“PlastEurasia İstanbul” Fuarından notlar…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) ve TÜYAP iş birliğinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 4-7 Aralık tarihlerinde düzenlenen dünyanın ikinci, Avrasya'nın ise en büyük plastik fuarı olan “PlastEurasia” Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı'nın 29'uncusu gezme olanağını buldum.

Türk plastik sektörünün dünyanın en büyük 6., Avrupa’nın ise Almanya’dan sonra en büyük ikinci plastik üreticisi.

Sektörün 34 milyar dolarlık ekonomik değer ve 250 bin kişiye istihdam yarattığı bilgisini anımsatarak fuarı ve fuarda ziyaret etme olanağını bulduğum firmalardan edindiğim bilgileri sizlere aktaracağım..

Fuar hareketli görünmesine karşın, bu yıl 16-23 Ekim tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzenlenen dünyanın 1 numaralı ve en prestijli plastik endüstrisi fuarı olan “ K 2019 Düsseldorf” ‘un katılımı etkilediği görüşü dile getiriliyordu.

Türk firmalarımızın stantlarının tasarımları ve düzeni tam tanımıyla yabancı firmalarla boy ölçüşecek düzeyde olması sevindirici.

Stantları ziyaret ederken etkilendiğim, bir mühendis olarak gurur duyduğum firmalarımızdan Ekin Makine Türkiye'nin en büyük yatay ve dikey plastik enjeksiyon makinesi imalatçısı.
Ekin Makina’nın Genel Müdürü Abdullah Karabulut’la firmasının yaşadığı süreci, makina sektörünü ve fuarı konuşma olanağını buldum.

Abdullah bey sözlerine; 1995 Yılında; katıldığımız ilk fuardan bugüne kadar, kendi sektörümüzle ilgili TÜYAP fuarcılığın organize ettiği tüm fuarların ve bu alanda önemli fuarların katılımcısıyız.
Örneğin “ Düsseldorf “ fuarına bu yılda olmak üzere 3. kez katıldık.

“PlastEurasia İstanbul” her yıl düzenlenen ülkemizin prestijli fuarlarından.

Plastik sektörüne yönelik bir fuarı daha geride bıraktık.

Ülkemizin Plastik üretiminde Avrupa ikincisi, dünya yedincisi durumunda olması elbette çok sevindirici, bu demektir ki daha üst sıraları zorlayacağız.

Aslında Fuarın genel görüntüsüne baktığımızda, sektörel aynamızı görebilmekteyiz.” Sözleriyle başladığı anlatımını şu sözleriyle sürdürdü.

“Plastik makinelerinde yerli ekstruder, geri dönüşüm, chiller (soğutma makineleri), film makineleri, termoform makineleri, plastik şişirme makineleri, ambalaj makineleri üreticilerinden yerli olarak katılımcı firmalarının sayısı memnuniyet vericiydi.

Makina aksam, ekipman üreticilerinden özellikle kovan ve vida (ocak – helezon) üreticilerinin yerli olarak çoğunlukta olması oldukça iyi bir fotoğraftı.

Bunun dışında her makinada kullanılan servo sistemler, robot, dozajlama, hammadde, kurutucu, nem alıcılar ve lineer kızak benzeri ekipman üreticileri neredeyse yoktu.
Plastik enjeksiyon makinesi üreticilerinden Ekin Makina olarak, fuarda tek yerli üreticiydik.
Diğer bir yerli üreticimiz Hürmak ise katılım sağlamadı.

Ülke olarak plastik enjeksiyon üreticilerin çoğalmasını sağlamanın yollarını bulmalıyız.
Sektördeki varlığımızı gün geçtikçe arttırmalıyız.

Yabancı makine ve ekipman üreticilerinden yine Çin’den ithalat yapan mümessil firmalar görsel ve info katılımlarıyla çoğunlukta olmaları dikkat çekiciydi.

Fırsat buldukça soğutma makineleri, kovan, vida üreten arkadaşlarımla görüşme fırsatını bulduğumda kendi üretimlerini korumalarını, plastik enjeksiyon üreticileri gibi ithalata teslim olmamaları için gereken güç birliğini yapmalarını, fiyatta rekabet edebilmelerini konuştuk.
Aslında ülkemizde makine üreticileri ve ekipman-aksam üreticileri kalite olarak oldukça iyiler.
Bu anlamda dünya pazarlarında kalite eksikliğimiz yoktur.

Ancak hammadde girdileri ve benzeri giderlerin yüksekliği üretim alanlarının uygunsuzluğu, finans problemleri gibi faktörler negatif yönlerimizdir.

Üretebildiğimiz kadar satabilir, ürettiğimiz kadar Ülke ve dünya pazarına sahip olabiliriz.
Türkiye’nin yıllık plastik enjeksiyon makinesi ihtiyacı 2500 adetin üzerinde ithalat rakamı 350 milyon dolar.

Yerli üretim ise 200 adettir.

Plastik işleme makinelerinde de Avrupa birincisi, dünya ikincisi olmak dileklerimle.” Diyor Abdullah bey...

Ekin Makine, 1994 yılında İstanbul – Eyüp – Topçular semtinde 250m² alanda, Abdullah Karabulut tarafından 4 personelle çalışmalarına başlamış Ar-Ge ve inavasyona verdiği önemle; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı San-Tez ve TÜBİTAK/ TEYDEB, KOSGEB proje destekleri , Süleyman Demirel Üniversitesi ile işbirliklerinin yanı sıra dünyayı yakından izleyen stratejileriyle bugün bu alanda dünya devleriyle rekabet edecek düzeye gelmiş , kızı Latife hanımın dış ticaret, oğlu Ekin beyin satın alma ve pazarlama alanında görev üstlendiği kurumsallaşmayı gerçekleştirmiş başarılı bir aile şirketi...

2020 yılının ilk aylarında Hadımköy’de inşaatını tamamlayacakları 16 bin metrekaralik “ileri teknolojik üretim üssü” olarak tanımladıkları fabrikalarına taşınarak mekan sorunlarını da çözmüş olacaklar...

Kendi alanında sanayide, ülkemizde yerli ve milli üretimin öncülerinden Abdullah beyi ve çalışma arkadaşları ile Plast Eurasia fuarında stant açan tüm firmalarımızı; ekonomimize ve istihdama katkılarındaki başarılarından dolayı kutluyor, çabalarının kazanca dönüşmesini diliyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar