanın öncelikli konularından biri de enerji verimliliği projeleri. Bu örneklerden biri Kardemir A.Ş.’ye ait baca gazı ve atık ısısı ile çalıştırılan 40 megavatlık bir enerji tesisi kurulması olmuş. Öztop’un verdiği bilgilere göre bu tesis yıllık olarak yaklaşık 400 milyon kilovatsaat enerji üretiyor. Bir başka örnek proje ise İstanbul’un hem Anadolu hem Avrupa yakasının düzenli çöp depolama alanlarından elektrik üretme projesi. Bu projeye sağlanan kredi ile hem atıkların ekonomiye kazandırılması hem de enerji üretimi sağlanmış.
Bölgesel eşitsizlikleri azaltmak önceliklerimiz arasında
“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 17’sine de dokunmayı hedefliyoruz. Şu an 11’ine dokunmayı başardık. Kalkınma sadece enerji ve sanayiyi finanse etmekle sınırlı değil, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları, bölgesel eşitsizliklerin azaltılması gibi çok sayıda konu var. Ben devlet okulunda okudum. Bugün farklı coğrafyalarda büyük eşitsizlikler var. Bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak önceliklerimiz arasında” diyen Öztop, bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sağladığı 750 milyon TL kaynakla oluşturdukları Türkiye Kalkınma Fonu kapsamında hem startup’lara ortak olup destekleyeceklerini, hem de KOBİ'lere destek sağlayıp bölgesel kalkınmaya odaklanacaklarını söylüyor.