PepsiCo, ambalajların asla atık olmadığı bir dünya hedefliyor

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Daha güçlü ve sürdürülebilir bir yiyecek sistemi kurma çabalarını hızlandıran PepsiCo, tüm değer zinciri genelinde mutlak sera gazı emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 40’tan fazla düşürmeyi hedefliyor. Firma, Paris Anlaşması’nda öngörülenden on yıl önce, 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılacağının sözünü de veriyor.

PepsiCo’nun, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa bölgesinde odaklanacağı başlıklar şöyle sıralanıyor: Sürdürülebilir tarımı ilerletmek, yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak ve tüm lojistik zincirinde düşük veya sıfır emisyonu benimsemek, paketlemede kullanılan plastikte geri dönüştürülmüş oranını artırmak ve markalarının çevresel etkisini azaltmaya yönelik ürün tasarımının sürdürülmesi.

PepsiCo Avrupa Tedarik Zinciri Başkan Yardımcısı Chris Daly ile PepsiCo’nun iddialı hedeflerini konuştuk:

Sürdürülebilir bir gıda sistemi

“Günümüzün zorlukları sürdürülebilirlik için acil, hızlandırılmış eylemler gerektiriyor. Tarımsal alanda toprak aşınması, artan paketleme atığı, su kıtlığı ve iklim değişikliği gibi dünyayı tehdit eden pek çok konu bulunuyor ve gıda sisteminin acilen bir dönüşüme ihtiyacı var. Küresel ölçeğimizi kullanmak ve daha sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmaya yardımcı olmak için bir fırsat ve sorumluluğumuz var. Bunu, toprağın restorasyonunu sağlayan bir şekilde gıda yetiştirerek, ürünlerimizi sürdürülebilir ve adil bir şekilde üreterek ve müşterileri, kendileri ve gezegen için pozitif seçimler yapmaya teşvik ederek gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz yıl küresel olarak sera gazı emisyonumuzu yüzde 6 azalttık, 44 milyon kişiye güvenli su erişimi sağladık ve çiftçilerden alınan tarımsal hammaddelerin yaklaşık yüzde 80’ini sürdürülebilir kaynaklardan temin ettik. Türkiye’de, patates cipslerimiz için kullandığımız tarımsal hammaddelerimizin tamamı yerel çiftçilerden sağlanıyor.”

Dünyanın ilk tamamen geri dönüştürülebilir kağıt şişesi yolda

“Türkiye’de döngüsellik, gezegen üzerinde pozitif bir etki yaratan pek çok çözümün merkezinde yer alıyor. Vizyonumuz ambalajların asla atık olmadığı bir dünya kurmak ve bunu üç temele odaklanarak yapıyoruz: Kullandığımız ambalaj miktarını azaltmak, daha fazlasının geri dönüştürüldüğünden emin olmak ve yeni teknolojiler ve malzemelere bakmak için ambalajlarımızı yeniden şekillendirmek. 2025’e kadar tüm ambalajlarımızın dönüştürülebilir, biyo-çözünebilir veya kompostlanabilir olmasını istiyoruz ve plastiğe alternatif malzemeler konusunda bazı yeni inovasyonları inceliyoruz. Bunun içerisinde dünyanın ilk tamamen geri dönüştürülebilir kağıt şişesini denemek için Pulpex konsorsiyumuna küresel katılımımız da bulunuyor ve tekrar kullanılabilir modeli ile 2025 boyunca tahmini 67 milyar tek kullanımlık plastik şişeden kaçınılması hedeflenen SodaStream işimizi büyütmeye devam ediyoruz. Türkiye’de, içecek portföyümüzdeki geri dönüştürülmemiş plastik kullanımını yüzde 35 azaltma küresel hedefimize ulaşmak için çalışıyoruz ve şimdiden ülkedeki ambalajlarımızın bir kısmında yüzde 50 geri dönüştürülmüş plastik (rPET) kullanıyoruz.”

