Piyasalarda Fed baskısı devam edecek
Perşembe günkü yazıda “Züccaciye dükkânındaki fil ne kadar dikkatli olabilir?” diye sormuştuk. Cuma günü Fed başkanı Powell’in Jackson Hole konuşması gösterdi ki, durum hassas olunca ve ortada dolaşan bir de Delta varyantı bulununca fil çok dikkatli olabiliyormuş.
Ünlü Barron’s dergisinin dediği gibi Fed Başkanı Powell, içinde herkesin istediğini bulabileceği türden bir konuşma yaptı. “Enflasyon yüksek” dedi ama hemen ardından bunun geçici bir durum olduğunu belirtti. İşe alımların iyi gittiğini söyledi, ancak daha da iyi olması gerektiğini vurguladı. Delta varyantın ekonomik bir sorun oluşturabileceğini söyledi ama aynı zamanda ekonominin gücü nedeniyle olamayacağını da ifade etti. Hem uyardı, hem gaz verdi. Bu yönüyle çok eleştirildi ama ana amaç piyasaları paniğe sokmadan bir aksiyona hazırlamaksa, bence oldukça başarılı bir konuşmaydı. Nitekim konuşmanın ardından piyasalarda gerilim azaldı; ancak “tapering” beklentisi azalmadı.
Uyarılarla dolu konuşmadan benim anladığım kadarıyla 1) Fed, pandemi nedeniyle yaptığı varlık alımları sonucu ortaya saldığı parayı azaltmaya yıl sonuna kadar başlayabilir. 2) Ama Fed yine pandemi nedeniyle sıfıra kadar indirdiği faizleri artırmayı ise görünür gelecekte yapmayacak.
Fed Mart 2020’de pandeminin ilanı ve buna bağlı kapanma önlemlerinin devreye girmesi ile ekonomideki daralmanın önüne geçmek için bir dizi adım atmıştı.
1) Politika faizlerini hızla düşürmüştü.
2) Finansal piyasaları istikrara kavuşturmak için varlık alıp sisteme likidite pompalamaya başlamıştı. Ayı zamanda repo operasyonları ve piyasa yapıcı aracı kuruluşlara düşük faizli krediler yoluyla da sisteme para verdi.
3) Bankalara doğrudan krediler sağlayarak, regülasyonları gevşeterek ve KOBİ’lere finansman desteği sağlayarak ekonomideki kredi akışının aksamaması için önlemler almıştı.
İki ucu keskin bıçak
Bunlar işe yaradı ve ekonomi hızla toparlandı. Pandemiye bağlı ekonomik daralmanın etkisiyle 2020 yılı ilk yarısında yüzde 14.8’i gören işsizlik oranı hala pandemi öncesi seviyesi olan yüzde 3.5’lere gelemese de Temmuz’da yüzde 5.4’e kadar indi. Ama bazı yan etkileri de oldu. Mesela Fed’in bilançosu geçen yılın mart ayında COVID-19 tedbirleri açıklandığında 4 trilyon doların biraz üzerindeydi. Bu tedbirler sonrası 8.4 trilyona ulaştı. Fiyat artışları ise son 30 yılın en yüksek seviyelerine geldi.
Enflasyonun yükseldiği fakat aynı zamanda istihdamın da arttığı mevcut tabloda Fed’in iki büyük korkusu var:
1) Para politikasını sıkılaştırmakta geç davranarak enflasyonun daha da yükselmesine ve yapışkanlaşmasına yol açmak.
2) Para politikasını sıkılaştırmakta erken davranarak istihdamdaki artışı tersine çevirmek.
İlk adım Kasım’da mı?
Eğer Fed enflasyondaki artışın gerçekten de geçici olduğuna inanıyorsa erken bir sıkılaşma ile istihdam artışının önüne geçmek istemeyebilir. Ama Fed içinde de tek bir görüş yok gibi. Philadelphia Fed başkanı Patrick Harker gibi bazı karar vericilere göre enflasyon Powell’in dediği gibi geçici değil. Yani fiyat baskısı önümüzdeki dönemde de sürecek. Eğer bu görüş hakim olursa ve ekonomik büyüme mevcut şekliyle devam ederse Fed her ay yaptığı tahvil alımlarını azaltmaya başlayabilir. Buna ilişkin açıklama ise Eylül sonundaki Fed toplantısında gelmese de Kasım’da gelebilir.
Kısacası, piyasalar bu hassas dengede geçen haftaki konuşmayı kazasız belasız atlattılar ama her hafta, olmasa bile iki hafta da bir Fed dalgası yaşayacağız. Fed’in kararından en fazla etkilenecek ekonomilerden biri olduğumuz için biz bu konuyu birkaç haftada bir konuşuruz. Mesela bu hafta ABD haftalık işsizlik verileri açıklandığında ortaya çıkacak sürpriz bir veri konuyu yine hemen gündeme taşıyabilir. Bir de nereye varacağı belli olmayan Delta varyantının yarattığı bir belirsizlik var ki, o da başlı başına ayrı bir yazı konusu…