Plan yoksa pilav da yok…
Kendisini görmeyenlerin bile özlü sözleri ve sloganları ile hatırladığı rahmetli Süleyman Demirel, 27 Mayıs sonrasındaki seçimlere giderken söylemişti bunu anımsatan sözlerini.
Planlama ile ilgili vurgulamamı, “Planlamayı başaramayan, başarısızlığı planlar” sloganımla her zaman öne çıkartmaya çalışıyorum.
Sohbetimizde son zamanlarda biraz iğneleme yapmıştım ve hoş tepkiler aldım.
Bir dostumuz telefonla aradığında gülerek “Hocam beni anlatmadın değil mi?” demişti.
Bir diğeri ise “Hocam bu iğne biraz derin battı, acıttı” diyerek kahkahayı basmıştı.
Bu sohbetimizde de “İhracat Planı” konusuna değinmek istiyorum.
Gerçekçi olacaksak diyebiliriz ki “Neyin planını yaptık da ihracat geride kaldı?”
İhracat konusuna daha gerçekçi yaklaşanların bazıları, belli bir süre içerisinde yapmayı düşündükleri ihracat rakamını dile getirebiliyorlar amma hepsi o kadarla kalıyor.
Detaya girmeden vurgulamam gereken konu, strateji, plan ve/veya bütçe ne olursa olsun yazılı olmalı.
Var mı, yazılı mı ve ilgili herkese bildirildi mi?
Önceden belirlenenlerin uygulamaları izlenip kayıt altına alınıyor mu?
Belirli aralıklarda, tahmin edilen ile gerçekleşen karşılaştırılıyor mu?
Tahminlere göre ileri gittiysek veya geri kaldıysak nedenlerini analiz ediyor muyuz?
Önemli olan “Söz uçar, yazı kalır” kuralıdır ve bunu hep aklımızda tutmamız gerektiğidir.
İhracat hedefimizi en az 3 yıllık olarak ve ülkeler temelinde belirlemek yararlıdır.
Rakiplerin ayak izlerinin üzerinden gitmeyeceksek, hedef pazar belirlemek için hangi kıstasları değerlendireceğimiz yazıldı mı?
Bu hedef pazarlara giriş yapabilmek için ürünümüzün uygunluğu belirlendi mi?
Pazara giriş stratejimiz nedir?
Burada kullanılabilecek dağıtım kanallarını değerlendirip bize uygunluklarını kıyasladık mı?
Hedef pazarlardaki rekabetin ne olduğunu biliyor muyuz?
Kendimiz, ürünümüz, rakiplerimiz ve rakiplerimizin ürünleri için SWOT analizi yaptık mı?
Ürünlerimizin hedef pazara yollanması için gereken taşımanın maliyeti ne olabilir?
Taşıma bedelleri mevsimlik, ekonomik veya politik hareketliliklerden ne kadar ve nasıl etkilenebiliyor; bilgimiz var mı?
Hedef pazarımızda tercih edilen ve/veya zorunlu kılınan bir teslim şekli (INCOTERMS) veya ödeme şekli var mı?
Ürünümüze uygulanan gümrük vergisini biliyor muyuz?
Başka ülkelerden oraya ihracat yapan rakiplerimizin ürünlerine uygulanan gümrük vergisi oranlarından haberimiz var mı?
Varış ülkesinde bizden istenilecek olan belgeleri öğrendik mi?
Ürünlerimizin girişinde, “Tarife dışı engeller” diye tanımlananlar gibi bize güçlük çıkarılması olasılığı olan tedbirler var mı?
Yazacak daha çok şey var amma buraya sığdırmak zor. Ancak Hazreti Google burada da imdadımıza hemen yetişiyor.
“Böyle bir durumda ne yapmamız gerekir?” diye yapay zekâya bile sordum.
Önerileri çok mantıklı ve makul idi. Sınava girmiş olsa en helalinden tam not alabilirdi.
Bir de bunların bir rapor haline getirilmesini ve kayıt altına alınarak izlenmesini sağlarsak, değme gitsin o ihracatın keyfine.