PepsiCo, iş birlikleriyle pozitif tarımda etkisini büyütüyor
PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, "PepsiCo içerisinde tüm dünyada yüzde 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye'de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Türkiye'de 20 şehirde 200'ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz" diyor.
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olan PepsiCo, aynı zamanda dünyanın en büyük tarım işletmeleri arasında yer alıyor.
Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50 bin dekar alanda 200’ün üstünde çiftçiyle sözleşmeli tarım modeliyle çalışan şirket, Türkiye’deki cipslik patatesin yaklaşık üçte ikisini üretirken, ürünlerinde kullandığı patatesleri de yüzde 100 yerli tohumlar ile ülkemizde üretiyor.
Sözleşmeli tarımdan yenileyici tarım uygulamalarına, tarımda teknoloji kullanımından çiftçilerin bilinçlendirilmesine kadar birçok çalışmaya imza atan şirket, aynı zamanda tarımda yaratılacak pozitif etkiyi daha da büyütmek için tarım ve gıda ekosisteminin ortak paydada buluşturacak etkinlikleri hayata geçiriyor.
Bu kapsamda PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu, tarım ekosisteminin paydaşlarını İstanbul’da bir araya getirdi.
“Gıda Sistemlerimizde Sürdürülebilir Bir Gelecek: Nasıl Yeniden Şekillendirebiliriz?” ana başlığıyla gerçekleştirilen sempozyumda, kaynakların korunarak dünyayı geleceğe taşımanın yolları, gıda tedarik zincirinde çiftçilerden nihai tüketiciye kadar uzanan geniş yelpazede neler yapılabileceği ve insanın buradaki rolü masaya yatırıldı.
Bu seneki sempozyumun en önemli başlıklarından biri ise işbirliğiydi. Katılımcılar; “kendi ayakları üzerinde durabilen bir tarım ekosistemi oluşturmanın yolu birlikte çalışmaktan geçiyor” dediler.
Türkiye’de elektrikli tren ile gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket
“Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz” diyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen’in yorumları şöyle: “PepsiCo olarak sürdürülebilir bir yaşam adına birçok proje gerçekleştiriyoruz ve bugünkü gibi etkinliklerde paydaşlarımızla bir araya gelip fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı PepsiCo Pozitif stratejimiz doğrultusunda Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler başlıklarında birçok iyi örneğimiz bulunuyor. Pozitif Değer Zinciri başlığı altında yaptığımız birçok çalışmanın yanı sıra özellikle iklim krizinin etkilerinin azaltılmasına destek olmak için projeler gerçekleştiriyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada yüzde 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Gidiş dönüş olacak şekilde bin 600 km’yi aşan bir güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. Bununla birlikte Pozitif Tarım kapsamında Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50.000 dektar alanda 200’ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütmek için çalışıyoruz. PepsiCo olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu iyi örnekleri daha da geliştirerek sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolculukta bizim en büyük gücümüz olan değerli paydaşlarımızla birlikte olmaya devam etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.
Gıda sistemlerimizi güncellemek ve bilinçli tüketimi artırmak gerek
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa da, sektörün tüm paydaşlarını harekete geçmeye davet ederek şunları söyledi: “Dünyada her 10 kişiden 1’i aç. Dünya nüfusunun yüzde 30’a yakını, sağlıklı gıdaya erişemiyor. Buna karşılık dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’u henüz tarladayken israf ediliyor. Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir. Ancak sadece doğal bir ihtiyaç olan beslenmenin karşılanması değil aynı zamanda insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için, bugün de örneklerini dinleyeceğimiz şekilde, tarımın daha farklı pratiklerle yapılması ve sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin hızlandırılması lazım.”
Tarım yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil aynı zamanda umut ve dayanıklılık demek
• T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan: “Türkiye, coğrafi avantajları, nitelikli insan kaynağı ve güçlü altyapısı ile tarım ve sektörlerinde küresel ve bölgesel merkez. Aynı zamanda akıllı tarım teknolojileri, geri dönüşüm ve akıllı yönetimi gibi alanlarda yapılacak sürdürülebilir yatırım projeleri önemli fırsatlar barındırıyor. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, bu potansiyeli küresel iş dünyasına tanıtarak Türkiye’nin bu sektörlerdeki küresel ve bölgesel pozisyonunu daha güçlendirmek için uluslararası yatırımcılarla iş birliği halinde çalışmaya devam ediyoruz.”
• EBRD Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar: “Stratejik planda yer alan ve öne çıkan başlıklar; yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması, kaynak verimliliği, karbon nötr ve istihdam olarak sıralanıyor. özellikle kadın istihdamının tarımsal kalkınma bağlamında büyük bir rol oynuyor.”
• World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill: “Gıda ve tarımda insan unsuru çok önemli. WFP olarak tarımı yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil, aynı zamanda umut, dayanıklılık ve refahı büyüten bir güç olarak görüyoruz. Çiftçileri sürdürülebilir uygulamalarla destekleyerek ve güçlü ortaklıklar kurarak, bugünün zorluklarını gıda güvenliği ve refah dolu bir geleceğe dönüştürmeyi hedefliyoruz.”
• CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig: “Kadını tarımsal gelişmelere ve karar verme aşamalarına entegre etmek için çalışıyoruz. Kadınlara eşit liderlik fırsatları, finansal destek ve geleceğin mesleklerini sunmak; uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve başarılı bir gelecek için yapabileceğimiz en iyi yatırımdır.”
• KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol: “Dijital tarım teknolojileri, kadın girişimcilerin tarımsal üretimde verimliliği artırarak ekonomiye katılımlarını güçlendiriyor, sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olmalarını sağlıyor.”
• Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik: “SKD Türkiye olarak, tarımsal üretimde su verimliliğini artırmak, inovatif tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve dijitalleşmeyi desteklemek üzere geliştirdiğimiz projelerle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlıyoruz.”
• Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay: “Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımı, hassas tarım tekniklerini mümkün kılarak kaynakların kullanımının daha verimli yapılmasını sağlıyor.”
• Metro Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan: “Coğrafi işaretli ürünler diye adlandırdığımız ürünler, bizim kültürel mirasımız. Eğer ürüne ve üreticiye sahip çıkamazsak Türk mutfağını korumak ve Türk mutfağının sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil.”
“Toprağa, tarıma küsmedik”
• Sempozyumun sonunda Lay’s marka yüzü ve aynı zamanda UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar’ı, deprem bölgesinde çiftçilik yapan Didem Esmer ile “Sosyal Sorumluluk Projeleriyle Umudu Yeniden Yeşertmek” panelinde dinledik. Dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geldiğini söyleyen Evgar, depremin yarattığı tahribatın ardından Hatay’daki çiftçilerin yanında olmanın çok önemli bir sorumluluk olduğunu söylüyor. Depremin ardından umudunu kaybettiğini söyleyen Didem Esmer ise, “Lay’s Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi sayesinde toprağa tarıma küsmedik. Benim çevremde, bölge çiftçilerinde tekrar umut ve çalışma şevki güçlendi” diyor.