Türkiye’de 2021’de yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiyoruz

“Yakın zaman önce 2040’a kadar net-sıfır emisyona ulaşma ve 2030’a kadar mutlak emisyonumuzu yüzde 40 azaltma taahhüdümüzü duyurduk. Bu hedefe ulaşmak için çalışırken, 12 Avrupa ülkesinde hali hazırda yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanıyoruz ve 2021 yılında Türkiye de bu ülkeler içerisinde yer alacak. PepsiCo Türkiye’de üretimimizdeki en kritik yatırım alanlarından biri sera gazı emisyonlarını azaltmak için yenilenebilir enerji kullanmak. Suadiye ve Tarsus fabrikalarımızda elektrik tüketimimizin yüzde 50’ye kadarlık kısmını biyogazdan ve güneş enerjisinden elde ediyoruz. Manisa ve Adana tesislerimizde güneş enerjisi yatırımlarımızın ilk aşamasını tamamladık ve üretim hatlarımızda doğalgaz yerine biyogaz kullanmayı planlıyoruz.”

Türkiye’deki 6 PepsiCo fabrikası sıfır atık temelinde çalışıyor

PepsiCo Türkiye olarak cipslik patates üretiminin yüzde 60’ını Türkiye’deki 20 şehirde toplam 4000 hektar arazi üzerinde yüzlerde çiftçiyle sözleşmeli tarım çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Patateslerimizi geliştirdiğimiz “organo-mineral gübre Naturalis” ile yetiştiriyoruz. Bu yaklaşım ile toprağa işleyen kimyasalları yüzde 40’a kadar azaltıyoruz. Tarımda kullanılan suyu optimize ediyoruz. Ayrıca döngüsellik konusunda bütünsel ve atıktan nasıl bir değer oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. Naturalis projemiz aracılığıyla patates kabukları, mısır, nişasta ve sebze yağlarının atıklarını toplayarak fabrikalarımızda kullandığımız enerjinin üretimini gerçekleştiriyoruz. Daha sonra teknolojiyi kullanarak kalan atıkları, patates üreticilerimizin bir sonraki ekin döneminde üretimlerine yardımcı olan özel bir gübreye dönüştürüyoruz – süreçteki CO2 emisyonlarını yüzde 11,5 azaltırken gübre üretimindeki kimyasal kullanımını yüzde 40 azaltan ve toprak üzerindeki negatif etkiyi en aza indiren tarladan fabrikaya döngüsel bir ekonomi modeli oluşturuyoruz. ‘Sıfır atık’ son yıllarda ülkemizin en büyük odaklarından biri haline geldi ve şirket olarak uzun bir süredir gündemimizdeydi. Bugün Türkiye’deki 6 PepsiCo fabrikasının tamamını sıfır atık temelinde çalıştığını gururla söyleyebilirim.”

Türkiye’de tarımsal ayak izimiz 10 bin hektardan daha geniş bir alana yayılıyor

“PepsiCo’nun ürünlerinin pek çoğu üretim döngülerine bir tarla veya bir çiftlikte başlıyor. Türkiye’de tarımsal ayak izimiz 10 bin hektardan daha geniş bir alana yayılarak yerel çiftçilerden patates, mısır ve mısır irmiği sağlıyor. Su, ülkemizde dikkatle yönetilmesi gereken bir kaynak ve bu yüzden su kullanımını azaltan teknolojilere yatırım yapıyoruz. Düşük basınçlı damla sulama yaklaşımları sayesinde su kullanımımızı yarıya indirmeyi başardık. iCrop teknolojimiz sayesinde tüm tarlalarımızda sulama optimizasyonu sağlayabiliyor, sensörler ve uydu sistemleri ile nem bilgisini alarak erken uyarı verebiliyoruz. Bu teknolojiyi kullandığımız alanlarda yüzde 5 ila 10 su verimliliğine ulaştık.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar